Filistin'de seçimleri kazandıktan sonra
Türkiye başta olmak üzere birçok
ülkeye ziyaretlerde bulunan
Başbakan İsmail
Haniye, Zaman’a önemli açıklamalar yaptı.
İsrail ablukasından El
Fetih’le yapılan
koalisyon görüşmelerine,
ekonomik sıkıntılardan
Lübnan’a kadar pek çok konuyu değerlendiren
Hamas yönetiminin lideri, Türkiye’den övgüyle söz ediyor. Maddî ve manevî desteğini her zaman yanlarında gördüklerinin altını çiziyor. Türklerin şu anda ve geçmişte kendileri için yaptıklarını hiçbir zaman unutamayacaklarını belirtirken, sözü
Osmanlı padişahı 2.
Abdülhamit’e getiriyor. Teklif edilen paralara rağmen, Abdülhamit’in Yahudilerin Filistin topraklarına göç etmelerine razı olmadığını hatırlatan Başbakan Haniye, bunu her Filistinlinin bildiğine dikkat çekiyor. Türkiye’de son günlerde kendilerine
destek amacıyla düzenlenen gösterilerin manevî açıdan büyük önem taşıdığını dile getiren Haniye, kaçırılan İsrail askerinin kurtarılması için gösterilen çabayı takdir ettiklerini belirtiyor. Haniye, “Tüm bu olup bitenler Türk halkının Filistinlilere kalben ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.” diyor.
Başbakan, Türkiye’den taleplerini ise şöyle anlatıyor: “
Ramazan ayı öncesi maaşlarını alamayan ve greve giden sağlık ve eğitim personeli konusunda
yardım bekliyoruz. Türkiye hukuk, idare ve
politika konusunda tecrübelerini Filistinlilere aktarabilir. Büyük bir
medeniyet ve
modern bir ülke olan Türkiye, stratejik konumunu ve gücünü kullanarak Filistin’e uygulanan ablukanın kaldırılması için önayak olabilir.”
İsrail ablukasının sebep olduğu ekonomik sorunlar (işsizlik ve memur maaşlarının ödenememesi) yüzünden Filistinliler nezdinde popülaritesi hızla düşmeye başlayan HAMAS yönetiminin Başbakanı Haniye, ambargoya tepkili.
Amerika ve İsrail’in kendilerine zorla dikte ettirmek istediği şartları kabul etmedikleri için Filistin halkına bu acıların tattırıldığını söylüyor. Ancak, tüm olup bitenlere Filistinlilerin büyük bir onurla karşı koyduğunun altını çiziyor. ABD ve Batılı ülkelerin Filistin’e uyguladıkları ambargonun en önemli dayanağını oluşturan ‘İsrail devleti yok edilmeli’ sözünü hiçbir zaman dile getirmediklerinin altını çizen Haniye, İsrail ile masaya oturmak için şartlarının çok açık olduğunu vurguluyor: “Filistinlilerin
doğal haklarının tanınması,
Kudüs’ün bağımsız Filistin’in başkenti olması, yerlerinden edilen milyonlarca mültecinin yerlerine yerleştirilmesi ve 10 bin
esirin serbest bırakılması.”
İktidara geldiklerinden itibaren, Filistin halkının kötü durumla yüzleşmemesi için İsrail hükümetiyle hemen temasa geçtiklerini kaydeden Haniye, yaşanan süreç hakkında şu bilgileri veriyor: “
Başbakanlık bildirisinde de belirttiğimiz gibi eski hükümetlerin yaptığı anlaşmalara bağlı hareket edeceğimizi duyurduk. Ve hükümetimiz bünyesindeki tüm bakanların, muadilleri İsrailli bakanlarla derhal temasa geçmelerini istedik. Fakat maruz kaldığımız muamele, Filistinlilerin hakkı olan aylık vergilerin kesilmesi oldu.”
Filistin’e uygulanan ablukanın kaldırılması için dört bir koldan dünyanın her tarafına ekipler gönderdiklerini, ülke içinde de cumhurbaşkanlığı ve diğer gruplarla temasa geçtiklerinin altını çizen Haniye, Refah sınır kapısından getirilen bir kısım paralar ve toplanan vergilerle maaşların ön ödemesini yapabildiklerini anlatıyor.
Borç yükümüz 2,4 milyar dolar
Kendi dönemlerinde Filistinlilerin maddi olarak çok kötü duruma düştükleri tezini reddeden Başbakan şu tespitlerde bulunuyor: “Bizden önce gelen yardımlar tamamen birtakım politik amaçlara
hizmet ediyordu. Politik amaçlarda da önde gelen niyet İsrail’in şartlarını kabul ettirmek ve İsrail’e karşı mücadele edenleri onlara teslim etmek vardı. Fakat biz bu konularda taviz vermedik ve Filistin’in onurunu koruduk. Daha önce de maddi durumumuz anlatıldığı gibi parlak değildi. Düzenli olarak ödenen maaşlar kredilerden karşılanıyordu. Şu anda Filistin Yönetimi 2,4 milyar dolarlık bir borç yükü altında bulunuyor.”
Haniye, seçimleri kazanmalarından itibaren
El Fetih ile koalisyon kurmak için ısrarcı olduklarını, ancak başaramadıklarını da dile getiriyor. Kendi hükümetlerini kurduktan sonra da yeni koalisyon fikrinden uzaklaşmadıklarını belirten Haniye, bir süre önce Devlet Başkanı Ebu Mazen ve El Fetih’le sürdürülen görüşmelerde olumlu neticeler aldıklarını ve görüşmelerin ciddi bir şekilde devam ettiğini vurguluyor. El Fetih’in de aralarında bulunduğu koalisyon hükümeti konusunda nihai karara henüz varamadıklarını, ancak görüşmelerin bitmesiyle birlikte yeni hükümetlerini ilan edeceklerini söylüyor.
Zaman zaman
Gazze tarafından El Kassam füzeleri fırlatarak İsrail’in kanlı operasyonlar düzenlemesine zemin hazırlayan bazı grupları
kontrol edemedikleri yönündeki iddialar konusunda ise Haniye, HAMAS’ın her zamanki politikasını dile getiriyor: “Filistinli silahlı gruplar, Filistin halkının menfaatı için çalışıyor. Ve direniş silahları düşmana yönlenmektedir. Asıl problem işgal silahının Filistin halkına yönlenmiş olmasıdır.”
İsrail’e, Filistin halkına çektirdiği işkenceye artık son vermesi ve çekildiği Gazze’yi de artık özgür bırakması çağrısında bulunan Başbakan, bu durum devam ettikçe İsrail ile masaya oturmalarının mümkün olmadığını kaydediyor.
Hizbullah’ın İsrail’e karşı gösterdiği başarının Filistin ve
bölge halklarına kırılan onurlarını yeniden onarma fırsatı sunduğunu da ifade eden Haniye şöyle devam ediyor: “Bu direniş ayakta durabilme iradesinin silahtan daha güçlü olduğunu ortaya koydu. İrade oldukça başarı da geldi. Bu direniş Lübnan’ın dışardan gelen baskılara
boyun eğmemesinin simgesidir.’
‘İsrail devleti yok edilmeli’ demedik
İsrail ablukasının sebep olduğu işsizlik ve memur maaşlarının ödenememesi gibi ekonomik sorunlar, Hamas yönetimini zorluyor. Amerika ve İsrail’in kendilerine zorla dikte ettirmek istediği şartları kabul etmedikleri için Filistin halkına bu acıların tattırıldığını belirten Başbakan Haniye, yanlış bir kanaati düzeltiyor. ABD ve Batılı ülkelerin Filistin’e uyguladıkları ambargonun en önemli dayanağını oluşturan ‘İsrail devleti yok edilmeli’ sözünü hiçbir zaman dile getirmediklerinin altını çizen Haniye, şartlarının kabul edilmesi halinde İsrail ile masaya oturabileceklerini vurguluyor.
Haniye’nin masaya oturma şartları
Filistinlilerin doğal hakları tanınmalı.
Kudüs, Filistin’in başkenti olmalı.
Yerlerinden edilen milyonlarca mülteci yerlerine dönmeli.
10 bin esir serbest bırakılmalı.