Rusya Devlet Başkanı Dmitri
Medvedev'in daveti üzerine Yaroslavl kentine gelen Gül, Rusya lideri ile birlikte, "Toplumsal Çeşitlilik Çağında Modern Devlet" temasının ele alındığı kapanış oturumunda bir konuşma yaptı.
Devletin
toplumun önünden değil de arkasından giden bir yapıya dönüşmesi gerektiğine vurgu yapan liderler, çeşitliliğin zenginlik oluşturduğuna değindi.
Korku ve
baskı ile
halkları yönetme döneminin bitmek üzere olduğunu ifade eden Gül,
modern devletin
hesap soran değil hesap veren, halkın tüm kesimlerini kucaklayan eşitlikçi ve demokratik olmasının en büyük özellikleri olduğunu söyledi.
Gül konuşmasında, "Devlete ait toplum veya milletten, toplum veya millete ait devlet anlayışına doğru bir geçiş olmuştur. Korkuyla, baskıyla halkları yönetmek devri bitmiştir. Devletin yegâne varlık sebebinin, halkının meşru arzu, talep ve beklentilerini karşılamak olarak tanımlandığı bir anlayış ortaya çıkmıştır" dedi.
Çok kültürlülüğün yönetilmesinin önemine vurgu yapan Gül, kültürel, etnik ve dini farklılıkların bir
ülke için zafiyet değil, o ülkeyi zenginleştiren bir faktör olarak kabul edilmesinin zorunluluklar arasında olduğunu belirtti ve bunu uygulayacak liderlere ihtiyaç olduğunu söyledi.
Gül, modern devleti, hukukun üstünlüğünü düstur edinen, temel
insan hakları ve özgürlüklerden taviz vermeden güvenlik ve istikrarı sağlayan,
ekonomik büyümeyi sağlarken, hakça bölüşümü
ihmal etmeyen, milli çıkarların peşinde koşarken, insanlığa karşı sorumluluğunu unutmayan, hesap sorun değil, hesap veren, halkın tüm kesimlerini kucaklayan ve farklılıkları da zenginlik olarak gören "müşfik ve hoş görülü" olarak tanımladı.
Korku ve baskı ile halkları yönetme döneminin bitmek üzere olduğunu ifade eden Gül, modern devletin hesap soran değil hesap veren, halkın tüm kesimlerini kucaklayan eşitlikçi ve demokratik olmasının en büyük özellikleri olduğunu söyledi. Gül konuşmasında, "Devlete ait toplum veya milletten, toplum veya millete ait devlet anlayışına doğru bir geçiş olmuştur. Korkuyla, baskıyla halkları yönetmek devri bitmiştir. Devletin yegâne varlık sebebinin, halkının meşru arzu, talep ve beklentilerini karşılamak olarak tanımlandığı bir anlayış ortaya çıkmıştır." dedi.
Gül, Modern devleti, hukukun üstünlüğünü düstur edinen, temel insan hakları ve özgürlüklerden taviz vermeden güvenlik ve istikrarı sağlayan, ekonomik büyümeyi sağlarken, hakça bölüşümü ihmal etmeyen, milli çıkarların peşinde koşarken, insanlığa karşı sorumluluğunu unutmayan, hesap sorun değil, hesap veren, halkın tüm kesimlerini kucaklayan ve farklılıkları da zenginlik olarak gören "müşfik ve hoşgörülü" olarak tanımladı.
ÇEŞİTLİLİK VE FARKLILIKLARI YÖNETEBİLME
Modern devletin karşılaştığı en önemli hususlardan birinin çeşitlilik ve farklılıkları yönetebilme kabiliyeti olduğuna işaret Gül şu tespitlerde bulundu: "İşte modern devletin bugün karşılaştığı en önemli hususlardan birini, bu çeşitliliği ve farklılığı yönetebilme kabiliyeti oluşturmaktadır. Bu çerçeved
e devletin tüm vatandaşlarına dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin eşit anayasal hak ve güvenceler sağlaması, gelir dağılımı ve fırsat eşitliğinde adil bir
sistem kurması önem taşımaktadır."
DEVLETİN GÜVENLİĞİ TOPLUMUN HUZUR VE REFAHINA BAĞLI
Tarih boyunca uygarlıkların beşiği olmuş ve yüzyıllar boyunca çok dinli, çok etnili ve çok kültürlü imparatorluklara ev sahipliği yapmış
Türkiye'nin, toplumsal çeşitlilik konusunda engin bir tecrübeye sahip olduğuna değinen Cumhurbaşkanı, "Esasen Türk insanının yaklaşık iki yüzyıl önce başlayan çoğulculuk ve
demokrasi temelli modernleşme çabaları, ülkemizde son on yılda siyasi ve ekonomik alanlarda gerçekleştirilen köklü reformlarla daha da ivme ve etkinlik
kazanmıştır. Yaptığımız reformların temel amacı halkın
yaşam standartlarını yükseltmeye ve sosyal uyumu
teşvik etmeye yönelik olmuştur. Yapılan çalışmalarla bir anlamda "temsil eden devlet" ile "temsil edilen halk" arasındaki kamusal
diyalog kanalları genişletilmiş, devlet kendi güvenliğini toplumun huzur ve refahına bağlı olarak pekiştirmiştir." tespitinde bulundu.
EKONOMİK ZENGİNLEŞME DEMOKRATİKLEŞMEYİ TEŞVİK EDİYOR
Türkiye'nin dünyanın 16. ve Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi konumuna yükseldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı, "Ekonomik reformlarla artan maddi imkânlarımız sayesinde Türkiye,
demokratikleşme ve modern devlet olma yolunda daha özgüvenli şekilde hareket etmeye ve önemli
bölgesel ve küresel sorumluluklar üstlenmeye başlamıştır. Bu meyanda, ülkemiz yılda 2 milyar dolara yaklaşan, hiçbir karşılık beklemeden insanlık adına yapılan
kalkınma yardımlarıyla yükselen bir donör ülke konumuna
terfi etmiştir. Öte yandan, demokrasimizin kapsamını genişletmek, standardını yükseltmek, yetkin ve olgun bir aşamaya taşımak, ayrıca demokratik katılımı artırmak için hala atmamız gereken adımların var olduğunun farkındayız." şeklinde konuştu.
GÜL: ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA HALKLARININ MEŞRU TALEPLERİNİ DESTEKLİYORUZ
"Demokrasi, bir ülkeyi muktedir kılan en önemli güç vektörüdür. Gücünü halktan alan bir devletin, hem bekası, hem de uluslararası itibarı teminat altındadır." ifadelerini kullanan Gül, "Bu yılın başında
Kuzey Afrika'da başlayan ve hızla diğer
Orta Doğu ülkelerine yayılan değişim ve demokratik dönüşüm hareketlerini, 1848 ve 1989 devrimlerine eşdeğer olaylar olarak görüyoruz. Bölgenin demokratik, modern devlet modeline geçiş yönünde tarihi bir dönemecin eşiğinde olduğunu düşünüyoruz. Türkiye bu anlayışla bölge halklarının meşru reform taleplerini desteklemekte, küresel ölçekte etkileri olacak bu tarihi dönüşümün, barış, istikrar, huzur ve refaha tahvil edilmesi için çaba sarf etmektedir." ifadelerine yer verdi.
RUSYA'DA FARKLI KÜLTÜRLER BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞIYOR
Farklı kültürlerin barış içinde bir arada yaşamasına imkân sağlayan köklü geleneğiyle toplumsal çeşitliliğin en güzel örneklerinden birini teşkil eden Rusya'da bu mesajları vermekten ayrıca mutlu olduğuna değine Cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı: "Özellikle değerli dostum Sayın Medvedev'in bu doğrultuda gerek Rusya içinde, gerek uluslararası alanda gösterdiği samimi çabalar ve liderlik bizleri gelecek için ümitlendirmekte, cesaretlendirmektedir. Binlerce yıllık devlet geleneğine, büyük imparatorlukların tecrübe ve mirasına sahip olan Türkiye ve
Rusya Federasyonu, küresel düzenin bu parametreler üzerinde şekillenmesine en anlamlı katkıda bulunabilecek ülkelerin başında gelmektedir.
Avrasya coğrafyasının belkemiğini oluşturan ülkelerimizin, toplumsal çeşitlilik ve modern devlet yolunda atacağı her adım, bizi daha güvenli, daha huzurlu ve daha müreffeh bir dünya idealine y
akınlaştıracaktır."
Gül ve Medvedev'in konuşmalarını Rusya Parlamentosu alt kandı
Duma Başkanı Boris Grizlov, ana muhalefet Komunist Parti lideri Genadi Zyuganov, Liberal
Demokrat Parti lideri
Vladimir Jirinovski, hükümet üyeleri, uzmanlar ve çok sayıda basın mensubu izledi.
UÇAK KAZASI GÖLGELEDİ
Formun düzenlendiği tarihi kentte içinde Lokomotiv Yaroslavl buz hokey takımının da bulunduğu uçağın kalkış sırasında düşmesi ve 45 kişinin yaşamını yitirmesi ülkede üzüntüye neden oldu. Forum çerçevesinde düzenlenen bir dizi etkinlik iptal edilirken, formun düzenlendiği Lokomotiv Yaroslavl'ın Arena 2000 adlı
spor kompleksinin binanın önüne taraftarlar akın etti. Gözyaşları içinde oluşturulan platforma
çiçek bırakan ve mum yakan taraftarlar yaşananlara inanamıyor. Medvedev'in de gün içerisinde kaza bölgesinde incelemelerde bulunması bekleniyor.