Gül, ABD'nin saygın gazetelerinden
Wall Street Journal'a verdiği
mülakatta, "
Hamas'a,
İsrail'in varolma hakkını tanıması için tavsiyede bulunduğunu" da kaydetti.
Gazetede Marc Champion imzasıyla yayımlanan habere göre, Cumhurbaşkanı Gül, mülakatta, "Obama'nın,
halk ayaklanmalarına sahne olan
Mısır ve
Tunus'a yönelik
yardım ve borç silinmesi yönünde verdiği sözlerden memnuniyet duyduğunu" belirtirken, bununla birlikte, "
Ortadoğu için çok daha büyük ölçekli bir 'Marshall Planı'na ihtiyaç duyulduğunu" söyledi.
"Bu tür bir yardım fonunun
Dünya Bankası tarafından idare edilmesi ve Batı'daki geleneksel donörlerin yanında, bölgedeki
ülkelerin de katkılarını alması gerektiğini" ifade eden Gül, "fonun öncelikle Tunus ve Mısır'a, daha sonra da açıkça demokrasiyi
tercih eden Ortadoğu'daki diğer ülkelere açık hale getirilmesi gerektiğini" kaydetti.
Gül, Obama'nın 1967 sınırları temelinde bir
Filistin devletinin kurulması gerektiği şeklindeki sözleriyle ilgili olarak, "1967 sınırlarına referans yapılmış olduğu gerçeği, başlı başına çok önemli bir adım" dedi.
-"İSRAİL, ARAP DÜNYASINDAKİ DEMOKRATİK AYAKLANMALARIN ANLAMINI ANLAMALI"-
"İsrail'in, güvenliğini ilk sıraya koymada haklı olduğunu" belirten Gül, "ancak İsrail'in, bunu etkin şekilde yapması için, Arap dünyasındaki demokratik ayaklanmaların anlamını, yani, yeni seçilmiş hükümetlerin 'onur kırıcı' İsrail politikalarına hoşgörü göstermelerine, seçmenleri tarafından artık izin verilmeyeceğini anlamasının gerektiğini" söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, "İsrail, taktiksel konulara odaklanmamalı. Stratejik tarafa bakmalı. Bu korkudan kurtulmalı" ifadesini kullandı.
Obama'nın, konuşmasında İsrail'in, Hamas'ı kastederek, kendisinin varolma hakkını tanımayan bir tarafla müzakere etmesinin beklenemeyeceğini söylerken "haklı bir noktaya değindiğini" belirten Gül, "Hamas'a bu konuda
baskı yapmaya istekli olup olmadığının" sorulması üzerine, "Onlara zaten tavsiyede bulundum" dedi.
Hamas lideri
Halid Meşal ile 2006 yılında
Ankara'yı ziyareti sırasında yaptığı görüşmede, Meşal'e, İsrail'in varolma hakkının tanınması konusunda "rasyonel olmalısınız" dediğini anlatan Gül, "Hamas'ın, 1967 öncesi sınırlarında İsrail'i tanımayı zaten içsel olarak özümsediğini, ancak bunun İsrail'in Filistin devletini tanımasıyla aynı anda olmasını istediğini" kaydetti.
Gül,
Türkiye-ABD ilişkileri konusunda da "son dönemde, iki ülke arasındaki istişarelerin belki de en üst düzeye ulaştığını" belirtti.
Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak da "Suriye'nin
Libya'dan farklı olduğunu, hala
diyalog için bir şansın bulunduğunu" ifade eden Gül, "Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın, Türkiye kendisine sırt çevirmeden protestoculara daha ne kadar ateş açabileceği" şeklindeki bir soru üzerine, "bir kişinin daha öldürülmesinin bile yeri olmadığını" söyleyen Gül, Mısır ile Tunus arasındaki farklılığa işaret ederek, "Mısır'da ordunun halka ateş açmayı reddederek, durumu çok daha basit ve az tehlikeli hale getirdiğini" ifade etti.
-GAZETENİN YORUMLARI-
Gazetenin kendi yorumunda ise, "Ankara'nın Ortadoğu'da giderek daha aktif hale gelen dış politikasının, son iki yılda İsrail ve
İran dahil olmak üzere bir dizi alanda
Washington ile ilişkilerde sorunlara neden olduğu, ayrıca Türkiye'nin, Batı ülkelerinin Libya lideri Muammer Kaddafi'nin devrilmesi çağrıları ve bu yönde harekete geçmesine direnç göstermesinin de Ankara ile Washington arasında gerginlik yarattığı" savunuldu.
"Ancak Türkiye'nin, sonrasında Kaddafi'nin
istifa etmesi çağrısında bulunduğu ve NATO'nun misyonunda da yer aldığına" işaret edilen yorumda, "Türkiye'nin kendini ayrıca, Suriye konusunda ne yapılması gerektiği noktasında ABD'ninkine benzer bir ikilemin içinde bulduğu" ifade edildi. Yorumda, "her iki ülkenin de Beşşar Esad'a protestoculara karşı şiddeti sona erdirmesi ve anlamlı reformlar yapması çağrısında bulunduğu, ancak Esad'ın iktidardan ayrılmasının zamanının geldiği yönünde bir açıklamada bulunmadığı" belirtildi.
Gazetedeki yorumda, "Washington ve Ankara'nın, Filistin'in BM'den bağımsız Filistin devletini tanımasını isteyeceği eylül ayında İsrail konusu üzerinde yeniden sorun yaşamasının muhtemel olduğu" da öne sürüldü.
"Suriye'nin, Türkiye'nin 'komşularıyla sıfır sorun' politikasında
kilit bir başarı hikayesi olduğunun" belirtildiği yorumda, "ancak analistlerin, Esad'ın şiddete başvurmayı terk etmesi yönünde Türkiye'nin yaptığı çağrıları reddetmesinin, bu politikanın sınırlarını ortaya çıkardığını söylediği" kaydedildi. Yorumda, "hem Suriye hem de Libya'da, göstericilere saldırılarak, bölgenin
model demokrasisi olarak Türkiye'nin itibarına zarar verildiği" ileri sürüldü.