Mısır Dışişleri Bakanı
Ahmed Ebul Geyt, Şarm El Şeyh'te
Gazze'nin yeniden imarı için düzenlenen konferansın bitiminde yaptığı açıklamada, söz konusu paranın iki yıl içinde ödeneceğini söyledi.
BABACAN, GAZZE'YE YARDIM KONFERANSINI DEĞERLENDİRDİ
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan,
Filistinliler arasında uzlaşma sağlanmasının "olmazsa olmaz şart" olduğunu, uluslararası
toplumun Gazze'ye yapılacak
yardımı "iyi organize edilmiş mekanizmalarla" kullandırmak istediğini söyledi.
Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen Gazze'nin yeniden imarı için düzenlenen konferansa katılan Babacan, yapılan görüşmeleri değerlendirdi.
Gazze'nin yeniden imarı, Gazze'de yaşanan insanlık dramına ve özellikle yaşananların insani sonuçlarına bir nebze çare bulabilmek için bu konferansın düzenlendiğini belirten Babacan, oldukça üst düzey bir
katılım olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Ülkeler, Gazze ile ilgili ne kadar kaynak ayırabileceklerini, neler yapabileceklerini burada açıkladı. Biz de
Türkiye olarak,
Aralık 2007'de Paris'te yapılan donörler toplantısında yapılan 150 milyon dolar yardıma ek olarak 50 milyon dolarlık yeni bir kaynağı tahsis edeceğimizi ilan ettik. Türkiye'de farklı
bağış kampanyaları vardı. Bakanlıkların, Diyanetin kampanyaları vardı. 43 milyon dolarlık kaynak birikti. Bu da halkımızın Gazze için yardımı oldu. Bunu da kuşkusuz Gazze'ye yönledireceğiz. Oradaki insani durum, tıbbi malzeme ve ilaç gibi konularda değerlendirilecek. Bu toplantının faydalı olduğunu düşünüyorum."
Babacan, önemli olanın bu kaynağın hangi mekanizmalarla, nasıl kullanılacağı konusu olduğunu, bu konuda henüz durumun açık olmadığını belirtti. Kaynağı Filistin
Ulusal Yönetiminin kendi başına Gazze'de kullanma imkanı bulunmadığını kaydeden Babacan, "Çünkü Gazze'de herhangi bir kontrolü söz konusu değil. Hamas'ın tek başına kullanması gerçekçi değil. Uluslararası toplum bu yardımı iyi organize edilmiş mekanizmalarla kullandırmak istiyor. Dolayısıyla bu da gerçekçi değil. Herhangi bir uluslararası kuruluşun tek başına yapması da mümkün değil. Bu yardım miktarının gerçek miktarda kullanılabilmesi için, Gazze'deki yıkımın yeniden inşası için, öncelikle Filistinliler arasındaki uzlaşmayı gerçekten sağlamak gerekiyor" dedi.
Filistinliler arasında uzlaşmanın sağlanmasının "olmazsa olmaz şart" olduğunu ifade eden Babacan, bu konuda 5 ayrı komite kurulduğunu ve 10 Martta komitelerin ilk toplantılarını yapacağını belirtti. Babacan, "Filistinli gruplar arasında pek çok konu var, görüşülecek, tartışılacak. Biz de bu sürece
destek veriyoruz. Destek vermeye devam edeceğiz. Ne zamanki tıkanıklık olursa, ne zamanki süreçte tıkanıklık olursa ya da sürecin hızlı ilerlemesiyle ilgili bizden talep gelirse, destek vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
ARAPLAR ARASINDAKİ AYRILIK BÜYÜK PROBLEM
Babacan, "resme biraz daha büyük bakıldığında, Araplar arasındaki
ayrılık, Araplar arasındaki kutuplaşmanın da büyük bir problem olduğunu" belirtti.
Arap ülkeleri arasındaki gerginlik giderilmeden, Filistin sorununa çözüm bulunamayacağı düşüncesini dile getiren Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hatta Araplar arasındaki ayrılık belli ölçüde giderilmeden Filistinliler arasındaki uzlaşmanın sağlanamayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla temaslarımızda görüştüğümüz tüm Arap ülkelerinin
bakanlarına, hep birlik, beraberlik mesajları veriyoruz. Şu anda iklimin uygun olduğunu söylüyoruz. Farklılıkları bir kenara koyup, ortak paydalar üzerinde buluşup, bir bakıma ortak
dava olan Filistin davasının sonuca ulaşması için, hep beraber çalışmak gerektiğini söylüyoruz. Türkiye'nin bu konudaki çabaları gerçekten destek görüyor. Türkiye'nin bölgedeki sorunların çözümüne gösterdiği aktif katkı, herkes tarafından takdir ediliyor. Aynı zamanda bu toplantı, çok sayıda ikili görüşme yapmak için de iyi bir fırsat oldu. Oldukça çok sayıda bakanla ikili görüşme yaptık."
Babacan, toplantının Filistin meselesinin çözüm yoluna girmesi için bir vesile teşkil etmesi dilediğinde bulunarak, "Umarız ki bu toplantı Gazze'de yaşanan dramın, acıların bir an önce sona ermesi için de bir
araç olur. Zaten bunun için buradayız. Çalışmalarımızı, katkılarımızı yoğun olarak sürdüreceğiz" dedi.
HERKES TÜRKİYE'NİN DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYUYOR
Mısır
Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ile de bugün görüştüğünü bildiren Babacan, herkesin görüşünün, Türkiye'nin desteğine, yardımına ve katkısına bu süreçte şiddetle ihtiyaç duyulduğu şeklinde olduğunu bildirdi. Babacan, "Biliyorsunuz bütün Filistinli gruplarla görüşüyoruz. Herkesle olan bu iyi
diyalog sorunun çözümü konusunda önemli. Bunu fark ediyorlar. Bütün gruplarla çok rahat görüşen ender ülkelerden biri Türkiye. Bu konuda çabalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Babacan, konferansa öğle yemeği için ara verilmesi sırasında ABD Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton ile de ayak üstü görüştüğünü ifade ederek, "ABD Dışişleri Bakanıyla merhabalaştık. Türkiye ziyaretinde geniş olarak görüşeceğiz. Kendisi bakan olduktan sonraki ilk temasımızdı. Kendisini Türkiye'ye beklediğimizi, geldiğinde konuları görüşeceğimizi söyledim. Kendisi de çok yoğun bir ortak gündemimiz olduğunu, Türkiye'ye gelmeyi dört gözle beklediğimizi söyledi" dedi.
Akdeniz İçin Birliğin durumuyla ilgili bir soru üzerine Babacan, bu birliğin pek çok Arap ülkesiyle
İsrail'in aynı masada oturduğu bir yapı olduğunu belirterek, "Ben henüz ortamın buna müsait olduğuna inanmıyorum. Zaten askıya alınmış durumda. Hiçbir toplantı yapılmıyor. Ne zamanki Arap dünyasıyla İsrail ilişkileri belli bir noktaya gelir, ondan sonra bunun devam olur diye düşünüyorum" dedi.
Dışişleri Bakanı Babacan, konferansa verilen aralarda ikili temaslarını sürdürdü. Babacan, sabah saatlerinde
Cezayir ve
Tunus dışişleri bakanlarıyla, öğleden sonra ise
Suriye Dışişleri Bakanı
Velid Muallim,
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband ve
Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile bir araya geldi. Görüşmelerde ikili ilişkiler,
Orta Doğu ve Filistin meselesinin gündeme geldiği öğrenildi.
Babacan ve beraberindeki
heyet,
akşam saatlerinde Türkiye'ye dönecek.