17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili hükümetin tutumunu eleştiren Kramer, bu soruşturmanın gazeteciler üzerinde işini kaybetme baskısının en açık örneklerinden biri olduğunu söyledi. Cihan'a konuşan Kramer, “Açıkçası Başbakan Erdoğan ve çevresindekilerin konu eleştiriye gelince çok alıngan oldukları görülüyor… Eğer bir gazeteci yolsuzluk konusunda haber yaparsa bu muhtemelen onun işinden olmasına mal olabilir.” ifadelerini kullandı. Kramer, basın özgürlüğü raporunda, Türkiye’de gazetecilere yönelik artan baskılar, çoğunlukla hükümet yetkililerinin telefonlarının ardından gazetecilerin işlerini kaybetmesi ve sansür gibi konuları ele aldıklarını hatırlattı. Türkiye’de hâlâ çok sayıda gazetecinin hapishanede olduğunu vurgulayan FH Başkanı, “Asıl büyük problem, Türkiye’de insanların gazeteci olarak hayatını sürdürme becerilerini kaybetmeleri.” dedi. Türkiye’nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında 14 basamak düşerek 134’üncülüğe gerilediği raporda, “Medya yöneticileri, hükümeti eleştiren gazetecilerin susturulmaması halinde çeşitli yaptırımlarla tehdit ediliyorlar.” tespitine yer verilmişti. David Kramer, bünyesinde medya kuruluşu bulunan şirketlerin hükümete bel bağlamaması için daha şeffaf bir ihale sistemi gerektiğini söyledi. Kramer, Türkiye’deki sosyal medya yasakları konusunda da eleştirilerde bulundu. Yasakları ‘çok rahatsız edici’ bulduğunu söyleyen Kramer, “Twitter ve YouTube’un kapanması Türk hükümetinin sadece gazete ve televizyon gibi geleneksel medya kuruluşlarının değil internet ve sosyal medyanın da üzerine gittiğini gösteriyor.” dedi.