İzlanda Parlamentosu'nun kararıyla açılan davada, 60 yaşındaki eski başbakan Haarde, İzlanda bankacılık siteminin 2008 yılında küresel ekonomik krizden etkilenmemesi için gerekli tedbirleri almamakla suçlanıyor. Haarde konuya ilişkin yaptığı açıklamada, davayı bazı eski siyasi düşmanları tarafından sahnelenen bir oyun olarak değerlendirdi. Söz konusu dönemde ülkeyi iflastan kurtardıklarını savunan Haarde, 2008 yılında kendisi ve hükümetinin bankaların iflas etmesine izin vermemeleri halinde ülke ekonomisinin daha dibe düşebileceğini vurguladı. Haarde, bunun, bugün İrlanda ve Yunanistan'ın durumuyla İzlanda'nınki kıyaslandığında açıkça görüldüğünü ifade ederek, ağır borç yükü altında ezilen iki ülkenin kendilerinin yapmadığı hatayı yaptıklarını söyledi. Haarde, İzlanda'nın bankacılık sisteminin dış borçlarına garantör olmadıklarının altını çizdi. İzlanda'nın bankacılık sektörü battığı dönemde iflas eden üç büyük bankanın varlıklarının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 923'üne ulaştığını hatırlatan Haarde, söz konusu bankaların batmasına izin vermek zorunda kaldıklarını ifade etti. Eski başbakan Haarde, şimdi bunun yapılması gereken şey olduğunun açıkça görüldüğüne dikkati çekerek, o dönemde bankacılık sisteminin çöktüğüne ancak ülkenin üretim kapasitesinin sağlam kaldığına ve hala çalışmaya devam ettiğine vurgu yaptı. İzlanda'nın üç büyük bankası, 2008 yılı ekim ayında birkaç gün arayla iflas etmişti. İzlanda, vatandaşlarının tasarruflarını telafi edeceğini açıklarken, denizaşırı başka ülkelerin vatandaşları tasarruflarını kaybetmişti. İzlanda'nın batık bankalarından Icesave'e ilişkin geri ödemeler, İzlanda ve İngiltere arasında diplomatik anlaşmazlığa neden olmuştu.