Anshel Pfeffer imzalı yorumda, askerleri her gün onlarca sivili katletse de Beşar
Esad'ın iktidarını koruduğu, çünkü NATO'nun,
Arap Birliği ile
Birleşmiş Milletlerin, yanına
İran ve Hizbullah'ı almış olan ve
Rusya ve Çin'in diplomatik desteğine sahip olan Esad'a müdahaleden kaçındıkları belirtildi.
Muhalif saflarına geçen askerlerin ve ordu içindeki ayaklanmaların bile Esad'ın
ülke üzerinde
demir yumrukla yürüttüğü iktidarına ancak ufak tefek hasarlar verebildiğini ve
Alevi toplumun ileri gelenlerinin Esad'a bağlılığı sürdükçe başarısızlığa mahkum olduğu kaydedilen yorumda, Alevi liderlerin de şimdilik
destek verecek başka bir alternatif göremediklerine işaret edildi.
Yorumda, şu görüşlere yer verildi:
"Ancak Esad'ın,
muhaliflerinin sivri bir hançer doğrulttukları zayıf bir tarafı var. Esad'ın geleceğini ellerinde tutan kişi, askerleri son dört ay boyunca sessiz ve kararlı bir biçimde iki ülke arasında bir tampon
bölge oluşturmuş bulunan
Türkiye Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan'dır."
Geçtiğimiz hafta Türk
Dışişleri Bakanlığı'nın dünyadaki belli başlı medya kuruluşlarını, Özgür
Suriye Ordusu'nun lideri olan
Albay Riyad el-Esad'la söyleşi yapmaya çağırdığı ifade edilen yorumda, içinde Suriye Ordusu'ndan kaçmış birçok askerin de bulunduğu özgür Suriye ordusunun daha şimdiden sınırın güneyindeki Suriye birliklerine karşı operasyonlar düzenlemeye başlamış bulunduğu ifade edildi.
Yorumda daha sonra şöyle devam edildi:
"Her ne kadar
Özgür Suriye Ordusu Esad rejimi için ciddi bir tehdit oluşturamasa da, Türkiye'nin de desteğiyle sınır boyunda
küçük bir üs bölgesini genişletmeye başlamış bulunuyor.
Bu arada Esad'ın ordusu ile, artık giderek silahlı asilere dönüşmekte olan protestocular arasındaki kanlı çatışmalar Suriye'nin kuzeybatısındaki üç kentte, Idlib,
Hama ve Humus'ta yoğunlaşmış bulunuyor.
Haritaya bir bakılacak olursa, Bu üç kenti birleştiren çizgi, Türk sınırına dik açı yapıyor ve önümüzdeki hafta ya da aylarda etrafında asilerin kontrolünde bir bölgenin kurulabileceği bir mihver oluşturuyor.
Eğer Türkiye bu faaliyetlere
sponsor olmaya devam ederse, Suriye söz konusu bölgeyi geri almakta çok zorlanacaktır. Ve eğer sağlamlaşırsa o hat, Suriye'yi Akdeniz'deki yegane limanları olan
Lazkiye ve Tartus'tan ayıran bir kamaya dönüşecektir ki, bu da Esad'ın iktidarı için stratejik bir tehdit demektir. Tıpkı Libya'da ayaklanmanın asilerin Bingazi'yi ele geçirmeleriyle ivme kazanmış olduğu gibi, Itlib, Hama ve Humus'un düşmesi de Esad hanedanının sonunu hazırlayacaktır. Bunların hepsi, tümüyle Erdoğan'ın tutumuna bağlı."