Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
İsrail ile
Filistin arasında yaşanan son gelişmeleri değerlendirirken, 8 bakanın, 50'den fazla milletvekili ve yerel yöneticinin kaçırılmış olmasını anlamakta zorlandığını, bu durumu
Ortadoğu barışına katkı olarak görmediğini söyledi. Başbakan Erdoğan,”
Birleşmiş Milletlerin yaklaşım tarzlarıyla ters. Ters olduğu kadar uluslararası diplomasi açısından da cidden çok çok yanlış bir tavır, yanlış bir yaklaşım tarzı” dedi.
Erdoğan, öğleden sonra diploması trafiğini genişleterek görüşmelere devam edeceklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan Sheraton Oteli'nde düzenlenen 5. Glokalizasyon Konferansı'ndan ayrılırken gazetecilerin “Filistin Büyükelçisi Türkiye'nin iyi ilişkilerini kullanarak İsrail'deki sıcak gelişmelerle ilgili
yardım talebinde bulundu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorularını şöyle
yanıtladı:
“Biz Büyükelçinin talebinden önce bu çalışmaları başlattık. Maalesef durum arzu edilenin dışında olumsuz bir şekilde gelişiyor. Bu arada bizler gerek sayın Mahmut
Abbas'la ilk aramaları sebebiyle sayın Olmert'le görüşmeler yaptık. Görüşmelerden sonra ben sayın İsmail
Haniye ile de görüştüm. Zira 8 Filistinli bakanın kaçırılmış olmasını, 50'yi aşkın milletvekili ve yerel yöneticinin kaçırılmış olmasını şu anda anlamakta zorlanıyorum ve bunu hiçbir zaman Ortadoğu barışına katkı olarak görmüyorum. Şu anda bu, Birleşmiş Milletlerin yaklaşım tarzlarıyla ters. Ters olduğu kadar uluslararası diplomasi açısından da cidden çok çok yanlış bir tavır, yanlış bir yaklaşım tarzı.
Ben dün
akşam bu görüşme trafiğini devam ettirmek isterken de ne yazık ki görüşmeler bir yerde koptu. Sadece Sayın Abbas'la dün akşam görüşme imkanı buldum. Sayın Abbas, 'şu anda Sayın
İsmail Haniye ile görüşmekte bile artık fırsat bulamıyorum, görüşemiyorum, ulaşamıyorum' dedi. Bu, durumun ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Bizler bugün öğleden sonra bu diplomasi trafiğimizi daha da genişleterek görüşmelere devam edeceğiz.
Biz bunu bir yerde sadece İsrail-Filistin arasındaki bir olay olarak görmüyoruz. Ortadoğu'nun ve insanlığın ortak sorunu olarak görüyoruz. Sivil insanların yaşadığı bölgelerin bombalanmasını olumlu bir şekilde tanımlamak, ona olumlu bir şekilde bakmak barışa inanan insanlar olarak mümkün değildir. Bir askerin kaçırılması doğru değildir, yanlıştır. Peki bunun bedeli 8 bakanın kaçırılması, bunun bedeli kalkıp oradaki parlamenterlerin ve yerel yöneticilerin kaçırılması anlamına mıdır, onları
esir almak anlamına mıdır?
Şu anda ne Sayın Abbas ne de İsmail Haniye 'bizim elimizde değil bize anlayışla yaklaşsınlar biz bulduğumuz anda zaten teslim ederiz' diye bana taahhütte bulunmuşlardır. Ben Sayın Olmert'ten güvence de aldım, 'Ben size güveniyorum' dedi. Fakat arkasından bu gelişmeler bizi ciddi manada üzdü. Biz şu anda yine de umudumuzu kesmiş değiliz. Elimizden gelen bütün çalışmaları yapacağız. Temenni ederiz ki bir neticeye ulaşalım.”
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı
Bush ile görüşmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, “Öğleden sonra” diye yanıt verdi