Bosna-Hersek'te sade
kahve,
damat adayının reddedildiği anlamını taşırken, Pakistan'da damat adayı
küfür ve
hakaretlerle dolu zorlu bir sınavdan geçmek zorunda kalıyor.
Bosna-Hersek'te
evlenme çağına gelmiş gelin adayını isteyen damat adayı, kız evine yemeğe davet ediliyor ve
ailenin büyükleri ile söz konusu evlilik hakkında tartışıyorlar. Kızın aile büyükleri damat adayı hakkında bir karara vardıktan sonra kahve ikramına geçiliyor. Şekerli kahve damat adayının evlilik için uygun görüldüğü, sade olması ise damat adayının reddedildiği anlamını taşıyor.
Pakistan'da damat adayı kızın aile büyükleri tarafından zorlu bir sınavdan geçiriliyor. Bu sınav, aile büyüklerinin damat adayına akla gelebilecek tüm hakaret ve küfürleri etmeleri, damat adayının ise tüm bunlara katlanabilecek kadar soğukkanlı olmasına dayanıyor.
Sınavdan başarıyla geçen
genç evlilik iznini almış oluyor.
İskoçya'da ise gelin,
düğünden bir gece önce aile büyüklerinin ortasına oturarak, onlara ayaklarını yıkatıyor. Bu gelenek, çiftin mutluluk yolunda yürümelerini sembolize ediyor. Düğünde ise gelin iki ayakkabısına da bozuk para koyuyor.
DÜĞÜNDE İÇİ CAM PARÇALARIYLA DOLU BEZE BASMA ADETİ
İsrail'de ise, düğünlerde Kudüs'teki kutsal tapınağın yok oluşunu sembolize eden içi cam parçalarıyla dolu bir beze basma geleneği bulunuyor. Törende cam kırmak ise hayattaki mutluluğu ve üzüntüyü sembolize ediyor.
Hindistan'da da damat gelinin kıyafetinden sorumlu oluyor. Gelin, beyaz gelinlik yerine, ''sari'' denilen özel bir
giysi giyiyor. Törene gündelik kıyafetlerle gelen gelin, daha sonra kocasının kendisine sunduğu kıyafeti giyiyor.
İYİ GEÇİNME İŞARETİ
Kore'de evlilik geleneklerinde ördek ve kaz önemli bir yer tutuyor. Eski geleneklerde damatlar arkalarında kaz taşıyarak beyaz bir atın üstünde gelinin evine giderlerken günümüzde sembolik olarak
tahta kaz kullanılıyor.
Bir başka geleneğe göre de düğünden sonra bir çift tahta ördek yeni çiftin evine yerleştiriliyor. Eğer ördekler karşılıklı konursa çiftin iyi geçineceğine, ters konulursa
kavga edeceklerine inanılıyor.
Afrika'nın bazı bölgelerinde damat adayı kızı ailesinden istedikten sonra kızın ailesi
teklifi kabul ederse kızlarına para ve
fıstık veriyor. Gelin adayı, fıstığı damatla bölüşürken, çiftin birleşmesine yardımcı olan aracıya da bir parça veriliyor. Bu, komşulara ve akrabalara düğün daveti anlamına geliyor.
Belçika'da ise en önemli gelenekler arasında mendile isim işlemek geliyor. Gelinin ailesi, kızlarının adının işlenmiş olduğu mendili düğüne götürerek davetlilere gösteriyor. Bu mendil düğünden sonra kızın ailesinin evine geri getiriliyor ve gelinin kız kardeşi varsa onun adı işlenerek yine evde sergileniyor.
Finlandiyalı gelinler ise düğünde el yapımı
altın bir taç takıyorlar. Törenden sonra bekar genç kızlar gelinin etrafında toplanıyor ve gelin genç kızlar arasından seçtiği birine altın tacını veriyor. Seçilen kızın, en kısa zamanda evleneceğine inanılıyor.
Öte yandan Vikingler zamanında ise evlilikler
açık arttırma şeklinde yapılıyordu. Damat adayı, gelin adayı için kızın babasına
fiyat teklif ediyor, bu fiyat üzerinden pazarlık yapılıyor ve belirlenen para miktarı çeyiz için kullanılıyordu. Ayrıca çiftin evlilik hayatları boyunca altın ve
gümüş sıkıntısı çekmemeleri için babası gelinin sağ ayağına gümüş, annesi ise sol ayağına altın takıyordu.
FRANSA'DA TÖREN ÇİÇEKLERİNİ DAVETLİLER GETİRİYOR
Fransa'da ise evlenecek çiftlerin
törende yer alacak çiçeklerini davetliler getiriyor.
Bulgaristan'da da erkek, sevdiği kızı ailesinden istemek için en yakın arkadaşıyla kızın evine giderken, yanında mutluluk, sağlık ve zenginliği temsil eden ''zdravet'' adı verilen yeşil çiçeklerden
küçük bir buket götürüyor. Bunun yanı sıra kıza ve babasına ufak hediyeler veriyor. Damat adayını beğenir ve evliliği onaylarsa kızına dönüp 3 kez evliliğe hazır olup olmadığını soruyor ve kız (
evet) derse kızın ailesi de erkeğin ailesine hediyeler yolluyor.
Düğünden önceki
Perşembe günü hamur ve mayanın karıştırılmasıyla özel bir ekmek yapılıyor ve bu ekmek yeni ailenin oluşumunu sembolize ediyor. Düğünde ise gelin, içinde bozuk para, çiğ yumurta ve
buğday bulunan bir tabağı arkasına bakmadan başının üzerinden geriye doğru atıyor. Tabak ne kadar küçük parçalara ayrılırsa o kadar iyi olacağı düşünülüyor.
Ayrıca gelin ile damada somun ekmeği veriliyor. Hangisi bu ekmekten daha büyük parça koparırsa evde onun sözünün geçeceğine inanılıyor.
AA