Tan , AB zirvesi
başkanlık sonuçları genişleme bölümünde yer alan
Türkiye paragrafında atıf yapılan, ''
Gümrük Birliği'ni tüm yeni üyelere teşmil eden Ek Protokolün uygulanmasına ilişkin 21
Eylül 2005 tarihli AB Deklarasyonu'nun, AB'nin tek taraflı bir tasarrufu olduğunu'' söyledi.
Tan, bir soruya verdiği yanıtta, ''Bilindiği üzere, Türkiye'nin de bu konudaki tutumunu ortaya koyan 29 Temmuz 2005 tarihli bir
deklarasyonu bulunmaktadır. Sözkonusu deklarasyon,
Kıbrıs sorununun BM
çerçevesinde kapsamlı bir çözüme kavuşturulması yönelimini de içermektedir'' dedi.
''Her AB Zirve veya Konsey toplantısının
Güney Kıbrıs Rum yönetiminin baskıları sonucu, bu sorun tarafından rehin alınmaması ve bu platformların Türkiye'nin sözkonusu deklarasyona yapılan atıfla
ödün vereceği bir zemin olarak görülmemesi gerektiği düşüncesindeyiz''diyen Tan, şöyle devam etti:''Öte yandan, Türk-
Yunan ilişkileri bağlamında iyi komşuluk ilişkisi ile ilgili olarak ifade edilen hususlar, bugün iki
ülke
arasında mevcut ilişki düzeyini ve ahiren İstanbul'da iki ülke
Dışişleri Bakanları arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ruhunu yansıtmaktan uzak olup, ikili ilişkilerde bir gerginlik olduğu şeklinde yanlış bir izlenim yaratmaktadır. Biz bu yaklaşımı ve anlayışı paylaşmıyoruz. Kaldı ki, iyi komşuluk
ilişkilerinin muhafazası için iki tarafın da çaba gösterme sorumluluğu bulunduğunu hatırlatmak isteriz. Türkiye olarak AB ile olan ilişkilerimizin ortaklar arasında yürütülen bir süreç olduğu anlayışıyla hareket etmekteyiz. Bu nedenle,siyasi sorunların süreci engellememesi için tüm tarafların önemli
görev ve sorumlulukları bulunduğunu düşünmekteyiz.