Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, gelecek hafta
İngiltere'nin baş
kenti Londra'da,
ülkenin önde gelen düşünce kuruluşlarından "
Chatham House"un verdiği
ödülü alacak.
Bir diğer adıyla "Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü" olan Chatham House, 2005 yılından bu yana her yıl, uluslararası ilişkilere katkılarından dolayı bir siyasi lidere ya da
sivil toplum liderine ödül veriyor.
Ödüle bu yıl
Fransa Maliye Bakanı Christine
Lagarde ve
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesiç ile birlikte
aday olan Cumhurbaşkanı Gül, geçen
Mart ayında düşünce kuruluşu üyelerinin oylamasıyla, "2010 Chatham House Ödülü"ne layık görülmüştü.
90 YILLIK TARİH
Chatham House, 1920 yılında,
Birinci Dünya Savaşı sonundaki Versay Anlaşması'nın ardından, "Uluslararası İlişkiler Enstitüsü" adıyla bir grup entelektüel tarafından kuruldu.
Yeni bir dünya savaşını önlemek için uluslararası ilişkilerde
diyalog sağlamayı amaçlayan kuruluş, bu amacına ulaşamasa da saygınlık kazandı ve 1926 yılında İngiltere Kraliyetinin imtiyazını aldı. 1926'dan sonra isminin başına kraliyet kelimesi eklenerek, "Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü" olan kuruluş, hiçbir resmi kuruluşa bağlı olmadığını,
ifade özgürlüğü ve araştırmaya önem verdiğini vurguluyor.
Bu çerçevede, dünyada birçok kuruluşta ve toplantıda da kullanılan "Chatham House Kuralı" ise konferansa katılan konuşmacının ismi ya da toplantıda bulunanların isimlerinin açıklanmaması ve kullanılmaması, sadece toplantıdaki bilgilerin açıklanabilmesi ya da yazılabilmesi anlamına geliyor.
"Chatham House" ismi ise düşünce kuruluşunun bulunduğu tarihi binanın adıyla özdeşleşmesinden kaynaklanıyor. 2004 yılında resmi olarak "Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü"nün yanı sıra "Chatham House" ismini de kullanmaya başlayan kuruluş, her yıl uluslararası ilişkiler konusunda yüzlerce konferans düzenliyor ve raporlar basıyor.
"TÜRKİYE, CHATHAM HOUSE'UN ÖNCELİKLİ KONUSU"
Chatham House üyesi,
Avrupa ve
Ortadoğu Araştırmaları Direktörü Fadi Hakura, Cumhurbaşkanı Gül'ün alacağı ödülle ilgili yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin son 5-6 yılda Chatham House'da ön plana çıktığını belirterek, "Türkiye, şu anda hem bölgesel, hem de uluslararası anlamda büyük rol üstlenen önemli bir ülke. Dolayısıyla Türkiye, Chatham House için öncelik olmaya başladı" dedi.
Türkiye'nin Chatham House'da düzenlenen konferanslarda artık daha sık gündeme geldiğini ifade eden Hakura, eskiden sadece Avrupa ve enerji gibi konularda tartışılan Türkiye'nin, artık
Afrika gibi Türkiye'nin daha önce etkisinin olmadığı düşünülen bölgelerle ilgili konferanslarda da gündeme geldiğini kaydetti.
Hakura, Türkiye'nin büyüyen uluslararası profiline mevcut
AK Parti hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Gül'ün katkısının büyük olduğunu söyleyerek, "2010 Chatham House Ödülü"nün Cumhurbaşkanı Gül'e verilmesine üyelerin oylarıyla karar verildiğini hatırlattı.
Bu ödülün ilk kez Türkiye'den bir yetkiliye verildiğine dikkati çeken Hakura, Gül'ün bu ödüle Irak'ta farklı grup ve kesimleri bir araya getirmek,
Pakistan-
Afganistan ilişkileri, Ortadoğu barış süreci, Afrika ile kurulan ilişkiler ve Türkiye-
Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi gibi konulardaki katkı ve çabalarından dolayı layık görüldüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e 9 Kasımda İngiltere'nin başkenti Londra'daki Chatham House'da düzenlenecek törenle, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in ödülünü vermesi bekleniyor.
Chatham House ödülüne geçen yıl
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio
Lula da Silva layık görülmüştü. Lula da Silva'ya ödülünü, Kent Dükü takdim etmişti.