Alman Yeşiller Partisi
Eşbaşkanı ve
Milletvekili
Claudia Roth,
Türkiye'deki mevcut siyasi gelişmelerden, AB ile ilişkilere, kendi özel hayatına kadar SABAH'a değerlendirmeler yaptı. Ağustosta tatile Türkiye'ye geleceğini vurgulayan Roth, Alman
Hükümeti'nin sertleştirdiği Göç Yasası'nda
aile birleşimi için Almanca şartının, Türkler'e karşı konulduğunu savundu.
* Türkiye'deki seçimleri sizce kim kazanacak? Bunu cevaplamak zor ama araştırmalar AKP'nin büyük zaferle çıkacağını söylüyor. Fakat Türkiye'deki son durumu çok rahatsız edici buluyorum.
Ordunun yaptığını onaylamıyorum. Demokratik bir Türkiye ve ordunun burada yeri sorusunun cevabı için mücadele ediliyor. Zıtlaşmanın sona ermesini, milliyetçilik çığlıklarının bitmesini istiyorum. Türkiye'nin yeniden reform politikası çizgisine dönmesini diliyorum.
"AB'NİN DE HATALARI VAR"
* Sizce kim kazansın? Stabil bir hükümet istiyorum. Türkiye'deki pek çok dostumun aksine bugünkü hükümetin bir çok
reformu gerçekleştirmesini takdirle karşılıyorum. Ayrıca bazı konularda pek alternatifleri yok gibi gözüküyor. Deniz Baykal'ın söylediklerine bakınca bunları pek iç açıcı bulmuyorum. Ayrıca milliyetçiliği kışkırttığını düşünüyorum. Yeni ve
modern bir Türkiye'ye karşı güçlerini kaybetmek istemeyenler var. Bu ortamın, milliyetçiliğin, Kürtlere karşı kışkırtmacılığın yapılmamasını istiyorum.
* Türkiye AB konusunda düşünceleriniz aynı mı? Benim çok uzun yıllardır Türkiye'nin üyeliğini desteklediğimi, hem de kalpten desteklediğimi biliyorsunuz. Bana göre Türkiye bir
Avrupa ülkesi ve Avrupa'ya ait. Avrupa coğrafi bir kavram değil, paylaşılan ortak değerleri anlatıyor. Tabii ki ordu gibi kurumlar böyle bir üyelik karşısında güçlerini kaybeder. AB tarafında da çok hata olduğunu biliyorum.
Sarkozy gibi politikacıların bu süreci bloke etmek istemesi ve perspektifi olmadığını söylemesi korkunç. Türkiye'de AB karşıtlarının ekmeğine yağ sürerken, demokrat ve Avrupa yanlısı olanları sırtından bıçaklıyor. AB Dönem Başkanı
Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye'yi 50. kuruluş yıldönümüne çağırmaması da, Türkiye'nin Avrupa'ya satılacağını söyleyenlerin işini kolaylaştırıyor.
* "Türkiye İslamlaştırılıyor" endişelerine katılıyor musunuz? Kesinlikle hayır. Türkiye'de kimlik arayışının olması, kimliğin bulunması önemli ve gerekli.
Başörtüsü,
kıyafet, kadın hakları, din özgürlüğü,
cumhurbaşkanı eşinin kıyafeti tartışılsın, toplumda bunun tartışılmasının gerekli olduğuna inanıyorum. Türkiye'de o kadar iyi eğitimli, modern insanlar var ki İslami bir rejim olmaz.
Tayyip Erdoğan İstanbul belediye başkanı seçildiğinde ben de İstanbul'daydım. Özellikle bayan arkadaşlarım o zamanda kafelerin kapatılmasından, kadınların kapanmasından, Taksim'e cami yapılmasından korkmuşlardı. Oysa hâlâ dünyanın en güzel, canlı şehirlerinden biri İstanbul. Başörtüsü takmak istemeyen bir kadının kendine güvenini anlamak lazım ama takana da karışmamak gerek.
'KADIN VEKİLLER ÇOK AZ'
*
Boğaziçi Köprüsü'ndeki "Avrupa -
Asya yakasını" gösteren
tabela hakkında ne düşünüyorsunuz? Derhal indirilmeli! Çünkü, 'Türkiye Avrupa'ya ait değildir' diyenlere böylece hak veriliyor. Avrupa'ya hoş geldiniz tabelasının yer aldığı bir yazının neden asıldığını anlamıyorum. Bununla sadece İstanbul'un bir kısmının Avrupa'ya ait olduğu söyleniyor. Bu da doğru değil.
*
Kadınlar ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi konusundaki görüşleriniz?.. Kadınlar açısından utanç verici bir durum... Türkiye mecliste en az kadın milletvekiline sahip ülkeler arasında. Türkiye'de iyi eğitimli, mükemmel kadınlar var. Bu nedenle partiler kadın kotasını uygulamalı. Bana gökteki yerlerin yarısını
vaat edeceklerine meclisteki yerlerin yarısını vaat etsinler.
Atatürk yaşasaydı, böyle bir dışlamaya izin vermezdi.
SABAH