'İmmünoglobülin' adlı ilacın
üretimi için kan veren bir Çinlinin
enfeksiyon kapmasının dünyada trajik bir ilaç krizini doğurabileceği öncesinde kimsenin aklına dahi gelmezdi. Ama oldu; Çinli dönor hastalanınca Çin immünoglobülin üretimini zorunlu olarak durdurdu. Bağışıklık sistemiyle ilgili ölümcül pek çok hastalıkta kullanılan immünoglobülin
fiyatı hızla yükseldi. ABD ve dünyanın zengin
ülkeleri stoklara hücum edip kendi ihtiyaçlarını giderdi. Onlar stokları eritince fiyatlar daha da yükseldi ve ilaç artık hiç bulunmaz oldu. Stoklar erimeden
tedbirini alamayan ülkelerin hastalarıysa ya çaresizce ölümü bekledi ya da karaborsacıların eline düştü.
Türkiye de bu ülkelerin arasındaydı. Yani
yoksul olduğu için tedbir alamayan, tedbirini alamadığı için hastalarının ölümünü seyreden. Türkiye'nin bu ilaca 2006 yılı ihtiyacı 500 kilogram. Oysa yıl sonuna kadar 350 kilogram bile
ithal edilmemiş olacak. İşte bu 150 kilogramı aşan açık, hastaların yıl boyunca ölümle pençeleşmesinin nedenini oluşturdu
Bakanlık: Üretim külfetli
Sağlık Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, önlemlerin alındığını, ancak sorunun aslen 2007 başında çözüleceğini söyledi. Gümrükçüoğlu "Bakanlık bünyesinde özel birim oluşturduk. İlacı takibe aldık.
Acil ihtiyacı olanların dört saat-bir gün arasında ilaca ulaşması sağlandı. İmmünoglobülin, referans fiyat ve eşdeğer uygulamasından çıkarıldı.
Eczacılar Birliği'ne immünoglobülinve benzerlerini ithal etme ve depolama izni verildi" dedi. Peki Türkiye bu ilacı üretemez mi? Dış
pazar olmazsa bunun
ekonomik olarak son derece külfet doğuracağını belirten Gümrükçüoğlu,
Yunanistan ve Mısır'ın da ihracat yapamadıkları için üretiminden vazgeçtiğini söyledi.
Gümrükçüoğlu, firmaların
pazartesi 1000, salı 2 bin 700 ilaç ithal ettiğini, böylelikle sıkıntının hafifletildiğini savundu.
2.5 gramı 5 bin YTL'ye fırladı
Kan ilaçlarıyla ilgili her türlü suistimali ortadan kaldırmak amacıyla
İstanbul Eczacı Odası bünyesinde kurulan kan ürünleri biriminin sorumlusu Eczacı Sevim Toplucu'ysaacil hastalar için iki hafta önce çok büyük sıkıntılar yaşandığını anlattı: "O günlerde hiç ilaç bulunmuyordu. 2.5 gramı normalde 250 YTL olan bu ilaç, karaborsada 5 bin YTL'ye kadar çıktı." İlacın hastalar arasında eşit biçimde dağıtılması için ciddi bir
kontrol mekanizması oluşturduklarını anlatan Toplucu "Depolarda şu anda ilaç var ama hızla tükeniyor. İthalaçı firmalarla görüştük, yeniden getirtecekler. Bu kadar sınırlı bulunan bir ilacın tüketimi de ciddi olarak denetlenmeli. Bazı doktorlar bu ilacı bilinçsiz yazabiliyorlar. Örneğin bir aylık doz yerine iki aylık doz yazılması ya da başka bir ilaç kullanılabilecek durumlarda bile ilacın yazılması gibi ilacın hızla tükenmesinin bir başka nedenidir" dedi.
Bir de '
Yeni Zelanda' engeli!
İlacın ithalatının önünde çok önemli fiyat engelleri bulunduğunu belirten Toplucu, bakanlığın tasarruf politikasının hastaların ilaca ulaşamamasında önemli bir rolünün olduğunu söyledi. Toplucu, "Yeni Zelanda'nın ürettiği ilaca dünyada rağbet olmadığı için fiyatları düşük. Bu ülkeden Türkiye'ye ithalat yapılmadığı halde, Yeni Zelanda'daki fiyatlar da
Sağlık Bakanlığı'nın referans aldığı fiyatlar arasında. Siz bu fiyatlarla piyasaya
teklif yaptığınızda, kimse size ilaç satmıyor. Türkiye fiyat teklif düzeyi bakımından dünyada üçüncü kademede, yani şansı oldukça zayıf. Dolayısıyla sadece Türkiye değil, yoksul ülkelerin tümü ithal ilaçlarda, bu sıkıntıyı her zaman yaşayacak. Bu ürünlerin üretimi de zor değil. Ülke ihracatı düşünmese bile, arz ve talebin dengeyi sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu.
İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri
Semih Güngör de sıkıntıda bakanlığın sorumlu olduğu görüşünde: "Bakanlık, tasarruf tedbirleri çerçevesinde bir fiyat belirliyor.
İthalatçı da buna uymak zorunda kalıyor. Devlet burada ticari kaygıyı bir kenara bırakmak zorunda. Ama ithalatçıların da eskiden olduğu gibi gibi aç gözlülükle fiyatı üst sınıra çekmemesi gerekir. Aslında
bakanlık doğrudan ithalle bu meseleyi anında çözer. Ama hastaneleri
özelleştirme peşinde bir kafa yapısından bunu beklemek saflık olur. Referans fiyatın kaldırıldığı sözü inandırıcı değil. Eğer öyle olsaydı zaten hiçbir sıkıntı kalmazdı. Nitekim ilaç firmalarından aldığımız bilgiye göre, yeni fiyatlar, eski fiyatın sadece yüzde 3, yüzde 4 kadar üzerinde. Bu fiyata da ilaç bulunamıyor. "
'Her derda deva' diye görülünce...
TEB Başkanı Mehmet Domaç da başka hastalıklarda da etkili olduğu gözlenen ilacın kullanım alanının genişlemesine bağlı bir sıkıntıdan da söz edilebileceğini belirtti. Domaç, "İthalat izniyle, ilacın Türkiye'deki fiyatlara yakın fiyattan tedariği için uğraşıyoruz. Şu an Türkiye'deki fiyattan, ihtiyacın yüzde 1'ini karşılayabilecek kadar bulabildik. Araştırmamız sürüyor" dedi.
RADİKAL