Christian
Wulff, 2003 yılının başında Aşağı Saksonya
Eyaleti'ndeki başbakanlık görevine "Tüm Aşağı Saksonya'nın başbakanı olmak, bir an önce iyileştirilmesi gereken pek çok şeyi daha iyi hale getirmek ve iyi bir başbakan olmak istiyorum" sözleriyle başlamıştı.
Wulff, bu göreve gelebilmek için çok beklemiş ve eyalet seçimlerinde daha sonra başbakan olan Gerhard Schröder'e karşı iki kez yenilmişti.
Wulff 1959 yılında Osnabrück'te dünyaya geldi.
Anne ve babası o daha çok
küçükken boşandı. Wulff daha
ergenlik çağındayken, annesi ağır şekilde hastalanıp hayatını kaybetti. Dolayısıyla
Christian Wulff, çok
erken yaşlarda
aile içinde sorumluluk üstlenmek zorunda kaldı.
Wulff, yaşadıklarının kişiliğini de şekillendirdiğini söylüyor. Belki de başından geçenler onu diğer insanlara nazaran daha ciddi biri haline getirdi. Wulff, "Biraz şanssızım. Medyada mükemmel biçimde anlaşılan, rahat ve kolay yaklaşılabilir olarak görülen insanlar var. Ben de şahsen bulunduğum her yerde insanlarla iletişime geçip, onlarla iyi anlaşabildiğimi ve onlara iyi uyum sağlayabildiğimi hissediyorum. Ancak medyada bazen çok sert, çok ciddi, mesafeli ve belki bazen de yaklaşılmaz biri olarak algılanıyorum" diye konuştu.
Küçük yaşlarda
siyasete atıldı
Wulff, aslında siyaset dünyasına da küçük yaşlarda atıldı.
Okul çağlarında öğrenci birliği başkanı olan Wulff, daha sonra Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi adına memleketi Osnabrück'ün belediye meclisinde yer aldı. Osnabrück'te hukuk eğitimi alan Wulff, ardından bir avukatlık bürosunda çalışmaya başladı.
Christian Wulff, o dönem çalışkan ve profesyonel biri olarak eyalette görevli politikacıların da dikkatini çekmişti.
Almanya Başbakanı
Angela Merkel de, “Christian Wulff, belki bazen akşamları masasında özellikle uzun süre oturan biri değil, çünkü o her zaman bir sonraki gün için
hazırlık yapıyor" ifadelerini kullanıyor.
İyi hazırlıklı, doğru, akıllı...
50 yaşındaki Eyalet Başbakanı'nın partili arkadaşları, onu daima iyi hazırlıklı, doğru ve akıllı biri olarak
tarif ediyor. Ancak kimileri de Wulff'u
soğuk ve sıkıcı olarak adlandırıyor. Wulff, müzakerelerde ise genelde sakin, ancak ısrarcı bir kişilik ortaya koyuyor.
Porsche ve
Volkswagen arasında yıllarca devam eden güç yarışında da sonunda Aşağı Saksonya'yı öne geçirmeyi başarmıştı.
Yabancı ülkelere ziyaret
Wulff'un federal düzeyde siyasi hırsları olduğu yıllardır konuşuluyor. Gerçi o her zaman kendi eyaletinde kalmak istediğini söyledi. En son geçtiğimiz haftalarda Roland Koch'un istifasının ardından da benzer bir açıklama yapmıştı.
Wulff, “Son derece motive olmuş durumdayım ve başbakanlık görevini de severek yapıyorum. Bunun daha uzun süre böyle kalmasını istiyorum. Bu, siyasi geleceğime yönelik sahip olduğum pozisyondur" demişti.
Eyaletine bağlılığına karşın, Wulff uluslararası arenada da yer almaktan hoşlanıyor. Eyalet Başbakanı olarak pek çok kez Çin'i ziyaret eden Wulff, geçen sonbaharda da ABD'ye gitmişti. Ancak Wulff'un İngilizcesini biraz daha geliştirmesi gerekiyor.
Kaynak : Deutsche Welle
Türkçe