Talabani,
terör konusunda ise "Artık yeni bir dönem başladı. Siyasi
diyalog, barışçıl mücadele, diplomasinin başladığı bir dönemdeyiz. Artık şiddet, terör devri geçmişte kaldı" dedi.
CNN Türk'e konuşan Talabani, Cumhurbaşkanı Gül'ün ertelenen
Irak ziyaretinden çok beklentileri bulunduğunu söyleyerek, "İkili ilişkileri daha da güçlendirmek için çok iyi bir ziyaret olacağından emindim.
Türkiye ve Irak arasında
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve Başbakan Nuri El Maliki'nin
imzaladığı stratejik
anlaşma da daha etkin bir hale gelecekti" ifadesini kullandı.
Talabani, Stratejik İşbirliği Mekanizması ile ilgili soruya karşılık da Irak tarafının da bu mekanizmanın daha aktif işlemesini beklediğini söyleyerek, yeni Irak'ın komşu bir
ülkeyle ilk kez bu düzeyde bir anlaşmaya imza atmış olmasının çok önemli olduğunu bildirdi. Talabani, "Türkiye ile stratejik ittifakın hayata geçirilmesi konusunda ben Irak tarafında bir engel görmüyorum" dedi.
Türk inşaat, petrol ve elektrik şirketlerinin Irak'a yatırım konusunda karşılaştığı sorunların hatırlatılması üzerine Talabani, Irak tarafının Türk şirketlerinin yatırım yapmasına ve Irak'ta petrol
üretim faaliyetlerine katılmasına sıcak baktığını, bu yönde bir engel bulunmadığını belirtti. Talabani, "Bu konuda aktif olup
Bağdat'ta
ofis açmak ve Irak'ın bütün kesimlerine, güneyine veya kuzey Irak'a yatırım yapma politikalarını sürdürmek Türk şirketlerine kalmış bir şey" diye konuştu.
Talabani,
İran'ın Irak'taki etkisine ilişkin soru üzerine de
Tahran ile iyi ilişkileri bulunduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Tahran ile de iyi ilişkilerimiz var, ittifaklık anlaşmamızın bulunduğu
Amerika ile de. Türkiye,
Suriye ve bölgedeki diğer Arap ülkelerle iyi ilişkilerimiz var. İran tarafından, Türkiye ile yapılan anlaşmaya dair olumsuz bir tepki almış değilim. Bu anlaşmanın önemini anlıyorlar diye düşünüyorum. Tarihsel olarak dönem dönem Irak ve İran, Türkiye ve İran birbirine
rakip ülkeler konumunda olmuş olabilir. Ama artık günümüzde Türkiye ve İran arasında iyi ilişkiler var."
"Türkiye ile Irak'ın kuzeyindeki bölgesel
yönetim arasında başlayan yeni süreçten memnun olup olmadığının" sorulmasına karşılık Talabani, Irak'ın
koalisyon güçlerince "özgürleştirilmesinin" ardından
Kürtler ve Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin yerini
soğuk ilişkiler aldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Ama şimdi Kürt liderlerin Türkiye ile ilişkilerini güçlendirme konusunda çok hevesli olduğuna eminim.
Kürtler Türkiye'nin ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurmanın önemini kavrıyorlar. Bu nedenle Türkiye ve bölgesel Kürt yönetimi arasında başlayan bu sürecin daha da geliştirilmesini bekliyorum. Biz Bağdat hükümeti olarak, Türkiye ile ekonomi, siyasi, petrol ya da
doğal gaz, ticaret gibi bütün alanlarda stratejik ilişkilerin geliştirilmesinden yanayız."
Talabani, Mesud
Barzani'nin henüz Türkiye'yi ziyaret etmediğinin anımsatılması üzerine de bölgesel Kürt yönetiminin başkanı
Mesud Barzani ve yetkilisi Neçirvan Barzani'nin Türkiye davet edilmesinin iyi olacağını savundu. Barzani'nin 20 yıl boyunca zaten Türkiye'yi ziyaret ettiğini, bunun yeni bir şey olmadığını ileri süren Talabani, şunları söyledi:
"Şunu da unutmayalım; sayın Barzani'ni partisi
PKK'ya karşı Türkiye'nin yanında mücadele ederken çok sayıda üyesini feda etmişti. Bu yüzden Türkiye ve Barzani arasındaki ilişkilerde yaşananları şaşkınlıkla karşılıyorum. Bunu için hiçbir neden yok. Sayın Barzani Türkiye'nin dostudur. Türkiye ile de iyi ilişkiler kurulmasından yana. Bu nedenle Türkiye'nin Barzani ile ilişkilerinde politikasını yenilemesini bekliyorum."
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İLE MÜCADELE
Terör örgütü PKK ile mücadele konusundaki sorulara karşılık da Talabani, bu sorunun çözümü için alternatifin, "Türkiye'deki kardeşleriyle konuşmak" olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Kardeşim Ahmet Türk'ün başkanlığındaki bir heyetin ziyaretinde sorunun barışçıl, demokratik bir şekilde çözümüne yönelik tavırlarını
desteklediğimizi söyledik. Biz her tür şiddete ve
silahlı mücadeleye karşıyız. Silahlı mücadele devrinin geride kaldığını düşünüyoruz. Artık diyalog, siyasi bir yaklaşım ve diplomasi zamanı. Birçok Kürt grup, PKK'dan bu silahlı mücadeleyi sonlandırmasını isteyecek ve bu yönde çalışmalar yürütecek. Ben kişisel olarak hala bir ateşkesin olduğu kanısındayım. Irak'taki Kürt tarafı da PKK'dan ateşkesi sürdürmesini istedi. Günümüz dünyasının gerçeklerinden birisi de artık silahlı mücadelenin, askeri faaliyetlerin bu dünyada yeri olmadığıdır. Biz, gereken her şekilde, buradaki Kürt kardeşlerimiz aracılığıyla dağlardaki insanların silah bırakmaya ikna edilmesi ve siyasi sürece devam edilmesine imkan verilmesi konusunda elimizden geleni yapacağız. Artık parlamento içinde Türkiye'deki Kürtleri temsil eden Kürt bir parti var. Bu sorunla baş etmenin yolu budur, şiddet değildir."
Talabani, barışçıl çağrılarla
terör örgütü unsurlarının gerçekten silah bırakacağına inanıp inanmadığının sorulmasına karşılık da artık herkesin silahlı mücadelenin geçmişte kaldığını kavradığını öne sürerek, "Bu devir geçti. Artık yeni bir dönem başladı. Siyasi diyalog, barışçıl mücadele, diplomasinin başladığı bir dönemdeyiz. Artık şiddet, terör devri geçmişte kaldı. Bu bir gerçek. Türkiye'deki Kürtler de şunu anlamalı; sorunun çözümü PKK'nın yöntemiyle değil, DTP'nin yöntemiyle olur" dedi.
"DTP'den ya da istihbarat raporlarından PKK'nın silah bırakacağına dair bir işaret aldınız mı?" sorusu üzerine de Talabani, DTP'nin bu fikre güçlü bir şekilde destek verdiğini belirterek, "Dağlardaki PKK üyeleri ile irtibatta olanlardan ateşkesin uzatılması ve uzunca bir süre sürdürülmesi yönünde bir
mesaj alıyorum" dedi. Talabani, terör örgütü unsurlarının "bazı talepleri karşılandıkça silah bırakacaklarını" düşündüğünü belirterek, "bölgedekilerle irtibatta olan bazı Kürtlerden" aldığı bilgilere göre iki talepleri bulunduğunu, bunların Türkiye'deki Kürtlerin içinde yaşadığı koşulların iyileştirilmesi ve bir de Kürt diline saygı gösterilmesi olduğunu kaydetti.
Talabani, genel ya da kısmı bir af olasılığına ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin iç işlerine müdahale edemeyeceğini belirterek, bunun Türkiye'ye kalmış bir karar olduğunu, barışçıl çözümün tek yöntem olduğunu söyledi. Talabani, "Dağlarda bulunanların silah bırakıp evlerine geri dönmeye ikna edilmesi için bir şeyler yapalım. Tek bir şey söyleyebilirim. Dağlardakilere silah bırakıp evlerine geri dönmeleri çağrısı yaparken Türkiye'deki hapishanelere dönsünler demiyoruz. Evlerine geri dönsünler diyoruz. Yapılacak şey onların evlerine geri dönmesini sağlayacak bir şey olmalı" diye konuştu.
ABD ile imzalanan SOFA anlaşması ve bu anlaşmanın ardından terör örgütü ile mücadelenin nasıl olacağı hakkındaki soruya karşılık Talabani, ABD'nin bölgede terörle yapılacak ortak bir mücadelenin parçası olacağını, Türkiye, ABD ve Irak arasında üçlü bir komite bulunduğunu ve sorunların da bu komite içinde tartışılıp görüşülebileceğini belirtti.
Irak Cumhurbaşkanı Talabani, Irak'ta Kürtler ve Araplar arasında yeni bir çatışma ya da gerilim beklemediğini belirterek, Irak'ın güvenliğinin, ülkedeki ılımlı demokratik güçlerin ve Irak'taki
İslam unsurlarının birlik olmasına bağlı olduğunu söyledi.
KERKÜK SORUNU
Kerkük'ün geleceğine ilişkin bir soru üzerine, Kerkük halkı arasında bir
işbirliği, eşgüdüm ve mutabakatın oluşturulması gerektiğini ifade eden Talabani, sorunun çözümü için Kürt ve
Türkmen partiler arasındaki ilişkilerin de normalleştirilmesinin önemine işaret etti.
Talabani, ABD Başkanı George Bush'a Iraklı bir gazeteci tarafından
ayakkabı fırlatılması olayına dair soruyu yanıtlarken, bu davranışın Irak'ın ve gazetecilik mesleğinin geleneklerine aykırı olduğunu belirterek, "
Gazeteciler ayakkabılarını değil, kalemlerini kullanmalıdır" dedi.
Bush'a ayakkabısını fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar Zeydi'nin güvenliğini garanti edip edemeyeceği sorusuna Talabani, "Buna hiç şüphe yok. Artık diktatörlük devri geride kaldı.
Saddam Hüseyin döneminde böyle bir şey yapılmış olsaydı anında öldürülürdü ya da hapsi boylardı. Ama şimdi Irak'ta onu koruyacak yasalar var" yanıtını verdi.
Talabani, son Türkiye ziyaretinde neler hissettiğine dair soru üzerine, bölgenin tarihi göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin, iyi ilişkiler kurmaları gereken önemli bir ülke olduğunu söyledi.
"Türkiye de inşallah AB'ye üye olduğunda Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısı olacak" diyen Talabani, Türkiye'nin, kendilerine hep nezaket gösterdiğini belirtti.
Zaman zaman Türkiye'ye geldiğinde Ankara'da kaldığını, orada bir evinin bulunduğunu, İstanbul'u çok sevdiğini anlatan Talabani, röportajı, "Türkiye'ye selamlar gönderiyorum. Türk halkını selamlıyorum. Türkiye çok büyük bir ulus. Tarihte de önemli bir rol üstlenmiş bir ülke. Türkiye'nin dostu olmaktan onur duyuyorum" sözleriyle noktaladı.