İlk maçı 1-0 kazanan
Beşiktaş, dün
akşam Tümer'in golüne Nobre ile karşılık verince
finale çıkan taraf olurken 100'üncü yılında iki
kupa hedefleyen Sarı-lacivertli
ekip Kadıköy'de büyük bir şok yaşadı.
Maçla ilgili yazar yorumları şöyle;
AHMET ÇAKAR: HAKEMLİĞİN UTANÇ GECESİ (SABAH)
Dört kırmızı
kartı görmeyen, Beşiktaşlı
Gökhan Zan'ın açık
penaltısına devam diyen
Selçuk Dereli'nin bundan böyle
hakemlik hayatı sona ermiştir..
Adı
Selçuk Dereli. Sözde o bir Türk hakemi. Ama özde Türk hakemlik tarihine kara bir gece olarak geçecek büyük bir skandala
imza atmış, hakemliği bitmiş bir hakem. Hakemliği bitmiş dememin sebebi şu, ona bundan sonra bu ülkede maç verene de, maç verecek olana da, yazıklar olsun. Başta ben ve tüm Türk
hakemleri nice maçlarda nice hatalar yaptık. Ama dün geceki rezillikleri Türk hakemliğine yaşatmadık. Dün gece Türk hakemliği kan ağladı...
GÜRCAN BİLGİÇ: İLK HEDİYE!.. (SABAH)
Komutan Tümer'in arkasına dizilmiş,
intihar birliği gibiydi F.
Bahçe takımı. Beşiktaş'ın akıllı dizilişiyle maçı bloke etmeye çalıştığı ilk dakikadan itibaren saldırmaya, ısırmaya, gerekeni almaya çalıştılar.
Hani tarifi ve taktiği olmayan maçlar vardır ya, bunlardan bir tanesini izliyorduk. Keyifle...
... Zico
seyirci etabındaki başarısını yine tekrarladı. Ümit-Uğur değişikliğini kimse anlamadı. Aynı
Kezman'a olan sabrı veya Yozgatlı'yı kadroya bile almaması gibi. Dökülen Delgado'yu bir kalemde kenara alan
Tigana kadar bile olamadı...
100. yılında
F.Bahçe'nin çift kupa rüyası bitti. Hem kendi
teknik direktörlerini, hem beceriksizliklerini, hem de sahadaki hakemi yenemediler. Bu şartlarda, sonuç da pek
sürpriz değil. Beşiktaş'a ilk
hediyeyi verdiler. Kimden kısmını siz doldurun...
ÖMER ÜRÜNDÜL: FİNALİ RUNJE GETİRDİ (SABAH)
Zico, Kezman'ı oyundan çıkarmamakla büyük hata yaptı. Hele hele daha önce neredese hiç oynamayan Olcan'ı böyle bir maçın en kritik anında sahaya sürmek mantıkla bağdaşmıyordu. Beşiktaş beklenmedik şekilde kötü bir
futbol sergiledi. Bu da şunu gösteriyor ki
Antalya karşısında kötü futbol tesadüf değilmiş. İkinci yarıda tamamen oyundan düştüler hiçbir hücum girişiminde bulunmadıkları gibi, takım savunmaları da büyük arızalar gösterdi. Dünkü final vizesinin bir numaralı aktörü
kaleci Runje'dir.
Hakem Selçuk Dereli son derece güvensiz ve çelişkilerle dolu bir maç yönetti. Bir türlü kontrolü ele alamadı. Maçın gidişatına etki eden en önemli yanlışı Baki'nin ikinci sarısını yardımcısının ikazına rağmen vermemesiydi...
SELÇUK YULA: MÜCADELE ÇOK İYİYDİ (FOTOMAÇ)
Galip sayılır bu yolda mağlup. F.Bahçe bu futbolunu devam ettirsin, ligde kesinlikle
şampiyon olur. Çünkü en büyük rakibi Beşiktaş'ı dün akşam Kadıköy'de ne hallere soktuğunu hep beraber izledik...
F.Bahçe özellikle ikinci yarıda bulduğu pozisyonları gole çevirse Beşiktaş'ı üçlük dörtlük yapardı. Ama olmadı. Futbol bu. Ben bütün
futbolcuları kutluyorum. Son sözüm Selçuk Dereli için. Bu maçı kaldıramayacağın belliydi. Suç sende değil, seni atayanda. Dünyada bu maçta Baki'yi oyunda tutacak tek hakem sensindir. Hele G. Zan'ın 10 metreden eliyle oynadığı topa 'devam' diyecek tek hakem de sensindir. Ya hakemliği bırak, ya da F.Bahçe maçlarına kendiliğinden çıkma. Gölge etme başka ihsan istemez...
İLKER ATEŞ: KADIKÖY KLASİĞİ (FOTOMAÇ)
Beşiktaş'ın sahasına hapsolduğu bir ikinci devre var ki Tigana'nın bu kasedi çok iyi izlemesi gerekiyor. Bu bölümde
Fenerbahçe dört net gol pozisyonu buldu ve kaçırdı. Bunlar gol olsa ev sahibi takım final biletini cebine koyar ve 90 dakikayı elini kolunu sallayarak keyifle bitirirdi. Peki bu kadar pozisyon vermek Beşiktaşlı
futbolcuların mı suçuydu.
Hayır. Bu tamamen Tigana'nın suçuydu...
... Beşiktaş'ın bundan sonra ne yapacağı tamamen Tigana'ya bağlı. Doğru futbol oynayacak bir Beşiktaş var. Ancak takımın başında yanlış futbol oynatmak için çok kararlı ve inatçı bir teknik adam bulunuyor. Birileri Tigana'nın kulağını çekerse Beşiktaş duble bile yapabilir.
İSMAİL ER: SAVAŞTILAR... (HÜRRİYET)
120 dakika
futbol maçı izliyorsunuz, ne keyif alıyor ne de mutlu oluyorsunuz. Fenerbahçe'de Tümer'in hırsına ve temposuna ayak uyduran, diğer
oyuncular değil tribünlerdi.
Zico'nun hafta ortasında takıma penaltı çalıştırdığı haberleri Brezilyalı teknik adamın bu maçtan ne kadar korktuğunun göstergesi idi. Beşiktaşlı futbolcular Tigana faktörüne rağmen savaştılar. 90 dakikada Fenerbahçe'nin beş gol pozisyonunu kurtaran Runje, sahanın kahramanları arasında yerini aldı.
İbrahim Toraman açıkları kapattı, Nobre tur şansını tabelaya yazdı...
... Futbolseverler, futbol izlemek istiyorsanız, takım ismi fark etmez, gidin 11-12 yaş grubu çocukların maçlarını seyredin. Çünkü futbolun bütün güzelliklerini ve saflığını sadece ve sadece onların maçlarında görebiliyorsunuz. Gidin onları izleyin ve destekleyin de hiç olmazsa Türk futbolunun geleceği kurtulsun.
CAN BARTU: AH ZİCO AH (HÜRRİYET)
Fenerbahçe seyircisi, takımı ve kulübü
teknik direktör Zico'nun ukalalığından kupada stres yaşayıp elendi.
Neden, daha BJK
İnönü Stadı'ndaki ilk maçta sahaya sürdüğü kadrodan. O maçta düzgün bir kadro sahaya çıkarsaydı, yenilmezdi. Hem avantaj yakalardı, hem de
psikolojik olarak rakibi çökertirdi. Ama bunu yapmadı, yapamadı. Zico'ya ya biri bu Beşiktaş'ı yanlış anlatmış, ya o anlatılanı anlamamış, ya da ona hiçbir şey anlatmamışlar. Fenerbahçe Zico'nun keyfine göre kurduğu veya mücadele edecek bir takım değil. Bu maçların önemi bilmiyor Zico...
MUSTAFA DENİZLİ: BOZUK PSİKOLOJİ (MİLLİYET)
Her iki takımın bilinçsiz oyun anlayışının hüküm sürdüğü bir 45 dakika izledik. Fenerbahçe'ye baktığımız zaman bir takım kendini nasıl mahkum eder, futbolcularını nasıl bu kadar etkisiz kullanabilir, hangi mantıkla turu geçmeyi amaçlar anlamak mümkün değildi. Fenerbahçe'nin skor üzerinde tartışmasız en etkili olabilecek iki adamı
Tuncay ve Tümer
rakip tarafından değil kendi oyun anlayışları yüzünden adeta katledildi, oyun içindeki etkinlikleri sıfıra indirildi. Bu durum inanılır gibi bir görüntü değil.
RIDVAN DİLMEN: OLMADI DERELİ (MİLLİYET)
Ben mümkün olduğu kadar objektif olmaya çalışan bir insanım. Bunla da hep gurur duydum. Beşiktaş iyi oynuyorsa,
Galatasaray iyi oynuyorsa, Fenerbahçe iyi oynuyorsa,
Konya iyi oynuyorsa hep haklarını teslim ettim.
Beşiktaş da dün gece iyi oynamasa da iyi mücadele etti ve ilk maçtaki avantajıyla turu geçti...
Gol kaçırırsan tabii ki finale kalamazsın ama bu Selçuk Dereli'nin sorunu değildi. Ben hakemler hakkında negatif düşünen bir insan da değilim. Ama dokuz kişi kalacak Beşiktaş'ın maçı 11 kişi tamamlaması bir hakem faciasıydı. Baki'nin çift sarı karttan üç kez atılması gerekirdi. Tuncay'a attığı
tekme direkt kırmızıydı. Mehmet Sedef'in sarısı var, topu elle alıyor. Yardımcı hakem bayrağını kaldırıyor, bununla da kalmıyor elini cebine götürüyor. Yani Dereli'ye "kart göster" diyor. Dereli oralı bile değil.
Beşiktaş'ın dokuz kişi bu maçı lehine çevirmesi imkansızdı. İkinci yarı önce uzatmalara, sonra da penaltılara gitmek istediler. Haklıydılar. Ancak rakibinden sahada dayak yiyen Fenerbahçe bir de gol yiyince tur gitti.
ŞANSAL BÜYÜKA: GELENLE GİDEN (AKŞAM)
Fenerbahçe daha iyisini getirmek için Nobre'yi bıraktı, Kezman'ı getirdi. Dün akşam gidenle geleni gördük. Fenerbahçe, belki de 7-2 kazanıp rahatça finale çıkacağı bir maçı rakibine ikram etti. "Daha iyi" diye çuvalla para verilip alınan Kezman, Gökhan Zan ile İbrahim Toraman'ın arasında adeta ön libero gibi Fenerbahçe ataklarını kesti. Beğenilmeyip gönderilen Nobre bir "
altın kafa" ile Kadıköy'den çıkması mucizelere bağlı olan Beşiktaş'ı finale taşıdı...
Fenerbahçe'nin Başkanı ve yöneticileri "2007'de Avrupa'da final" demişlerdi. Bırakın Avrupa'yı
Türkiye'de bile finali göremediler. Bir kez daha gördük ki, lafla
peynir gemisi yürümüyor. Maç biter, tarih kalır. Tebrikler Beşiktaş.
Fenerbahçe'nin Başkanı ve yöneticileri "2007'de Avrupa'da final" demişlerdi. Bırakın Avrupa'yı Türkiye'de bile finali göremediler. Bir kez daha gördük ki, lafla peynir gemisi yürümüyor. Maç biter, tarih kalır. Tebrikler Beşiktaş.
AZİZ YILMAZ: FENERBAHÇE KUPADA NASİPSİZ (ZAMAN)
Salı Manchaster
United-Milan, hele de çarşamba günü
Chelsea-
Liverpool maçlarını seyrettikten sonra "Acaba bizim
takımlar böyle arzulu, mesleğine saygılı mücadeleci bir futbol ne zaman oynayacak?" diye düşündüm. Benim için Avrupa'da başarılı olma umudu hayal kırıklığı şekline dönüştü. Ve geldik dünkü maça.
... Kupada bana göre F.Bahçe'nin üzerinde bir nasipsizlik var. F.Bahçe, çok rahat alması gereken bir maçı yediği çok basit bir gol yüzünden kazanamayıp elendi. Tabii 'Tekerlek kırılınca yol gösteren çok olur.' diye bir atasözü var. Zico'nun yanlışlarını bırakın tekerleğin kırılmasını, tekerleğin dönmediği zamanlarda mütemadiyen söylüyoruz. Ve Zico, aynı hataları nedense yapıyor.
... Karşılaşmanın hakemi Selçuk Dereli, maalesef iyi bir
yönetim gösteremedi. Fenerbahçe aleyhine yaptığı hatalarını yazmak istesem
spor sayfası yetmez. Dereli'ye yazıklar olsun ve Beşiktaş'a da
helal olsun diyorum...
ZEKİ ÇOL: TURUN ADI RUNJE (ZAMAN)
Tümer vurdu, çıkardı.
Lugano vurdu, çıkardı. Kezman vurdu, çıkardı. Edu vurdu, çıkardı.
Alex vurdu, çıkardı. Ve Fenerbahçe ataklarına, hele ikinci yarının ilk çeyreğinde adeta tek başına direnen Runje, dün sadece maçın kahramanı olmakla kalmadı, takımını da sırtlayıp tura taşıdı.
... Maçın ilginç yanı Tümer ile Nobre'nin skoru belirleyen golleri, eski takımlarına karşı atmasıydı. Maçın özetiyse keyiften çok, derdin önplana çıktığı bu futbolun, derbiye pek de yakışmamasıydı.
OGÜN ALTIPARMAK: ZİCO GO HOME! (YENİ ŞAFAK)
Dün akşamki futbolda heyecan vardı. Mücadele vardı. Ama ortada iyi futbol ve goller yoktu. Böyle olunca da kaçan goller yüzünden oyun aynı K.
Erciyes-
Trabzon maçı gibi uzatmaya kaldı. Ama yine teknik direktör Zico rakibi 3 futbolcu değiştirmesine rağmen oyuncu değiştirmekte geç kalarak marifini bir kez daha herkese gösterdi.
Bu kadar gol kaçıran bir takımın galip gelmesi mucize olurdu. Atamayana atarlar düsturu bir kez daha kendini gösterdi. Bay Zico golü yedikten sonra oyuncu değiştirdi, bravo doğrusu. Yönetime de uyarı; Zico'yu rahat bırakırsanız lig şampiyonluğu da elden gider, bizden hatırlatması. 100. yıla yazık olmasın!...