Dergi,
Kuzey Irak'taki
Kürt Yönetimi Başkanı Mesud
Barzani'nin
Türkiye ile
PKK arasında sıkıştığını yazdı.
"Türkler, Barzani ve
Amerikalılar'ın geniş çaplı bir harekatı durdurmak için daha fazla adım atması gerektiğini söylüyorlar. Barzani PKK sorununun barışçıl yollardan çözülmesine yardımcı olabileceğini belirtiyor.
"Barzani, Türkiye'nin dostu olduğunda ısrar ediyor ancak tehdit ve
şantaj altında Ankara'yla
işbirliği yapmayacağını vurguluyor. 90'lı yıllarda birkaç kez Peşmergeleri PKK'nın üzerine gönderen Barzani, 1990'larda
Kürtler arasındaki iç savaşı akılda tutarak artık Kürt'ün Kürtle savaştığı günlerin geride kaldığını, PKK'ya karşı uluslararası bir gücün oluşturulması gerektiğini söylüyor.
Economist, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Bush'la görüşmesine de
sınır ötesi harekât tartışmasının damga vurduğunu belirtiyor:
"Bush yönetiminin, Türk ordusunun PKK'ya karşı sınırlı bir
operasyon düzenlemesini onayladığı anlaşılıyor. Amerika, Türkiye'nin PKK hedeflerini belirleyebilmesi için askeri istihbarat da sağlayacağını söylüyor."
"
Washington, Türkiye'ye, daha büyük çaplı bir harekâtın, Irak'ın görece huzurlu ve müreffeh bölgesini istikrarsızlaştıracağı
mesajını verdi ve Ankara'nın bundan sakınmasını istedi. Şimdiye kadar Erdoğan ve generalleri geri durdular. Ama daha ne kadar böyle kalacaklarını kimse bilmiyor."
Economist, Amerika Birleşik Devletleri'yle,
Avrupa arasındaki ilişkileri değerlendirdiği başka bir yazıda da Bush-Erdoğan görüşmesine değiniyor:
"Türkiye'nin geniş çaplı bir sınır ötesi harekâtını belki de durdurmuş olan Türk-
Amerikan zirvesi, iki ülkenin siyasi liderlerinin bu tehlikeli dünyada birbirlerine ihtiyacı olduğunu bildiklerini ortaya koydu. Belki Erdoğan
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy kadar derin olmayabilir ya da
Almanya Başbakanı Merkel kadar, rahatlatıcı bir tarzı olmayabilir. Erdoğan, Washington'da
Ulusal Basın Kulübü'ndeki konuşması sırasında
Ermeni katliamı ile ilgili sorular karşısında Ermenilerin insani bir şekilde, ceplerine para konarak göç ettirildiğini söyleyerek iyi bir tablo çizmedi. Ama Erdoğan Bush'la birlikte düzenlediği basın toplantısında, ayrılıkçı Kürtlere göz yumduğu ya da onlara karşı bir şey yapmadığı için ülkesinde Amerika'ya
öfke duyanlara mesaj vermek istercesine defalarca 'stratejik ortak' kavramını kullandı. "
'Türkiye, ABD'siz yapamaz'
Dergiye göre Erdoğan'ın vermek istediği mesaj şuydu:
"Türk-Amerikan ilişkilerinin temelini oluşturan askeri bağların zayıflamasına karşın, Türkiye, stratejik değerini ve Batı yanlısı
Müslüman bir ülkenin önemini
Paris ve Berlin'den daha fazla takdir eden bir dostsuz yapamaz."
Erdoğan'ın Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulmasını önlemeye yönelik çabalarının sonuç verip vermeyeceğinin belli olmadığını kaydeden Economist
dergisi, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığının boyutlarına dikkat çekiyor ve ekliyor:
"Şimdiye kadar Türk ordusuyla ilişki kurmaya alışmış Amerikalıların ılımlı İslamcılığın yükselişe geçtiği bir ülkeyle nasıl geçineceği konusunda da belirsizlikler var. Ancak Erdoğan'ın Washington ziyaretinin Beyaz Saray'daki yetkilileri bu hafta her şeyden daha fazla uykusuz bıraktığı bir gerçek.
Amerika bazen, sorunsuz, zengin dünyadaki ortaklarıyla,
patlama tehlikesi içeren sorunlu bölgelerde ne yapılması gerektiği konusunda farklı düşünüyor. Türkiye'nin
doğu sınırları da işte böyle bir yer."
BBC