Babacan, Türkiye'nin ekonomisinin, içeride ve dışarıda olabilecek her türlü gelişmeye karşı çok daha korunaklı bir yapıya sahip olduğunu, bununla birlikte AB süreciyle ilgili muhtemel yavaşlama ve duraklamalara hazır olunması gerektiğini söyledi. Hazine Müsteşarlığında Türkiye'nin AB sürecine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Babacan'a, ''Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'ın, Türkiye'den yıl sonuna kadar Ankara Antlaşması Ek Protokolünü onaylamasını istediği'' hatırlatıldı. AB'nin 25 üyeli bir birlik olduğunu, her ülkenin ayrı ayrı iç siyasi ortamı ve diğer ülkelerle ilişkileri bulunduğunu belirten Babacan, başka ülkelerin de siyasi konularda benzer sıkıntılardan geçmiş olduğunu kaydetti. Özellikle siyasi konuların dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, ortaya çıkan tüm tartışmalara rağmen, İkinci Dünya Savaşından sonra en büyük barış projesi olarak nitelenen AB'den nihai aşamada oldukça rasyonel kararlar çıktığını söyledi. Babacan, ''Bazı duyumlar alınabilir, bazı ülkelerde bazı siyasetçilerin açıklamaları olabilir, her olumsuz açıklamaya kafayı takacak, morali bozacak olursak bu iş yürümez'' dedi. Bazı siyasetçilerin özellikle ülkelerindeki seçim dönemlerinde kendi kamuoylarını memnun etmeye yönelik açıklamalar yapabildiğine de dikkati çeken Babacan, ''AB bizi istemezse biz de onları istemeyiz'' türünden yaklaşımların da Türkiye'nin kendisine zarar vereceğini söyledi. -TÜRKİYE'NİN EKONOMİSİ- Babacan, ''müzakerelerin askıya alınmasının Türkiye'nin hassas ekonomik dengelerini nasıl etkileyeceğine'' ilişkin bir soruyu, ''Türkiye'nin ekonomisi içeride ve dışarıda olabilecek her türlü gelişmeye karşı artık çok daha korunaklı bir yapıya sahiptir ve AB süreciyle ilgili bazen yavaşlamalara, duraklamalara zaten herkes hazır olmalıdır'' diye yanıtladı. AB'de ahde vefanın temel bir prensip olduğunu ve bu temel prensipte en ufak bir sapmanın AB'nin güvenilirliğine darbe vuracağını ifade eden Babacan, önemli olanın ''şimdiye kadar AB'nin aldığı resmi kararlar ve sonra bundan sonra atılacak adımlar'' olduğunu söyledi. ''İnişli çıkışlı bir yoldan geçiyoruz, bazı dönemlerde yavaşlayacağız, bazı dönemlerde hızlanacağız'' diyen Babacan, bunun Türkiye'yi hiçbir zaman nihai hedefinden saptırmayacağını kaydetti. Babacan, Merkez Bankasının aldığı kararı nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu, ''Türkiye ekonomisi için hayırlı olsun diyorum, daha başka bir yorum yapmayı da doğru bulmuyorum'' diye yanıtladı. ''Para Piyasası Kurulunun enflasyona yönelik açıklaması ve memurların maaş artışı talebi'' ile ilgili soruya karşılık da Babacan, bütçe uygulamalarıyla ilgili yapılacakları daha önce açıkladıklarını, yıl sonuna doğru olabilecek sapmalarla ilgili atılacak adımların da atılmakta olduğunu söyledi. Pek çok kesime yılbaşında maaş ayarlamaları yaparken zaten beklenen enflasyonun çok üzerinde artışlar yaptıklarını kaydeden Babacan, ''Yıl sonu gelip de enflasyonun gerçekleşmesi kesinleşmeden, ben bu tür konuları açıkçası gündeme getirmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü global piyasaların bu kadar hareketli olduğu bir ortamda, yıl sonu enflasyonuyla ilgili kim katı rakamlar, tahminler, pozisyonlar söylerse yanılacağı kesindir'' dedi. Babacan, ''İbrahim Turhan'ın Para Piyasası Kuruluna atanmasının siyasi bir tercih olduğuna'' yönelik iddiaların hatırlatılması üzerineyse, ''kurul üyelerinin banka meclisi tarafından, kendi aralarından seçildiğini'' söylemekle yetindi.