Kofi
Annan, "Sizi Kim Yönetiyor?" adlı program sezonuna başlayan BBC'ye demecinde, gücün sınırları hakkında ilginç açıklamalar yaptı. Annan, 'gücünün herşeye yettiğini sananları' uyardı.
Dünyada küresel bir perspektife sahip olan bir kişi varsa, o da muhtemelen
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'dir.
Halen bu görevi sürdüren
Kofi Annan, BBC'ye demecinde, dünyanın karmaşık düzeninin kendisine göre nasıl işlediğini yorumladı.
BBC Dünya Servisi için yapılan bir kamuoyu araştırmasında, dünya
halklarının yüzde 65'inin, ülkelerinin halk iradesiyle yönetilmediğini düşündükleri ortaya çıkmıştı.
Kofi Annan ise gelecekte tabanın etkisinin daha fazla olacağını söyledi ve ekledi:
"Bence, daha da çok oranda, gücün, yukarıdan aşağıya akmasından çok, aşağıdan yukarıya ulaşacağını göreceğiz."
New York'taki zirvesine, bir dizi skandal sonrası girmesi,
Birleşmiş Milletler'in bir dünya kurumu olarak sınırlarını gözler önüne serdi.
Kofi Annan, örgütün, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi büyük başarılara
imza attığını, ancak bir dünya hükümeti olmadığını söyledi. Annan bu noktada Ruanda'dakine benzer krizlere müdahale edemediklerine dikkat çekti.
Peki bu süreçte eleştirilerle de karşılaşan Kofi Annan'ın dünyasını kim yönetiyor?
Annan bu soruya "Üye devletlerim" yanıtını verdikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlar benim ortaklarım. Ancak elbette halkla da aramızda bir bağ var. Zaten göreve gelir gelmez yapmak istediğim şeylerden biri de Birleşmiş Milletler'i halka daha da yaklaştırmaktı."
Genel Sekreter Kofi Annan, 'güç' kavramıyla ilgili bir uyarıda bulunmayı
ihmal etmedi.
Kofi Annan, "Gücün sınırları olduğu bilinmeli. Güç ve gücün kullanımı anlaşılmalı. Buna sahip olanlar, güçlerinin herşeye yettiğini zannetmemeli" dedi.
Annan'ın, bu sözleri sarfederken kafasında belirlediği özel bir lider olup olmadığı belli değil. Ancak bazıları bu sözleri,
Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelere bir uyarı olarak algılayabilir.
Kofi Annan, gelişen dünyada önemli ve olumlu gördüğü bir noktayı vurgulamayı da ihmal etmedi. Annan, güvenlik,
kalkınma ve
insan hakları kavramlarının birbirleriyle bağlantılı olduğunun, geniş kesimlerce kabul gördüğüne inandığını söyledi.