Alman 1. televizyon kanalı ARD'de 10 şubat
pazar günü yayınlanması planlanan dizi ertelendi.
Diziyi hazırlayan Südwestrundfunk (SWR) adlı
radyo ve televizyon kuruluşunun yöneticisi Peter Boudgoust, bu konuda yaptığı açıklamada, acı yaşayan büyük bir camianın duygularını rencide etmemek için dizinin söz konusu bölümünü 6 nisan pazar günü yayınlama kararı aldıklarını söyledi.
Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu
Devlet Bakanı Maria Böhmer ile Sosyal
Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Kurt Beck'in, dizinin yayından kaldırılması yönündeki önerileriniyse eleştiren Boudgoust, kendi sorumluluklarının bilincinde olduklarını ve bu konuda siyasilerden
ders almaya ihtiyaçları olmadığını belirtti.
Dizinin,
yangında hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından yanlış anlaşabileceği düşüncesini taşıdıklarını bildiren Boudgoust, ancak dizinin konusunun yangınla birlikte ortaya çıkan güncel tartışmalarla herhangi bir ilgisi olmadığını kaydetti.
Dizide bir Türk iş adamının öldürülmesinin ve tutucu ailesinin, ''Batılı tarzda'' yaşayan dul eşine olan tepkisinin konu edildiği bildirildi.
Öte yandan
Almanya Alevi Cemaati Genel Sekreteri Ali Ertan Toprak, Alman Haber Ajansına (DPA) yaptığı açıklamada, Türk hükümetinin
Ludwigshafen'e Türk uzman gönderme kararının yanlış olduğunu savunarak, ''Bu, uyuma zarar verir. Bu, Alman araştırmacılara güven duyulmadığı şeklinde bir intiba yaratıyor'' dedi.
Toprak, Türk basınını da eleştirerek,
soruşturma sonucu belli olmadan kışkırtıcı bir
politika izlediğini savundu.
-SCHAEUBLE'NİN AÇIKLAMALARI-
Almanya İçişleri Bakanı
Wolfgang Schaeuble ise ''Westdeutsche Allgemeine Zeitung'' gazetesine yaptığı açıklamada, yabancıların Alman toplumuna uyumunu isteyenlerin, çoğunluk toplumunu da yanlış suçlamalara karşı koruması gerektiğini belirterek, ''Yanımızda yaşayan 9 insanın ölümüne biz de aynı şekilde üzülüyoruz. Bizim kurbanlarla ilgili üzüntümüz insanların milliyetine bağlı değil'' dedi.
Türk hükümetinin yangın yerine kendi uzmanlarını gönderme isteğini de Alman makamlarına duyulan bir güvensizlik olarak algılamadığını ifade eden Schaeuble, ''Ben bunu, hiçbir şeyin gizlenmediği yönünde Türk kökenli insanlara ek bir güvence verme isteği olarak görüyorum. Bu tür endişeler için bir sebep yok, ancak ben başından bu yana bunu memnuniyetle karşıladığımızı söyledim'' diye konuştu.
Schaeuble ayrıca, tüm bu acılar arasında polisin ve itfaiyenin yaptığı ''kahramanlıkların'' da unutulmaması gerektiğini kaydederek,
kurtarma ekiplerine teşekkür etti.
Bielefeld kentinde yayınlanan ''Westfalen-Blatt'' adlı yerel gazetede yer alan bir yorumda,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yangın yerine Türk uzmanlar gönderme isteğini bir ''skandal'' olarak nitelendirerek, ''Biz, hukuk devleti prensiplerinin uygulanmasını
kontrol etmek için sözde tarafsız gözlemcilere ihtiyaç duyan bir muz cumhuriyeti değiliz'' şeklinde ifade kullanıldı.
Solingen faciasından sonra sorumluların sadece 9 gün içinde bulunduğu ifade edilen yorumda, Türk medyasının çizdiği ''kötü Alman'' imajına rağmen, araştırmacılar için kurbanların Türk ya da Alman olmalarının önemli olmadığı kaydedildi.
Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer'in, olayın hızlı bir şekilde aydınlatılması isteğinin de eleştirildiği yorumda, kurulan 50 kişilik soruşturma komisyonunun hiçbir şey yapmadan oturmadığı vurgulandı.
AA