Kıbrıs’ta,
Ekim ayında son bulacak hızlandırılmış görüşmelerde son düzlüğe girildiği bir anda, Rum kesiminin Doğu Ak
deniz’de petrol
arama çalışmaları başlatması kararında,
Yunanistan’daki
ekonomik krizin ve
İsrail’in oyununun bulunduğu belirtiliyor.
Rum kesiminin, bir anda gündeme gelen bu kararı, garantör
ülke Yunanistan ile birlikte aldığı yorumları yapılırken, Atina’da, yaklaşık 3 trilyon dolar değerinde olan bu petrol-doğalgaz kaynaklarının Yunanistan’ın ekonomik krizden çıkması için önemli fırsat olacağı düşünülüyor. Bununla birlikte, Rum tarafı,
petrol arama çalışmalarıyla, siyasi ve ekonomik olmak üzere, bir taşla iki kuş vurma hedefinde. Temmuz 2012’de AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak olan
Rum Kesimi,
KKTC ile sürdürülen müzakereleri baltalayarak, Türkiye’nin müzakere sürecini de tıkamayı hedefliyor. Ayrıca, Temmuz ayında Evangelos Florakis deniz üssünde meydana gelen
patlama ve sonrasında yaşanan siyasi krizi kullanan Rum Yönetimi, BM’nin de
destek verdiği Türk tarafının müzakerelerin hızlandırılması ve sonunda uluslararası bir konferans düzenlenmesi önerisini de engellemeye çalışıyor.
Rumlar ‘Truva Atı’
Ankara, bütün bu gelişmelerde İsrail’in rolünü ise Rum tarafını ‘Truva Atı’ olarak kullanma niyetinde görüyor. Afrodit bölgesinde petrol ve doğalgaz arayan Noble Enery şirketine ait platforma, insansız
casus uçakları ve donanmasına ait gemileri yollayan İsrail, Rumlar üzerinden, Türkiye’yi Doğu
Akdeniz’de sınırlı bir alana çekme planını devreye koydu. Diğer yandan KKTC’li kaynaklar, İngiltere’nin,
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölgesinde kalan Ağrotur ve Dikelya’da iki ayrı askeri üssü bulunduğunu anımsatarak, İngilizlerin şu an için ‘bekle ve gör’ politikası izlediği görüşünde. AB içindeki
son durum, Rumlar’ın lehine işliyor. Rumlar’ın petrol arama çalışmalarını,
Fransa,
Almanya, Yunanistan,
Danimarka,
Avusturya,
Belçika ve
Hollanda destekliyor.