Aslan,
Gaziantep Ticaret Odası (GTO) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (
DEİK)
işbirliğiyle,
Afrika ülkeleri ve Gaziantep arasındaki ticari işbirliğini güçlendirmek ve Gaziantep'teki firmaları Afrika ekonomisi ve
pazarı hakkında bilgilendirmek amacıyla ''Afrika'da İş Yapma Fırsatları'' konulu bir seminerdeki açılış konuşmasında,
Türkiye'nin özellikle 1983'ten sonra dünyaya
açılım programı çerçevesinde çok ciddi mesafeler aldığını, küreselleşmenin bir anlamda ucundan yakaladığını belirtti.
Türkiye'nin jeopolitik ve stratejik konumuna bakıldığında özellikle yeni gelişen pazarlarla ilgili
Avrupa ülkelerinden çok daha avantajlı olduğunun yadsınamaz bir gerçek olduğuna vurgulayan Aslan, şunları kaydetti:
''Bu çerçevede biz Gaziantep olarak Türkiye'nin bu önemi içerisinde çok daha önem arz eden bir il konumundayız. Özellikle
bölgemizde komşularla ilişkilerin geliştirilmesi ve dünyaya açılım konusunda ciddi çaba içerisindeyiz. Tabiî ki biz olaya sadece Gaziantep açısından bakmıyoruz. Bölge ve ülkemizi de dahil ederek olaylara bakıyoruz. Bu çerçevede
Ortadoğu ve Orta
Asya ülkelerine yönelik açılım çabalarımız özellikle son yaşanan küresel
ekonomik krizde meyvelerini verdi. Yaşanan küresel ekonomik krizle birlikte tüm dünya ülkelerinin yeni pazar arayışı içerisine girdi ve bu noktada, Afrika pazarları tüm dünyanın dikkatini üzerine çekiyor.
Günümüzde yeni gelişen pazarlar konusunda tüm dünyanın dikkatlerini üzerine toplamış bir kıta var. Bu kıta Afrika Kıtası. Gerek Türkiye gerekse Gaziantep, kuzey Afrika ülkeleriyle uzunca bir zamandır ticaret hacmini yükseltme çabası içerisinde.
Kuzey Afrika'daki bazı ülkelerle çok yakın ilişkilerimiz var ama genele baktığımızda yeterli olmadığı görülmekte. Afrika'da 53 ülke var ve bu ülkelerin büyük çoğunluğunun pazarları bakir. Bu ülkeler ne üretirseniz alabilecek durumda olan ülkeler. Dünya petrol ihtiyacının yüzde 15'i de bu kıta tarafından karşılanıyor. Ciddi
yeraltı kaynakları var. Aslına bakarsanız Türkiye bu pazarlara girmekte bana göre biraz gecikti. Çünkü başta ABD ve AB üyesi ülkeler olmak üzere
Japonya,
Rusya ve Çin bu pazarlara bizden daha önce girmek için çalışmalar yürüttü.''
-''AFRİKA İLE İLGİLİ KÖTÜ İMAJ ÇİZİLDİ''
Aslan, Türkiye'nin 2005 yılından itibaren Afrika pazarına girmek için ciddi çaba sarf etmeye başladığını, Gaziantep olarak kendilerinin de firmalarını Afrika pazarlarına girmeleri için bilgilendirmek ve yönlendirmek amacıyla ciddi çalışmalar yürüttüklerini vurguladı.
Toplantının bu kapsamda düzenlendiğini, Gaziantep olarak şu anda dünyanın 173 ülkesiyle ticaret yaptıklarını ifade eden Aslan, şöyle devam etti:
''Ama Afrika'da ticaret yapmadığımız ülkeler var. Onun için de Gazianteplilerin genlerindeki
girişimci ve müteşebbislik karakterlerini Afrika pazarlarına giriş konusunda kullanmalarını bekliyor ve istiyoruz. Gaziantep Ticaret Odası olarak bu tip ülke
tanıtım ve yönlendirme toplantılarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.''
Türk-Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı ve
Güney Afrika
İzmir Fahri Başkonsolosu Tamer Taşkın ise katılımcılara Türk firmalarına yönelik Afrika'daki iş olanaklarının yanı sıra ekonomik ve ticari ilişkilerde karşılaşılan sorunlarla ilgili bir sunum yaptı.
Sunumunda Türk firmalarının yıllar yılı çeşitli sebeplerle Afrika pazarlarından uzak kaldığını ama günümüzde Türk işadamlarının ve firmalarının mutlaka Afrika pazarlarına yönelmesi gerektiğini ifade eden Taşkın, şunları anlattı:
''Bazı ülkeler bilerek bizleri oradan uzak tutmak için farklı alanlarda Afrika ile ilgili kötü
imaj çizdi. Biz de gidip, görmediğimiz için bu pazardan uzak kaldık. Ama gidip baktığımızda bize 'bu bölgeye gitmeyin' diyen ülkelerin insanlarının bu bölgeye yıllar önce girdiğini ve ticaret yaptığını rahatlıkla gördük.
Yıllar yılı Türklere Afrika'yı korkulacak bir coğrafya gibi gösteren ülkeler bunda başarılı oldular ve bu pazarlara bizden çok önce girdiler. Belki bu pazara girmekte geç kaldık ama önümüzdeki süreçte biz Türklerin bu kıtaya olan gerek coğrafi gerek kültürel yakınlığı bu ülkelerle rekabette bizleri daha avantajlı hale getirecek. Avantajlarımızı iyi değerlendirip, Afrika Pazarlarından hak ettiğimiz payı almalıyız.''
Taşkın, Türkiye'nin Afrika pazarlarında Avrupa ülkelerine göre önemli avantajları olduğunu ancak bazı ihracatta önlerine gümrük duvarları çıktığını vurguladı. Hükümetin ikili anlaşmalarla Afrika'daki gümrük duvarından Türk işadamlarını korumasını beklediklerini dile getiren Taşkın, şöyle devam etti:
''Ben Türk
işadamı olarak Avrupa'ya gidip
işçi görünmektense Afrika'ya gidip
kral gibi karşılanmayı
tercih ederim. Hepimiz kendi iş kolumuzla ilgili Afrika'yı değerlendirmeliyiz. Afrika Kıtasında yer alan 54 ülkenin ithalat ihracat rakamlarına bakılarak yöneleceğimiz ülkeyi belirleyebiliriz. Hangi ülke ile ticaret yapabileceğimize dair bizlere ipucu verebilecek, yönlendirecek göstergeler de mevcut.
Afrika gelişen bir yatırım ortamına sahip. Orada da bizler gibi sizler gibi insanlar var. Elbette bu insanların iyisi ve kötüsü var. Burada işbirliği ya da ticaret yapabilmek için doğru insanı bulmanız önemli. Türk işadamlarının Afrika ile ilgili kafalarındaki özellikle olumsuzluklarla örülü duvarları yıkmaları gerekiyor.''
AA