AB-
Türkiye arasında sarsıntılı bir dönem geçiren siyasi ilişkilerin ardından askeri ilişkiler de kopma noktasına geldi.
Ankara, kendisinden Kongo'dan
Bosna Hersek'e kadar dünyanın dört bir yanındaki harekâtlarda
destek isteyen ancak komuta sevk ve idarede söz hakkı vermeyen AB ile aktif güvenlik ilişkilerini kısmi olarak askıya almaya karar verdi. Bu çerçevede tarihte ilk kez AB tarafından yürütülecek operasyonlardaki birlikleri ihtiva eden "temel
hedef kuvvet kataloğuna'' tahsis edilen savaş uçakları ve gemilerle desteklenmiş
özel harekat tugayı AB emrinden tamamen geri çekildi. Ankara'nın bu resti, Türkiye'nin, bundan böyle özel olarak oluşturduğu bu hassas tugayını AB koordinasyonunda gerçekleşecek hiçbir harekata göndermeyeceği anlamına geliyor. Karar, bizzat Türkiye'nin NATO ve AB nezdinde
Askeri Temsilciliğini yapan bir
korgeneral tarafından Brüksel'de ilgili makamlara iletildi.
BRÜKSEL'DE ŞOK
Avrupa'nın en büyük ordusuna sahip TSK'nın, AB harekatlarında yer almaması NATO ve AB merkezinin bulunduğu Brüksel'i şok etti.
NATO'da da
sürpriz olarak karşılanan olay sonrasında, krizin çözülmesine yardımcı olmak amacıyla NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer haftaya Ankara'ya acil bir ziyaret kararı aldı. Başkentteki görüşmelerde, Türkiye'nin NATO ve AB arasındaki anlaşmalar paralelinde, AB'ye destek veren bir NATO üyesi olarak tugayını yeniden geri vermeye ikna edilmeye çalışılacağı öğrenildi.
SÖZ HAKKI TEPKİSİ
Türkiye'nin bu kararı almasında, AB'nin uluslararası anlaşmalar ve önceki taahhütlerine rağmen bir türlü güvenlik anlaşması imzalamaması da önemli rol oynadı. Çünkü, Türkiye'nin güvenlik anlaşması imzalayamaması, örneğin bir uluslararası harekatta aktif operasyonlara katılması ancak emir, komuta ve hassas kararların alındığı sürece dahil edilmemesi anlamına geliyor. Ayrıca, Ankara
gizlilik dereceli belgeleri bile ya göremiyor ya da çok geç görme şansına sahip oluyor. AB'ye tam üye kimliği ile
Rumlar ise belgelere anında sahip oluyor. AB'nin Türkiye ile imzaladığı Nice Uygulama Belgesinde yer alan ve zamanında yine iki taraf arasında çok ciddi krize yol açan Avrupa
Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) paralelinde, AB'nin bugüne kadar sözlerini tutması ve Türkiye'ye komuta ve harekat planlama aşamasında rol vermesi gerekiyordu. Türkiye'nin bugüne kadar bu konudaki sayısız talebine AB'nin
yanıt vermemesi üzerine Ankara'nın bu kararı aldığı da belirtiliyor.
SABAH