Dışişleri bakanlarının yemeğine, alışılmışın aksine, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi
Olli Rehn'in davet edilmediği dikkati çekti. Rehn, konuya ilişkin soruları yanıtlarken,
gündemi belirleyen
Avusturya dönem başkanlığına yönelik imalı sözler kullandı ve davetli olmamasına ''alınmadığını'' belirterek, ''Ben gene de
Viyana Filarmoni Orkestrası'nı seviyorum'' dedi. Olli Rehn, dışişleri bakanlarının AB'nin genişleme konusunu ele almalarının öngörüldüğünü ancak bunun yapılmayacağının anlaşıldığını söyledi. Brüksel'de kaynaklar, Rehn'in davet edilmediği toplantıda genişleme konusunun temkinli bir şekilde'' ele alındığını,
Belçika Dışişleri Bakanı Karel De Gucht gibi bazı isimlerin, ''
Balkanlar dosyasının askıda kalmasını'' ve Balkan ülkeleriyle müzakerelerin başlatılmamasını önererek
taraftar bulduğunu ifade ediyor. Aynı kaynaklar, bakanların, AB'nin genişleme sürecini ''durdurmak'' değil, ''frenlemek'' kararlılığı gösterdiğini ileri sürüyor. Dışişleri bakanlarının, ''AB'nin hazım gücü'' konusunu da tartıştıkları ve bu dosyayı ''zaman içinde'' daha ayrıntılı olarak ele almak istedikleri ifade ediliyor Zirve öncesinde, birlik üyelerinin kendi aralarında bile,
yabancı yatırımlara karşı korumacı stratejiler izlediği eleştirileri sıkça dile getirilmişti. Bu nedenle, kulislerde tartışmalı bir zirve beklentisi hakim. Öte yandan AB zirvesinin gündemi korumacılık İtalya'nın bu havayı iyice gerecek şekilde
Fransa'yı 'korumacılık' yaptığı gerekçesiyle suçlayan bir mektubu üyelere imzalatma planından ise dün son anda vazgeçildi. İki gün süreyle temaslarda bulunacak liderlerin diğer gündem maddeleri, enerji alanında
işbirliği ve gençler arasında istihdam yaratma ihtiyacı. AB'de ticari korumacılık, yabancı yatırımcıların şirket satın almalarının engellenmesi ve
hizmet sektörünün serbestleştirilmesi gibi alanlarda sorunlar yaşanıyor.Fransa ve Almanya'da geçtiğimiz haftalarda, hükümetlerin
ekonomik değişim planlarına karşı büyük eylemler düzenlendi.İktisatçılar ve iş çevrelerinin de tartışmalı reformlardan kaçındıkları konusunda politikacılara yönelik suçlamaları var.Özellikle işçilerin daha kolay işe alınması ve işten atılması, vergilerin azaltılması konuları ilk sıralarda.
Avrupa'yı dünyanın en
rekabet edebilir ekonomisi haline getirmeyi öngören reform programı, zayıflamış durumda. Aslında amaç, büyümeyi ve istihdamı arttırmaktı. Bugün biraraya gelecek olan liderler, muhtemelen
küçük işletmelerin desteklenmesi, araştırma çalışmalarına daha fazla
bütçe ayrılması ve enerji alanında daha net bir strateji gibi mütevazı planlara razı olacaklar.Avrupa, enerji konusunda dışa bağımlı ve tüketiminin yarısını
ithal ediyor.Ayrıca petol ve doğalgaz fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar, hızla büyüyen Çin ve
Hindistan gibi ülkelerin enerji talebinin artması ve yılbaşında Rusya'dan Avrupa'ya sağlanan doğalgazdaki
kesinti enerji sorununu daha da acil hale getirdi. Ama bu konuda tartışmak dışında ne yapılabilir sorusunun yanıtı net değil.
Üyeler, enerji politikasına hâlâ birlik çerçevesinde değil, ulusal hükümetler düzeyinde bakıyor