11
Eylül'den bu yana ABD yerine "terörle savaş birleşik devletleri" haline geldik. Gazetemizde hangi başkan adayını destekleyeceğimizi söylememize izin yok. Ancak hangisini desteklemeyeceğimi söyleyebilirim.
11 Eylül sömürüsü yapan bir adaya oy vermeyeceğim. Bir 11 Eylül başkanına daha ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan şey bir
12 Eylül başkanı.
Dünya Guantanamo´nun
terörist hapishanesi değil doğru cevapları veremeyen göçmenlerin gittiği yer olarak biliyor. Anti
özgürlük abidesi Guantanamo’yu yıkarak yerine bir
hastane yapmayı vaad etmeyen bir başkana adayına oyumu vermeyeceğim.
Dolar şu an çok güçsüz ve 11 Eylül'den bu yana gelmeyen turistlerle birlikte milyonlarca dolar kaybettik. Yabancı yatırım oranı sadece 2004-2005 yılları arasında Avrupa´da yüzde 8 artarken bizde yüzde 10 azaldı.
Artık bu kadar sersem olma lüksümüz yok. Tekrar eski gücümüze kavuşmak zorundayız. Bizi ortak bir düşman yerine ortak bir gaye etrafında birleştirecek bir başkana ihtiyacımız var.
El Kaide 11 Eylül ile alakalı iken biz 12 Eylül´ü düşünmeliyiz. Bu yüzden umarım 11 Eylül sömürücüleri hezimete uğrar.
Altyapımıza bir bakın. Memleketim Mineapolis´te yıkılan köprüden bahsetmiyorum sadece. Zürih´in ultra
modern havaalanından Laguardia çöplüğüne uçmak, jetgillerden taş devri çizgi filmine geçmek gibi.
Washington’daki ofisimde hala kesilmeyen bir cep telefonum yokken, Çin´de havaalanında aldığım telefonla karımı arayıp çok net konuşuyorum. Çin,
araba üretiminde AB standartlarını yakalarken bir zamanlar
altın çağlarını yaşayan
Amerikan araba endüstrisi hala bundan çok uzak.
Microsoft bile vize alamayan yetenekleri Amerika’ya getirememekten bıkarak yeni merkezini
Kanada’ya kurdu.
Thomas l. Frıedman -NEWYORK TİMES YAZARI