ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, İngiltere parlamentosunun aldığı Suriye'ye askeri müdahalede bulunmama kararının ardından, Suriye'ye karşı tek başına harekat düzenlenmesi olasılığı için hazırlık yaptığı bildirildi.
AP haber ajansının haberinde, Suriye'ye yönelik askeri müdahalade bulunmak amacıyla uluslararası bir birlik oluşturulmasının önünde beliren engellere karşın Obama'nın bu fikrinden caymış gibi görünmediği yorumunda bulunuldu. Danışmanları, Obama'nın kimyasal silahları kullanan Suriye'ye karşı ABD'nin tek başına harekete geçmesi konusunda istekli olduğunu belirtiyor. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest yaptığı açıklamada, "ABD Başkanı, ABD'deki ulusal güvenlik çıkarlarını korumak için seçilmiştir" sözleriyle ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarının bunun gerektirmesi halinde tek başına da harekete geçebileceğinin sinyalini verdi.
Siyasi gözlemciler, İngiliz avam kamarasının aldığı karara karşın, ABD'nin Suriye'ye yönelik askeri müdahalede tek başına hareket etmek zorunda kalmayabileceğini dile getiriyorlar. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın 4 aydan az sürecek askeri harekatlar için parlamentodan izin alma yükümlülüğü bulunmadığına işaret eden siyasi gözlemciler, askerlerini Suriye'ye yönelik bir askeri harekata hazır hale getirdiğini duyuran Fransa'nın da olası bir askeri müdahalede ABD'ye destek verebileceğine dikkati çekiyor.
Obama yönetiminin ABD Kongresi üyelerini ikna çabaları
Suriye'ye yönelik askeri müdahale konusunda ABD Kongresi üyelerini ikna etmek amacıyla harekete geçen Obama'nın, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile yaptığı görüşmenin ardından, ABD yönetiminin üst düzey yetkilileri de ABD Kongresinin bazı önde gelen Demokrat ve Cumhuriyetçi üyeleriyle, telekonferans aracılığıyla dün geç saatlerde 90 dakika süren bir görüşmede bulundu.
Görüşme sırasında, her iki partiden milletvekilli ve senatörlerin de Obama'dan, askeri harekatın hukuki gerekçesi hakkında bilgi verilmesi, hedeflerin ayrıntılarıyla belirtilmesi ve Suriye'deki kimyasal saldırılarla Beşşar Esed yönetimi arasındaki bağlantının nasıl belirlendiğine ilişkin kesin gerekçelerin ortaya konması konusunda ısrarlı taleplerde bulundukları bildirildi.
Görüşmede, eski Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Parti Milletvekili Nancy Pelosi'nin, Temsilciler Meclisinin Cumhuriyetçi Başkanı Boehner ile aynı tarafta yer alması dikkati çekti.
"ABD Başkanı'nın şu an üzerinde değerlendirmede bulunduğu, ölçülü, hedef gözeten, sınırlı yaklaşımını takdir" ettiğini ifade etmesine karşın Pelosi'nin, tıpkı Boehner gibi, Obama yönetiminden konuyla ilgili olarak ABD Kongresi üyeleriyle daha fazla istişarede bulunmasını istediği görüldü. Pelosi görüşmeye ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Obama yönetiminin, "tüm ABD Kongresi üyeleriyle" daha fazla istişarelerde bulunması ve karar alma sürecine "ek şeffaflık getirilmesi" gerektiğini açıklayan Boehner ve diğer ABD Kongresi üyeleriyle aynı görüşleri paylaştığını kaydetti.
ABD yönetimindeki üst düzey yetkililerin, telekonferans aracılığıyla yaptıkları görüşmede, ABD Kongresi üyelerine Suriye'deki kimyasal saldırı ve bundan Suriye rejiminin sorumlu olduğuna ilişkin ek bilgiler sunduğu ancak bu suçlamayı destekleyecek çok az yeni delil ortaya koyabildiği bildirildi.
Görüşmeye katılan Temsilciler Meclisi İstihabarat Komitesi'nin üst düzey Demokrat üyesi C.A. Dutch Ruppersberger, yayımladığı yazılı açıklamada, yetkililerin kendilerine Şam'ın dışında düzenlenen saldırıda bin 300 erkek, kadın ve çocuğun hayatını kaybettiğini söylediğini, ancak bu bilgiyle, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nün açıkladığı 355 olan ölü sayısı arasında büyük bir fark bulunduğuna işaret etti.
Görüşme sırasında bazı Kongre üyelerinin, ABD Savunma Bakanlığının otomatik harcama kesintileri ve bütçe indirimi sorunlarıyla boğuştuğu bir sırada Obama yönetiminin böyle bir askeri operasyonu nasıl finanse edeceğine ilişkin sorular sordukları belirtildi. Görüşmeye katılan Senato Silahlı Hizmetler Komitesi'nin üst düzey Cumhuriyetçi üyesi Jim Inhofe yayımladığı yazılı açıklamada, ABD yönetiminin görüşmede, Suriye'nin nasıl bertaraf edileceğine ilişkin son derece geniş seçenekler sunduğunu ancak bu seçeneklere veya bu operasyonun nasıl finanse edeceğine ilişkin tek bir plan, takvim ve strateji önermediğini" vurguladı.
ABD yetkilileri kimyasal saldırıya ilişkin kesin deliller sunmadı
Obama ve diğer üst düzey Amerikalı yetkililerin Esed rejiminin Suriye halkına karşı kimyasal silah kullandığına ilişkin kesin deliller sunmadığı belirtildi. AP haber ajansına konuşan Amerikalı yetkililer, Suriye'deki bazı kimyasal silahların kimin denetiminde olduğu ve saldırının Esed'in emriyle mi yapıldığı gibi soruları cevapsız bırakan istihbarat değerlendirmelerinin kesin sonuç vermediğine işaret etti.
Şu an Suriye'de incelemelerde bulunan BM kimyasal silah uzmanları, yarın bu ülkeden ayrılarak, incelemeleri sırasında topladıkları son derece geniş çaplı materyalleri analiz edilmek üzere Avrupa'nın çeşitli laboratuvarlarına götürecek. BM Sözcüsü Farhan Haq yaptığı açıklamalarda, Suriye'deki BM ekbinin görevinin sadece saldırıda kimyasal maddeler kullanılıp kullanılmadığını belirlemek olduğunu, buna karşılık saldırının kimin tarafından düzenlendiğini saptamak olmadığını bildirmişti. Ancak Haq, BM ekibinin getireceği biyolojik örnekler ve görgü tanıklarıyla yapılan görüşmelerden oluşan delillerin söz konusu gazların kimler tarafından kullanıldığına ait işaretler verebileceğini kaydetmişti.
Askeri müdahalenin amacı rejim değişikliği değil Esed'i cezalandırmak
Obama yaptığı açıklamalarda, Suriye'ye yönelik askeri müdahaleye Amerikan kara birliklerinin katılması veya bu ülkede uçuşa yasak bölge oluşturulması olmadığını belirtiyor. ABD'nin kimyasal silah saldırılarına vereceği karşılığın kapsamının sınırlı olacağına işaret eden Obama, saldırının amacının Suriye'de rejimi değiştirmek değil, sadece Esed'i ölümcül kimyasal gazları kullandığı için cezalandırmak olacağını vurguluyor. Obama bir televizyonda kendisiyle yapılan söyleşide, "Bizi tehdit edebilecek kimyasal silahlar gibi, silah kullanımına ilişkin uluslararası kuralları ihlal eden ülkelerin bundan sorumlu tutulacağından mutlaka emin olmamız gerek" demişti.
ABD'nin önündeki en olası görülen askeri müdahale seçeneğini, Akdeniz'in doğusunda bulunan ABD destroyerlerinden atılacak Tomahawk güdümlü füzeleriyle yapılacak saldırılar oluşturuyor. Saldırılarda en azından, Suriye Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Şam'ı korumakla görevli Cumhuriyet Muhafızlarına ait 4 tugayın da aralarında bulunduğu, Esed'in askeri ve siyasi gücünü sembolize eden askeri ulusal polis karargahlarının vurulması bekleniyor. Esed'in liderliğini yaptığı Baas Partisi genel merkezinin de vurulabileceğini belirten ABD'li yetkililer, ayrıca askeri komuta ve ana güç merkezleri, küçük iletişim merkezleriyle gizli silah depolarının vurulması konusunun da değerlendirildiğini ifade ediyor.