Glock 19
marka silahla Demokratik Partili
Arizona milletvekili Gabrielle Giffords'un kafasına ve etrafındakilere kurşun yağdıran Jared Loughner, 6 kişiyi öldürmüş, 14 kişiyi yaralamış olabilir. Ancak kanlı saldırı, Amerika'daki siyasî kamplaşmanın yaşamına son vermişe benzemiyor.
Eylemin ilk anlarındaki matem ve şok havası, ülkede süregelen ideolojik
soğuk savaşın taraflarını kısa bir süre özeleştiriye sevk ediyor gibi gözükmüştü. Siyasî söyleme dikkat etme, toplumdaki hastalıklı ruhları tehlikeli davranışlara itmeme görüşü seslendirildi. Ne var ki, olayın üzerinden birkaç gün geçmeden, siyasî ortam tekrar 'normalleşme'ye başladı. Bildik
tartışmalar alevlendi. Çalışmalarına bir hafta ara veren
Kongre'de siyasetçiler dikkatli davranmaya, karşılıklı dalaşa girmemeye şimdilik özen gösteriyor. Ama medyadaki birçok ideolog, savaş pozisyonlarını aldı bile. Eylemden dolayı sağcıları suçlayan
New York Times yazarı Paul Krugman'a, sağcıların
Washington Post'taki gurusu Charles Krauthammer 'delilin nerede?' diye karşılık veriyor. Sağ yumruğunu iyi kullanan
Fox News televizyonu, sol yumrukla sağa çakan MSNBC'ye
cevap yetiştiriyor. Ünlü komedyen Jon Stewart gibi arızaya geniş bir açıdan bakmaya gayret gösteren birçok sorumlu aydın da olmadı değil.
Siyasî tartışmayı tetikleyen ilk yorumlar, Şerif Clarence Dupnik'ten gelmişti. Seçimle başa gelen Demokratik Partili (yani sol eğilimli) Şerif Dupnik, cumartesi günkü canlı basın toplantısında rutin
teknik açıklamalarla yetinmeyip, olayın sebeplerine ilişkin tahlillere de girişmişti. Özellikle bazı
radyo ve televizyon yorumcularına işaret eden Şerif, ifade özgürlüğünü kışkırtıcı şekilde kullanmanın olumsuz sonuçları olacağını söylemişti. Somut isim vermemişti; ama başta Rush Limbaugh olmak üzere, bazı sağcı radyo yorumcularını kastettiği belliydi. Daha sonra verdiği röportajda Limbaugh'yı doğrudan da
hedef aldı.
Milliyetçi-muhafazakâr tabanı en çok yönlendirebilen medyacılardan olan sivri dilli Limbaugh, şerifin 'yüz karası' olduğunu söyleyerek kendini savundu. Limbaugh'ya yakın bir üslupla, sağcılara popülist reveranslar yaparak Cumhuriyetçi Parti'nin
başkanlık adaylığını koparmaya çalışan eski Alaska
Valisi
Sarah Palin, Arizona katliamının kurşun değmeyen kurbanlarından olabilir. Obama'nın sağlık reformuna
evet oyu veren siyasetçilerin cezalandırılmasına ilişkin militarist söylemi, Palin'in başını yakabilir. Palin, mart ayında
Facebook sitesinde yayınladığı bir
ABD haritasında aralarında Giffords'un da bulunduğu bir grup Demokrat milletvekilinin resmini namlu dürbününe yerleştirmişti. Solcu muhalifleri, Palin'in Giffords'u hedef gösterdiğini öne sürüyor ve özür dilemesini talep ediyor. Sağcı sevenleri ise Palin'in haksız yere hedef gösterildiğini savunuyor. Normalde ekranları çok seven Vali hanımdan uzun süre ses seda çıkmadı. En nihayet çarşamba günü bir açıklama yapan Palin, herhangi bir pişmanlık emaresi göstermeksizin, suçlamaları kesinkes reddetti.
Siyasî gözlemcilerin yaygın kanaati, olanların Palin'in başkanlık adaylığı şansını zayıflattığı yönünde. Buna sadece Palin'den nefret eden liberal solcular değil, Cumhuriyetçi Parti'nin daha aristokrat, ciddi ve gerçekçi kesimlerinden de sevinenler oluyor. Zira bir kısım Cumhuriyetçiler, Palin'in tüm hırsına rağmen, Obama'yla yarışta ipi göğüsleme şansını düşük görüyor. Arizona'daki olayı siyaseten istismar ediyor görüntüsü vermekten kaçınan Başkan
Barack Obama ise, olay gününd
e devlet adamı tarzı açıklamalar yaparak halkın tüm kesimlerini kuşatıcı bir üslup benimsemişti.
Arizona saldırısının yeniden depreştirdiği bir başka geleneksel siyasî tartışma da, silah hakları oldu. NRA örgütünün başını çektiği silah sevenler lobisinin de etkisiyle, çoğu siyasetçi, anayasayla sabit silah edinme hakkını kısıtlayıcı ya da düzenleyici hamleler yapmaktan çekiniyor. Bu durum silahlara daha çok düşkün olan Cumhuriyetçi siyasetçilerin işine gelirken, birçok Demokrat Kongre üyesi de akıntıya karşı durmaktan çekiniyor.
Bundan önce Columbine Lisesi, Virginia Tech Üniversitesi gibi mekanlarda dengesiz şahıslarca yapılan toplu katliamlar, silahperver Amerikalıların aklını başına getiremedi. Milliyetçi-muhafazakâr kesimlerde, federal devlete yönelik aşırı güvensizlik ve gerekirse kendi başının çaresine bakma düşüncesi etkili oluyor. Öyle ki, Jared Loughner gibi akli ya da
psikolojik dengesi
şüpheli kimselerin dahi ülkede neredeyse
peynir ekmek gibi serbest satılan silahları almasına
kanuni engel bulunmuyor. Saldırganın kullandığı Glock 19, şarjör bitene kadar üst üste 30 kurşun atma kabiliyeti olan bir silah. Olaydan sonra, iki Kongre üyesi halka satılan silahlarda en fazla 10 kurşunluk şarjörler bulunması yönünde bir
kanun tasarısı hazırlamaya başladı. Ancak New York milletvekili Carolyn McCarthy ile
New Jersey senatörü Frank Lautenberg'in teklifinin Kongre'den geçmesi, Sırat Köprüsü'nden geçmeye benzeyebilir...