Merkel, AB Zirvesi öncesi yaptığı konuşmada yeni anlaşmanın oybirliğiyle kabulünün şart olduğunu vurguladı.
Brüksel’deki iki gün sürecek zirvede
İrlanda tarafından reddedilen yeni anlaşmanın geleceği ele alınıyor.
Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları iki gün sürecek zirve için Brüksel’de bir araya geldiler. Toplantının en önemli
gündem maddesini İrlanda’nın
Lizbon Antlaşması’nı reddetmesiyle oluşan
kriz ortamı oluşturuyor.
Bir yandan vatandaşlarının petrol ve
gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle yaşadıkları sıkıntıyı sokağa yansıtmaya başlamasının
baskısı altında olan diğer yandan da İrlanda’nın Lizbon Antlaşması’nı reddetmesiyle oluşan kriz ortamından çıkmanın yolunu arayan
Avrupa Birliği liderleri Brüksel’de bir araya geldiler. İki gün sürecek zirvede oldukça zorlu tartışmalar yaşanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
İrlanda’daki
referandumdan çıkan “hayır” AB’nin tüm hesaplarını alt üst etmiş durumda. Her ne kadar kamuya açık beyanlarda durumun “kriz boyutuna ulaşmadığı” mesajı verilmeye çalışılsa da ciddi bir belirsizlik durumu ve bunun yarattığı bir rahatsızlık söz konusu. AB’de tüm gözler öncelikle, bazı çevrelerce günah keçisi haline getirilen İrlanda Başbakanı Brian Cowen’ın üzerinde olacak. AB
ülkeleri referandum sonucunun nedeni ve olası çıkış yolları konusunda Dublin’in fikrini öğrenmek istiyor.
İrlanda ise krizden çıkmaya yönelik reçeteler sunmak için henüz çok
erken olduğu ve yapılacak her önerinin prematüre olma riski taşıyacağı görüşünde. Konuyu değerlendirmek için zamana ihtiyaç duyan İrlanda, bu isteğini AB’ye iletmiş durumda. Cowen, zirve başlamadan önce
AB Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barroso’yla bir araya geldi. Barroso görüşme sonrasında yaptığı açıklamada şöyle dedi: “İrlanda halkının kararına saygı duyulması gerektiği konusunda anlayış birliği içindeyiz. Diğer ülkelerin antlaşmayla ilgili tavırlarına da saygı duyulması görüşündeyiz. Bu akşamki çalışma yemeğinde İrlanda Başbakanı’nın referandum sonuçlarına ilişkin analizlerini paylaşacağız. Onun da belirttiği gibi ben de ‘hayır’ oyunun Avrupa’ya karşı verilmiş bir oy olmadığına inanıyorum.”
Antlaşmayı onaylayan ülkeler ise İrlanda örneğinin henüz belgeyi onaylamayan ülkeler açısından olası bir zincirleme etki yaratmasından korktukları için “acil bir çözüm” için Dublin’i baskı altında tutma konusunda oldukça kararlılar.
İngiltere’nin de onay vermesiyle Lizbon Antlaşması’nı onaylayan ülke sayısı 19’a yükseldi. İngiltere’den onay gelmesi Brüksel’i büyük ölçüde rahatlatmakla birlikte
Çek Cumhuriyeti ve
Polonya’da onay sürecine yönelik ertelemeler AB üzerindeki kuşku bulutlarının giderek yoğunlaşmasına neden oluyor. Çek Cumhuriyeti’nin zirvede,
Almanya ve
Fransa’nın başını çektiği grubun savunduğu “onay sürecine devam edilmesi” yönünde bir
çağrı yapılmasına karşı çıkacağı belirtiliyor.