Financial Times'da yayımlanan bir
makalede ''
Avrupa,
Türkiye'nin artık AB'de istenmediğini anlatmak için elinden geleni yapıyor'' değerlendirmesi yapıldı. Makale yazarı ayrıca, Türkiye-AB ilişkilerinin '
Fransa'nın
yaşlı devlet başkanı'nı aşacağını da yazdı.
2002 ve 2005 yılları arasında AB'den Sorumlu Bakan olarak görev yapan
İşçi Partisi milletvekili Denis Macshane tarafından kaleme alınan makalede, Avrupa'nın Türkiye'ye yaklaşımı "kazanımı az, kaybı büyük olacak çok riskli bir oyun" sözleriyle tanımlandı. "Laik, demokratik ve
Müslüman olan bu
ülke daha ne kadar Doğu'ya dönmek yerine Batı'ya bakıp geleceğini Avrupa'da arayacak?" sorusuyla makalesine başlayan Macshane, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a da eleştiriler yöneltti.
Macshane, Chirac'ın
Ermenistan ziyareti sırasında hem evsahiplerini, hem de Fransa'daki Ermeni diasporasını sevindirmek için söylediği "Türkiye yüzbinlerce Ermeni'nin I. Dünya
Savaşı sırasında katledilmesinin bir soykırım olduğunu kabul etmelidir" sözleriyle, Türkiye'nin AB üyeliğine yeni bir şart getirdiğini belirtti. Yazıda, bunun,
İngiltere Baş
bakanı Tony Blair'in
Madagaskar veya Cezayir'e giderek, '
Fransız askerlerinin savaş sonrası ayaklanmaları bastırmak için yaptıkları
katliam nedeniyle Fransa'nın özür dilemesi gerekir' diye çağrıda bulunmasına benzediğine işaret edildi.
"Katliamın sorumlusu
Osmanlı'daki kokuşmuş unsurlar"
Macshane, makalesinde, 'Ermeni katliamı'nın kötü bir yara olduğunu, ama bunun sorumlusunun
modern Türkiye Cumhuriyeti değil, 'Osmanlı İmparatorluğu'ndaki kokuşmuş unsurlar' olduğunu yazdı.
Yazıda ayrıca, AB'nin, potansiyel üyeleri bir yana, şu anki üyelerinden tarihi kabahatleri için özür talep edecekse kendini feshetmesi gerekeceği belirtildi.
"Bay Chirac'ın bu açıklaması sonrası, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi
Olli Rehn soykırımı tanımanın üyelik için resmi bir ön şart olmadığını söyledi. Bu yerinde bir düzeltmeydi" diye yazan Macshane, "ama 'AB'nin genişlemesi bitmiştir' diyen Avrupa Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barosso'yu nasıl açıklayacaksınız?" sorusunu sordu.
Bu sorunun gerek Brüksel'deki bürokratlar, gerek 'görevden ayrılmak üzere olan yaşlı Fransa Başkanı'nı aştığı'nı vurgulayan yazar, "nisan 2004'te Avrupalı dışişleri bakanları ciddi bir şekilde
Kuzey Kıbrıs ile ticari ilişkileri başlatma kararı aldılar. Bu sözlerinde durmadılar. Ben de o müzakerelerde vardım ve şimdi güçlü Avrupa ülkelerinin kendi kararlarını uygulamaya sokmamasını utanç verici buluyorum" dedi.
"Türkiye de dostlarını çıldırtmak için çaba sarfediyor"
"Türkiye her ay gözlerini açıp Avrupa yolu üzerine yeni bir engel konulduğunu görüyor" diye yazan Macshane, Türkiye'yi hor görmenin Avrupa için tehlikeli bir oyun olduğu ve bunun sonucunda Türkiye'nin yüzünü Doğu'ya dönebileceği uyarısında bulundu. "Türkiye de Batı'daki dostlarını çıldırtmak için çok çaba sarfediyor" görüşüne yer verilen yazıda "yazar ve gazeteciler aleyhinde açılan davalar her tür
demokrasi anlayışına hakarettir" denildi.
Yazar, "Avrupa sürekli sadakat bekleyemez çünkü Türkiye'nin alternatifleri var" görüşüne de yer verdi. Macshane ayrıca, yukarıdan bakmak, cehalet ve düşmanlık duyguları nedeniyle Türkiye'yi Avrupa tartışmasında zorlamanın Avrupa'nın en büyük varlıklarından birinin çatışma ve gerginlik kaynağına dönüşmesine yolaçacağı uyarısında bulundu.