Ziyaretçilere bünyesinde bulundurduğu
renk ve şekillerle görsel bir
şölen sunan sarkıt kireçtaşı
mağaraları, geçmişten gelen özelliklerini muhafaza ediyor, ancak
modern gelişmelerle de turistlere kolaylık sağlıyor.
Üst ve alt bölümler olarak ikiye ayrılan mağaralar, Ortadoğu’nun en uzun, ayrıca Dünyanın en ilginç ve etkileyici
doğal alanlarından biri olarak nitelendiriliyor. Bölgeyi ziyaret eden turistler dışarıda ulaşımı teleferiklerle sağlarken, yerin altındaki
nehir üzerinde sandallarla da gezintiye çıkabiliyorlar. Mağarayı gezmek için
Beyrut’a geldiğini belirten Kanadalı turist Monika Belko, “Burası inanılmaz bir mağara. Eşim ve ben dünyadaki bir çok mağarayı gezdik ama burası içlerinden en büyük ve en güzeli. Burayı mağara içerisinden geçen nehir suyuyla 6-8 haftada bir yıkadıklarını öğrendik. Burası dünyanın 7 harikasından biri olmalı” şeklinde konuşurken, Grotto’nun yöneticilerinden Nabil Hadad, mağaranın dünyada eşsiz olduğunu belirterek, “Burası 1836 yılında keşfedildi, turistlere ise 1956’da açıldı. Grotto çok hassas bir yapıda olduğu için her zaman
temiz tutmak durumundayız. Alt ve üst olarak 2 tane galerimiz var. Bir diğer galeri ise nehrin geçtiği kısım. Buranın ne kadar güzel bir yer olduğunu görmek için çok sayıda turist geliyor” ifadelerini kullandı.
Lübnan’ın en çok turist çeken yerlerin başında gelen Jeita Grotto mağaralarını her yıl en az 280 bin kişi ziyaret ediyor.
İHA