30 yıl sonra neler olur?

ABD'de 11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezi'nin iki kulesi ile Pentagon binasının vurulmasından sonra Afganistan'ın ve Irak'ın işgal edilmesiyle Bush'un "terörle savaşı" küresel boyuta taşınd

30 yıl sonra neler olur?

Saldırıların üzerinden 5 yıl geçti. 3 bin kişinin öldüğü saldırılardan sonra başlatılan teröre karşı savaşta binlerce kişi öldü. Bush'un terörle mücadele politikası çerçevesinde önce Afganistan, ardından Irak işgal edildi. Bugün iki ülke hala işgal altında yaşıyor. 11 Eylül'den sonra dünyanın eskisi gibi olmadığı kesin. İngiliz Independent gazetesinde bugün yer verdiği bir çalışmada üç tarihçinin gözünden saldırılardan 30 yıl sonra dünyada nelerin değişmiş olabileceği ele alındı. Tarihçiler, 30 yıl sonra yazıyormuş gibi yazdıkları yazılarda dünyanın halini anlattı: "İran-İsrail nükleer savaşı" 1618-1648 yılları arasında Avrupa'da Katoliklerle Protestanlar arasında yaşanan ve din savaşları olarak da adlandırılan döneme atfen "Yeni 30 Yıl Savaşları" başlığıyla yayımlanan yazısında Yale Üniversitesi profesörü Paul Kennedy, yaşananların kıyamet senaryosunu meşrulaştırıcı şeyler olduğunu ifade etti. Kennedy "Felaket sonrası ulusal ve uluslararası düzeyde siyaset sahnesinin sabotaj ve 4 uçağın kasten Amerikan topraklarına saldırmasıyla değiştiğini düşünmek genel bir kanı. Zamanın Bush yönetiminin sürekli savunageldiği mesaj da buydu. Eğer o günler ve daha sonra Afganistan, Irak ve İran'daki savaşları, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Körfez'deki askeri seferleri, 2008-2012 yılları arasında Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'daki terör saldırılarını hatırlarsanız, hepsi bir kıyamet senaryosunu meşrulaştırıyor." diye yazdı. 11 Eylül öncesi dünyanın genel bir durumunu çizen Kennedy, 30 yıl sonra ise dünyadaki gidişatın çok da değişmediği yorumunda bulundu. Ancak 30 yıl sonra da en üst düzey askeri, ekonomik ve teknolojik gücü elinde bulunduran ABD'nin mali krizler ve askeri tersliklerle kontrol altında olduğunu ve diğer güçlerle, uluslararası kuruluşlarla işbirliği politikasını izlediğini belirtti. Profesör Kennedy 2009-2012 yılları arasında da Mısır, Suudi Arabistan ve Suriye'de neredeyse aynı anda meydana gelen rejim değişikliklerine, Irak'ta iç savaşın daha da kötüleştiğine ve İran'ın, İsrail'in başkenti Tel Aviv'de sebep olduğu nükleer yıkıma dikkat çekti. Kennedy buna karşılık veren İsrail'in de 10 milyon İranlıyı nükleer silahlarla öldürdüğünü kaydetti. Amerikalı profesör, El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide örgütününse 2010-2012 yılları arasında Çin'in Müslümanlara karşı izlediği politikayı protesto amacıyla Şangay'da düzenlediği saldırılardan sonra unutulup gittiğini yazdı. Kennedy değerlendirmesini "İkiz kuleler yıkıldıktan sonra neredeyiz? Yaşlı ama belki biraz daha akıllı. Dünya Afrika ve Orta Doğu için mutlu bir gezegen sayılmaz. Ama 2031'de, 2001'in gözlemcilerinin düşündüğünden daha iyi durumdayız" diye bitirdi. "Siyasette 'izm'ler kalkıyor" İngiltere'deki King's College London'da Savunma Çalışmaları profesörü olan Michael Clarke ise "Teknolojik Ortaçağcılık" adlı yazısında "uluslararası sistemin 21. yüzyılın ikinci on yılında derinden değiştiğini ve terörle savaşı aştığını, terörle savaşın Batı'da saçma; İslam dünyasında ise modası geçmiş hale geldiğini" ifade etti. Orta Doğu'nun ise siyasi bir erimeye girdiğini, büyük güçlerin bile bunu durduramadığının altını çizen Clarke, "ABD zaferini ilan etti ve gitti. Rusya ve Çin ateşe bulaştı ve yandı. Bundan sonra da büyük güçleri bölgeyi izole etti ve dipsiz bir kuyuya bıraktı" diye yazdı. Clarke, 2001 yılında sözü edilen Amerikan İmparatorluğu'nun 2021 yılında 3. yüzyılın Roma İmparatorluğu'na benzediğini belirtti. Çevre ve insan hakları sorunlarının hâlâ tam olarak çözülemediğini de ifade eden Clark, artık insanların, kentlerin ve kuruluşların kendi kararlarını kendilerinin verdiğini yazdı. Clarke siyasette ise "izm"lerin bırakıldığını ve bunun artık tarihin bir parçası olduğunu ifade ettiği değerlendirmesinde, postmodern bireyin değerlerinin artık geçerli olduğunu belirtti. "Ulus-devlet artık tarihin bir parçası" Geçmişe dönük üçüncü senaryoyu kaleme alan Londra Üniversitesi hocalarından Lisa Jardine ise "Dünya Haritası Yeniden Çiziliyor" adıyla yaptığı değerlendirmede "30 yıl sonra bakıldığında 11 Eylül'ün devam eden etkilerinin o zaman görünenden farklı olduğuna" dikkat çekti. Jardine, "O zamanlar saldırılar bir savaş gibiydi." ifadesini kullandığı yazısında Bush'un, saldırının 5. yıldönümünde bu savaşın süreceğine dair sözlerini hatırlattıktan sonra "2010'dan sonra dünyaya bakışımız değişti. Artık kim kimle savaşıyor diye soruyoruz." diye yazdı. İnternetin fikirlerin yayılması üzerindeki etkisinin artmasıyla dünyanın zıt kesimlerinde insanların değişik temaslar kurarak değişik planlar formüle edebildiğini belirtti. Jardine, yazısına "Bugün küresel bir hükümet için gerekli sonuçlar oluştu ve dünya haritası yeniden çizildi. Ulus devlet artık tarihin bir parçası. Topraklar yerel olarak yönetiliyor. Ancak insanlar kendilerini sınırların dışındaki başka gruplara da ait hissedebiliyorlar." diye devam etti. Kutsal ile seküler olanın uygun bir şekilde ayrıldığını yazan Jardine, ABD'de ise son iki başkanın İspanyol kökenli ve İspanyolca konuşan kişiler olduğunu belirtti. "11 Eylül bu değişiklikleri bire bir etkiledi mi?" diye soran yazar "Sanırım cevap evet. Teröre karşı savaş Batılı ülkeleri kendi halkları ile ilgisi olmayan askeri çatışmaların içine çekti. Can kayıpları çok yüksek oldu ama çatışmaların meşruiyeti de giderek inandırıcılığını yitirdi" diye yazdı.
<< Önceki Haber 30 yıl sonra neler olur? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER