Dünya Kadınlar Günü'nde bebeği ile cezaevine giren bir öğretmenin hikâyesi

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Cuma, Mart 8 2019
Tr724'e konuşan Rana öğretmen, günlerce dayanılmaz ağrılarla, hapishane lavabolarına sütünü sağdığını söylüyor. Bebeği Melek yanına geldiğinde koğuşta 'bayram' havası yaşandığını anlatıyor.

ERMAN YALAZ - TR724.COM

Bugün 8 Mart. Dünya Kadınlar Günü. Halen Türkiye’de 10 binden fazla kadın cezaevlerinde tutuklu. Lohusa, hamile, bebekli, çocuklu anneler, Anayasaya, yasalara, insan haklarına aykırı şekilde hâlâ mahpus. 

Rana öğretmen onlardan sadece biri. 32 yaşına kadar talebe yetiştirmek için çalıştı. Bir sabah evini polisler bastı. Henüz 30 günlük bebeğiyle emniyet, adliye, cezaevi koridorlarında ayları geçti. Demir parmaklıkların ardına zifiri karanlık bir gecede adım attı. 

Günlerce bebeğinden ayrı kaldı. O günlerde sütünü tuvaletlerinin lavabolarına sağmak zorunda kaldı. Cezaevinde bebeğiyle buluştuğu günü ve saatleri bir bayram gibi karşıladığını söylüyor. 

Bebeği Melek, 1 yılını hapiste geçirdi. Emeklemeyi, yemeyi mahpusta öğrendi, dişlerini cezaevinde çıkarttı. Melek, cezaevlerinde büyüyen 700 bebeğin ilklerindendi.
 
Bir aylık bebeğiyle bir yıla yakın kaldığı cezaevi günlerini Tr724’e anlatan Rana Öğretmen, ’’Cezaevlerine atıldık. Ülkenin en yetişmiş insanları, en güzel kadrolarını gördüm. Aylarca iddianamelerimiz yazılmadı. Sıcak, nem, yerlerde yatan insanlar, arkanızdan bağıran, talimatlar veren gardiyanlar, demir parmaklıklar… 

Nazi kamplarından birine girdiğimi düşündüm önce… O sahne gözümden hiç gitmiyor. Ülkeme, insanıma, adalete, hukuka inancımı kaybettim. Artık burada yaşayamam diye hicret ettim, sevdiklerimi, bütün hayallerimi ve umutlarımı terk ettim.” diyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir