DR. ERGÜN ÇAPAN- SAMANYOLUHABER.COM
Kurbanın Dindeki Yeri
Kurban, insanı Allah’a yaklaştıran çok önemli bir ibadettir. İslam Dini’nin en başta gelen şeairlerinden biridir. Allah’a kulluk ve teslimiyetin remzidir. Ferdi ve içtimai çok önemli hikmet ve maslahatlara sahiptir. Toplumsal yaraların sarılmasında, evrensel insanî değerlerin inşasında ve farklı hayat standartlarında yaşayan insanlar arasındaki negatif psikoloji ve duyguların tedavisinde, bela ve musibetlerin definde paratoner bir ibadettir. Kurban; hısn-ı hasîndir. Uhrevi boyutu itibariyle de sahibini sırat köprüsünden geçiren bir burak olma özelliğine sahiptir.
Kurban sırf Allah’ın emrini yerine getirmek için dinin belirlediği zaman ve belirlediği formatta yerine getirilen bir ibadettir.
Kurban her dinde olan bir ibadettir:“Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk ki Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları keserken Allah’ın adını ansınlar.” (Hac, 22/34)
Yüce Mesaj, ilk kurbanın bir imtihan vesilesi olduğunu nakletmektedir. Hz. Adem’in iki oğlu kurban ile imtihan olmuştur. Bunlardan ibadetlerdeki taabbudîlik inceliğine harfiyen uyan Habil’in kurbanı kabul edilmiş, kurbanın formatını kendi hevasına göre değiştirerek emre itaatteki inceliği anlamayan Kabil’in ki ise reddedilmiştir. (Maide, 5/27-31)
Bu olay ile inananlara ibadetlerin formatı ile oynamanın bir sapma ve kaybetmeye sebebiyet verdiği mesajı verilmiştir. Zira ibadetlerin sırf Allah rızası için ve dinin belirlediği formatta yerine getirilmesi gerekir ki buna “taabbudîlik” denir. Taabbüdî emirlerin illeti, insan aklı, mantığı ve muhakemesi ile kavranamayacak kadar aşkındır. Aşkındır; zira inanarak ve istenilen formatta yerine getirilen ibadetler insanı fizikî ve metafizikî olarak geliştirmekte, cennete, Cemalullah’a ehil hale getirecek bir kıvama ulaştırmaktadır. Bundan ötürü de insan-ibadet-uhrevi donanım ilişkisi insanın akıl ve idrak ufkunu aştığından böyle bir meselede insanın ibadetin formatını belirlemesi söz konusu değildir. Diğer taraftan her bir ibadet, insanın uhrevi yapısının farklı bir yönünü inkişaf ettirmekte ve onu farklı ve ebedî bir aleme hazırlamaktadır. Bu itibarla da her ibadetin dinin emrettiği formatta yerine getirilmesi gerekir.
Kurban, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail için Allah’ın emirlerine itaat ve teslimiyette bir imtihan vesilesi olmuştu. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail bu imtihanı zirvede örnek bir itaat ve teslimiyet göstererek kazanmışlardır. (Saffat, 37/102-107 ) Onların, Allah’ın emrine itaattaki inceliğe iman ve teslimiyetleri Yüce Mevlâ tarafından bir koçu kurbanlık olarak göndermek suretiyle mükafatlandırılmıştır: “Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: “İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)” deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Oğluna bedel ona büyük bir kurbanlık verdik Biz ihsan şuuruyla hareket edenleri işte böyle ödüllendiririz!. Sonraki nesiller içinde ona da iyi bir nam bıraktık.” (Saffât, 37, 103-105)
Allah tarafından kurban ile imtihan edilen ve örnek bir teslimiyet ve itaatle bu imtihanı kazanan Hz. İsmail, Kabe’yi babası ile birlikte bina etme, neslinden Hz. Muhammed’in gelmesi gibi pek çok ilahî lütuf ve ihsanlara mazhar olmuştur. Kurban, Allah’ın nimetlerine bir şükürdür. Bela ve musibetleri defeden paratoner bir ibadettir. Cenab-ı Hakk’ın lutuf ve ihsanlarına önemli bir vesiledir. Tabii meselenin püf noktası da bütün ibadetlerde olduğu gibi kurban ibadetinde de dinin emirlerine itaatteki inceliğin çok iyi kavranması, Allah’ın emir ve buyruklarına teslim olunması ve gereğinin yapılmasıdır.
Bir Şeair Olarak Kurban
Kurbanın bir diğer özelliği de Yüce Allah’ın Kur’an’da bildirdiği üzere şeâirden olmasıdır. Şeâir; Allah’ın, kendisine ibadete vesile olmak üzere haklarında saygı göstermeye dâvet ettiği ve görüldüklerinde, duyulduklarında ve düşünüldüklerinde Allahü Teâlâ’yı hatırlatan dini değerlere denir. Bundan ötürü şeâire gösterilen saygı da kusur da Allah’a karşı yapılmış sayılır. Kur’ân, Peygamber Efendimiz, Kâbe, namaz, ezan ve kurban gibi. Şeâiri tazim, insan kalbinin huzur, huşu ve sükunet ile dolmasına bir vesiledir. Kurbanın şeairden olduğu Yüce Mesaj’da şu şekilde bildirilmiştir: “Biz kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin hakkınızda Allah’ın dininin şeâirinden kıldık.” (Hacc, 22/36) Evet, böyle buyrulmak suretiyle kurban edilen hayvanların, Allah’ın, gönderdiği dinin tecelliyatını gösteren, hissettiren alametlerden olduğu bildirilmiştir.
Bir başka ayette de, “Kim Allah’ın şeairini tazim ederse, şüphe yok ki bu hürmet kalplerin takvâsındandır.” (Hac, 22/32) buyrularak şeâire hürmet ve tazim ile takva arasında çok önemli bir irtibat olduğuna dikkat çekilmiş, Allah’ın koyduğu esaslara, o esaslar çerçevesinde saygı duymanın, ta’zimde bulunmanın kalbin takvasından olduğuna vurgu yapılmıştır. Diğer bir ifade ile Allah, neye ne derece ehemmiyet veriyorsa, ona o kadar değer vermek kalbin Allah’la irtibatının emâresidir. (Ümit Burcu, s. 108) Bu itibarla imkanı olan müminlerin Allah rızası için kurban kesmeleri her şeyden önce Yüce Mevlâ’ya ve O’nun gönderdiği dine saygının ve hürmetin bir ifadesidir.
Sırat köprüsünden geçiren bir binek
Kurbana ait bir diğer önemli özellik ve ayrıcalık ise onun sırat köprüsünden geçerken sahibine bineklik yapacak olmasıdır. Hadiste bildirildiği üzere sırat, cehennemin üzerine kurulacak ve herkes sırat köprüsünden geçecektir. (Buhari, 806)
İnsanlar sırattan farklı şekillerde geçecektir. Bazıları şimşek gibi kimisi rüzgar gibi kimisi çok iyi koşan at gibi kimisi de sürüne sürüne geçecektir. Bunun yanında sırattan geçemeyip cehenneme yuvarlananlar olacaktır. -Allah muhafaza buyursun- Sıratın kenarlarında çengeller olacak emredilen insanlar o çengeller tarafından yakalanıp cehenneme atılacaktır. (Müslim, 329) İnsanlar dünyadaki iman ve aksiyonlarına göre sırattan geçeceklerdir.
Gaybın Son Habercisi Peygamber Efendimiz, dünyada kesilen kurbanların sırat köprüsünden geçerken sahibine bineklik yapacağını bildirmiştir:
“Kurbanlıklarınızı güçlü kuvvetli, görkemli olanlardan seçin. Zira onlar, sırat köprüsünden geçerken size bineklik yapacaktır.” (Münavi, Feyzu’l-kadir, 1, 496; (Aclûnî, Keşfu’l-hafâ, 337)
Hadisin daha çok meşhur olarak bilineni ise şu şekildedir:
“Kurbanlıklarınızı -gücünüz yettiği ölçüde- büyük ve güçlü kuvvetli olanlardan seçin.” (Serahsi, el-Mebsut, 14/170; Cüveynî Nihâyetü’l-matlab fi dirâyeti’l-mezhep, 18/161; Gazzalî, el-Vasît fi’l-mezhep, 7/131)
Hadis-i şerifte kurbanlık yapılacak hayvanın güçlü, görünüşü güzel, yürüyüşü seri olanının seçilmesi tavsiye edilmektedir. Zira kesilen kurban, sırat köprüsünde sahibine bineklik yapacaktır. Sırat köprüsünden herkes uğrayıp geçecektir. Sırat köprüsünden geçerken dünyada iken kurban edilen hayvanın üstüne binilip geçilecek ve cennete ulaşılacaktır. Kurban edilen hayvan güçlü, kuvvetli ve seri hareket etme özelliğine sahip ise üzerine binen kurban sahibini süratle, neşe içerisinde ve kolaylıkla sırat köprüsünden geçirip cennete ulaştıracaktır. Sırat köprüsünden geçerken kurbanın binek olarak seçilmesindeki hikmet ise kurban kesen kimsenin Allah’ın emrini yerine getirdiğine ve onun vaad edilen mükafata nail olacağına bir alamet olmasıdır. (Münavi, Feyzu’l-kadîr, 992)
Kesilen kurbanın sırat köprüsünden geçerken sahibine bineklik yapmasını bildiren bu hadis Zemahşerî, Kurtubî, İbn-i Atiyye gibi çok önemli müfessirlerin tefsirlerinde ve İmam Serahsi’nin el-Mebsut, İmamu’l-Haremeyn’in en-Nihaye, İmam Gazzalî’nin el-Vasît ve İmam Kasanî’nin Bedaiu’s-senaî’sinde bu ibadetin uhrevî boyutunun önemine bir delil olarak zikredilmiştir. Bediüzzaman Hazretleri de kurbanın kıyamet günündeki bu müstesna özelliğine şu şekilde vurgu yapmıştır: “Rahmân'ın nihayetsiz rahmetinden uzak değil ki, nasıl vazife uğrunda, mücahede işinde telef olan bir nefere şehadet rütbesini veriyor ve kurban olarak kesilen bir koyuna, âhirette cismanî bir vücud-u bâki vererek Sırat üstünde, sahibine burak gibi bir bineklik mertebesini vermekle mükâfatlandırıyor.” (17. Söz) Bu itibarla sırat köprüsünden geçmeye vesile olan kurban ibadetinin ona göre ciddiyetle ele alınması gerekir.
Bir sonraki yazımızda “Kurban Çeşitleri”ini ele alacağız.