Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Başbakan Başdanışmanı Etyen Mahçupyan'ın sözde soykırım ile ilgili sözlerine ses çıkarılmamasını bir zafiyet olarak değerlendirdi. Uysal, "Başbakan Başdanışmanı düzeyinde bu meselenin söyleniyor olmasını münferit bir açıklama olarak değerlendiremeyiz. Türkiye'yi topyekün bağlayacak bir meseleyi Başbakan'ın Başdanışmanlığı düzeyinde kabul gösteriyor olması ve buna ses çıkartılmıyor olması da başlı başına bir zafiyettir." şeklinde tepki gösterdi.
Cihan TV Network'te Anadolu'da Sabah programına katılan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal gündemi değerlendirdi. Papa'nın sözlerinin ardından Avrupa Parlamentosu'nun sözde Ermeni soykırımı ile ilgili kararını değerlendiren Uysal, 100. yılı olduğu yıllar öncesinden bilinen güne Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak farklı bir hazırlığın olması gerektiğini söyledi. Uysal, "Hem kendi savlarımız, haklılığımızı yaşanan tarihi gerçekleri dünya kamuoyuna mal edebilmek noktasında devletimizin Dışişleri Bakanlığından başlayarak bütün sivil unsurlarıyla beraber bu meselenin sahibi olmamız gerekiyor idi. Bu noktaya gelineceği hem Avrupa tarafında hem başta Birleşik Devletler, Ermeni Diasporasının uzun yıllara dayanan hedeflenmesi noktasında hepimizin malumu." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin son yıllarda özellikle kendi içerisinde düştüğü bir takım meseleler dolayısıyla Ermeni meselesini tali bir mesele olarak gördüğünü kaydeden Uysal, şöyle devam etti: "Bugünkü AKP iktidarının maalesef bu tür meseleleri özellikle Batı'da Türkiye ile ilgili çok derinden işleyen husumetleri, tarihsel meselelerin bir takım şirinliklerle halledileceği gibi düşük profilli bakış açısıyla değerlendirdiğini gördük. Şu tespiti yapmak mecburiyetindeyiz. İhtirasların yarattığı acıları her birimiz biliyoruz. Bu büyük milletin geçmişinde böyle bir soykırım iddiasını kabul edebilmek yoktur. Zaman zaman kendi içimizden ancak tedrisatla böyle cehalet olabilir diyeceğimiz türden, entelektüel aydın olarak toplumun önüne sunulan sol liberal entelijansın esasına vakıf olmadan, bir kin ve husumetle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne başka iddialarını bu temelde ifadelendirerek bu zamana kadar sürdürdükleri söylemin geldiği noktanın göstergesidir."
Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal şöyle devam etti: "Başbakan Başdanışmanı düzeyinde bu meselenin söyleniyor olmasını münferit bir açıklama olarak değerlendiremeyiz. Türkiye'yi topyekün bağlayacak bir meseleyi Başbakan'ın Başdanışmanlığı düzeyinde kabul gösteriyor olması ve buna ses çıkartılmıyor olması da başlı başına bir zafiyettir. Avrupa Birliği'nin, Avrupa Parlamentosu'nun önümüzdeki süreç içerisinde 24 Nisan'da sadece Birleşik Devletler de değil ama bir takım Ermeni Diasporası'nın Türkiye'ye gelerek özellikle PKK uzantısı siyasi yapıların ev sahipliğinde Diyarbakır'da farklı farklı yerlerde programlar düzenlediğini biliyoruz. Buna karşı Türkiye'nin bütün sivil unsurlarıyla beraber mütekabiliyet esasında Erivan'da bulunabilmeliyiz. Bakalım onlar hangi muameleyi bizlere çekiyorlar. Binlerce insanımızı katletmiş, geçmişte yaşanan hadiseleri 'biz büyük millet olma hasletiyle katledildik' gibi bir yaygarayı Avrupa kamuoyu başta olmak üzere dünya kamuoyuna mal etmiyoruz diye bu noktadaki haksızmış gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Buna karşı topyekün bu büyük milletin bir izzet-i nefis mücadelesi olarak ses ve soluk vermesi gerekir. Bu manada bizler de tarihi verileri çarpıtarak meselenin bağlamından kopartılarak bugünkü iktidarın da zaman zaman hem Cumhuriyet öncesi Osmanlı'nın son döneminde İttihat ve Terakki'ye bir olumsuzlama yaparak hem de cumhuriyetin kurucu iradesini zaman zaman ortada kaynatılan kazanın altına bir takım dinamikleri odunmuş gibi, tarihi bir cephaneymiş gibi kullanma gayretlerinin getirdiği nokta burasıdır. Bu tür meselelerde devletler hukuku diplomatik usuller içerisinde var olup, dehşet dengesini kuracaksınız." CİHAN