Ömer Şahin yazısında AKP heyetinin Davutoğlu'ndan yetki alarak Dolmabahçe'ye geldiğini ancak orada beklenmeyen bir koltuk krizi yaşandığını söyledi. Şahin yazısında "AK Parti heyeti Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan ‘yetki’ alarak o görüşmeye geldi. Görüşme öncesi kimin nereye oturacağı belirlenmişti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan masanın başında tek oturacak. Sağ ve sol tarafında ise diğer isimler olacaktı." ifadelerini kullandı.
İşte Ömer Şahin'in dikkat çeken o yazısı:
HDP heyeti oturma düzenini kabul etmedi. Kısa süreli bir kriz yaşandı ve sonrasında önde sehpanın olduğu Akdoğan ile Sırrı Süreyya’nın yan yana koltuklarda oturarak kamuoyuna görüntü verilmesinde anlaşıldı.
Son yıllarda siyaseti derinden etkileyen iki kritik görüşmeye sahne oldu bu tarihi saray.
Tarihler 5 Mayıs 2007’yi gösteriyordu. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt orada buluşmuştu.
135 dakika süren o görüşme ‘sır’ olarak kaldı. Erdoğan o görüşme için “Benimle mezara gider” demiş ve içeriğini açıklamamıştı.
27 Nisan ‘e-muhtıra’sını bizzat kendisinin kaleme aldığını söyleyen Büyükanıt Paşa ile günler sonra yapılan o görüşme gizemini halen koruyor.
Aradan 8 yıl geçti. 28 Şubat 2015 tarihinde o meşhur fotoğraf karesi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın bir tarafında İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu. Öbür tarafında ise Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken’den oluşan HDP heyeti.
O buluşma ‘Kürt Sorunu’nun çözümünde büyük bir adımın fotoğrafı ve ‘çözüm süreci’nin önemli bir aşaması olarak lanse edildi.
Taa ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Ortak görüntü yanlıştı” açıklamasına kadar.
Erdoğan, görüntüye de içeriğe de karşı çıkmıştı. Bununla yetinmemiş ‘izleme heyeti’nden haberi olmadığını söylemişti.
Dolmabahçe’de gerçekte ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o görüşmeden haberi yok muydu?
Ne oldu da başta Cumhurbaşkanı sonra da AK Parti o tarihten sonra “Kürt Sorunu yoktur” demeye başladı?
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki görüşmenin ‘oturma düzenini bile bildiğini’ söylemesinin ardından o toplantıda bulunan bazı isimlerle görüştüm.
KOLTUK KRİZİ
Dolmabahçe görüşmesinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bilgisi de rızası da vardı.
AK Parti heyeti Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan ‘yetki’ alarak o görüşmeye geldi.
Görüşme öncesi kimin nereye oturacağı belirlenmişti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan masanın başında tek oturacak. Sağ ve sol tarafında ise diğer isimler olacaktı.
HDP heyeti oturma düzenini kabul etmedi. Kısa süreli bir kriz yaşandı ve sonrasında önde sehpanın olduğu Akdoğan ile Sırrı Süreyya’nın yan yana koltuklarda oturarak kamuoyuna görüntü verilmesinde anlaşıldı.
Görüşme sonrası açıklanan 10 maddelik bildiriyi HDP’li Sırrı Süreyya Önder okumuştu. Maddeler arasında Öcalan’ın PKK’ya ‘silah bırakma kararına ilişkin kongre toplama’ çağrısı da yer alıyordu.
Dolmabahçe’de oturma düzeni dışında ikinci ve en önemli kriz bu maddelerde yaşandı. Hükümet kanadı 6, 8 ve 9’uncu maddelere itiraz etti.
Her itiraz için Dolmabahçe’den Cumhurbaşkanlığı Sarayı arandı. 10 maddelik metne son şeklini verebilmek için tam 3 kez Saray’ın aranıp mutabakat alındığı söyleniyor.
Dolmabahçe görüşmesi ve 10 maddelik bildiriye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisi 7 Haziran seçimleriyle ilişkilendiriliyor.
Görüşme sonrası Erdoğan’a gelen bir ankette AK Parti oyları yüzde 40’ın altında görülüyor. Kürt seçmenin HDP’ye yönelimini gören Erdoğan’ın “Kürt Sorunu Yoktur” çıkışıyla milliyetçi seçmene yöneldiği yaygın bir görüş.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘İzleme Komitesi’ne de karşı çıkmıştı. Erdoğan’ın komitenin varlığının yanı sıra komitede yer alan bir ismi kabullenmediği Ankara’da konuşulmuştu. O isim Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğandan başkası değildi.