Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Ellerinde döviz olanlar şimdi kara kara düşünmeye başladı” tezi anında boşa çıkarken SPK’nin yabancı bankalara soruşturma açması durumu daha da kötüye çevireceği yorumların yol açıyor.
Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, “Doları kim zıplattı” sorusunu yöneltirken JP Morgan’ın dolar/TL beklentisini 5.90 olarak açıkladığı rapora dikkat çekiyor.
“Eğer tek bir banka Türk Lirası karşısında doları bir günde yüzde 6 yükseltebiliyorsa, kapa git dükkânı” yorumunu yapan ekonomist, şöyle devam ediyor:
“Güzel kardeşim yatırım bankasının işi bu… Ondan beklenen, tavsiye verip rapor yazması zaten… Para kazanmış müşterileri… Kimin şikayeti? Suçlarken elinde gerçekten bir veri, somut bir delil vardır, eyvallah… Onu da piyasaları korkutmadan, gizliden yaparsın. Yoksa böyle tüy diker, sonra sularsın! Ya da doları yükseltmek istiyorsundur, ancak o zaman böyle bir inceleme olduğunu açıklarsın. Yoksa bu kadar piyasa cahili istesen olamazsın!”
Ekonomi yönetiminin gerçeği görmek yerine yangına benzin döktüğünü söyleyen Muratoğlu, Amerikalı bankanın yazdığı raporun dayanağının bizzat Türkiye Merkez Bankası olduğunun altını çiziyor. Zira sadece mart ayının üç haftasında döviz rezervleri 7.2 milyar dolar azaldı. Ancak bu azalmanın nedeni resmi olarak açıklanamadı…
“Haliyle kurların artmaması için gizliden dolar sattığı fakat yeterli olmadığı algısı yayıldı” diyen Muratoğlu, “Nisan ve mayıs ayları dış borç ödemeleriyle dolu… Aferin, hem faizi artırdı hem de kuru” ifadesini kullanıyor.
Rahip Brunson davası üzerinden ödenen bedeli hatırlatan yazar, “Şimdi Golan Tepeleri, S-400 füzeleri, İran ambargosunun delinmesi, Venezuela altınlarının Türkiye'ye transferi, Suriye ilişkileri… Hepsi başlı başına Amerika'yla gerilim sebebi” diyor ve ekliyor:
“Doların bütün gelişen ülkelerde yükselmesinin fitilini bizzat ateşledik. Haliyle en çok biz etkilendik. Piyasalarda iflas riskimiz 70 puan yükseldi. Türkiye ekonomisi en kırılgan ülkeler arasında yine bırakmadı liderliği… Esas IMF bir açıklama yaptı, Türkiye'nin hali içler acısı…