Piyasalarda bu hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yıl sonu için mevcut yüzde 42,8 olan enflasyon tahmininde yapacağı revizyon, ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararı ve TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun cuma günü İstanbul Sanayi Odası'nda (İSO) yapacağı konuşma takip edilecek.
Dolar/TL geçen haftayı 17,76 seviyesinden tamamladı. Dolar güne 17,85 lira seviyesinden başlayarak 2022 yılının zirvesini yeniledi. Dolar, dün günü 17,80 lira seviyesinde kapatmıştı. Euro ise 18,25 liradan işlem görürken, dün kapanışta 18,19 liraydı.
Bu verilere göre TL'nin nisan başından beri değer kaybı yüzde 16,75, yılbaşından beri kaybı ise yüzde 26,1 seviyesine yükseldi. Geçen yıl da yüzde 40 üzerinde değer kaybeden TL, nisan sonundan haziran sonunda BDDK kredi kısıtlama kararına kadar aralıksız 14,8'lerden 17,5'e kadar yükselmişti.
BDDK kararıyla geçici olarak 16'ya gerileyen TL'deki değer kaybı daha sonra da devam etti. TL son haftalarda günlük yüzde 0,3-0,5 değer kaybı yaşıyor.
ENFLASYON TAHMİNİ NE KADAR YUKARI REVİZE EDİLECEK?
TCMB'nin perşembe günü yılın üçüncü raporunda yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 42'den yükselteceğine kesin gözüyle bakılıyor.
TCMB'nin piyasanın yüzde 70 olan beklentisine ne kadar yaklaşacağı ise bilinmiyor. Banka daha önceki enflasyon tahminleri revizyonlarında piyasa tahminlerinden oldukça düşük seviyeleri tercih etmişti.
Reuters anketine göre enflasyonun üçüncü çeyrekte yüzde 85'e yükseldikten sonra yılı yüzde 70 seviyesinde bitireceği tahmin ediliyor.
Türkiye'nin beş yıllık CDS'i geçen haftalarda 900 baz puana yaklaştıktan sonra geçen haftayı 844/856 puandan tamamladı.
CDS'in 900 baz puana yaklaşması dış borçlanma maliyetini çift haneye getirirken, düşük rezervler yeni döviz kaynağı olmadan kur politikaların uzun vadede sürdürülebilir olmadığı endişelerini getiriyor.
Bankacılar turizm sezonunun güçlü etkisine rağmen TL'de değer kayıplarının görüldüğünü, bunun döviz ihtiyacının daha yüksek olduğu kış aylarında arz-talep dengenin nasıl sağlanacağına ilişkin soru işaretlerini canlı tuttuğuna dikkat çekiyorlar.
Bu kapsamda yakından takip edilen TCMB rezervleri ise oldukça zayıf. TCMB'nin net rezervleri 6 milyar dolara yaklaşarak 2002'den beri en düşük seviyelerde seyrederken bankacılar swap hariç döviz rezervlerinin ise eksi 55 milyar dolar olduğunu hesaplıyorlar.
Bu hafta Perşembe günü açıklanacak güncel verilerin toplam rezervlerde 99 milyar dolara doğru sınırlı düşüş, net rezervlerde 7 milyar dolara doğru sınırlı artış olduğunu göstereceği tahmin ediliyor.
FAİZ DEĞİŞİMİ DEĞİL MAKRO İHTİYATİ TEDBİRLER
Merkez Bankası ayrıca geçen hafta faize değil, kredi ve likidite yönetimi gibi makroihtiyati tedbirlere yönelmeyi sürdüreceğini belirterek politika faizini yüzde 14'te tutmuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati başkanlığında dün toplanan Finansal İstikrar Komitesi'nde de, makro ihtiyati politika tedbirlerinin özellikle kredi piyasasına olan etkileri analiz edilmiş ve finansmana erişim imkanlarına etkileri değerlendirildiğine dikkat çekildi.
TCMB, BDDK başta olmak üzere son dönemde kurumsal ve bireysel kredilere getirilen sınırlar kurumların finansmana erişim konusunda eleştirileri beraberinde getirmişti. Ekonomi yönetimi net ihracata yönelik kredileri hala teşvik ediyor ancak TL kredilerin maliyeti belirli kurumsal krediler hariç her alanda yükseliyor.
FED'TEN 75 BAZ PUAN ARTIŞ BEKLENİYOR
Yatırımcılar bu hafta Fed'den 75 baz puan faiz artırımı bekliyor. Vadeli kontratlar 75 baz puandan daha büyük bir faiz artırımına yüzde 10 olasılık verirken yatırımcılar ekonomik yavaşlamaya işaret eden göstergelerin Fed'in tutumunda bir fark yaratıp yaratmayacağını izleyecekler.
Euro dolara karşı yüzde 0,21 yükselerek 1,0240 dolardan işlem görse de Avrupa'ya enerji arzının belirsizliği ve Rusya'nın Batı'ya doğalgaz tedariğini daha da düşüreceği haberi kazanımları kısıtladı.
Doları başlıca altı para birimine karşı ölçen dolar endeksi hafif gerileyerek 106,270'e inse de temmuz ortasında gördüğü 20 yılın zirvesi 109,290 seviyesinin fazla uzaklaşmadı. Dolar, bir süredir ABD'de beklenen faiz artırımları ve küresel ekonominin yavaşlayacağı endişelerinden destek buluyor.