Herkesin diyetinin özel ve
etiket' title='parmak haberleri'>parmak izi gibi olduğuna dikkat çeken beslenme ve diyet uzmanı
Fadime Özgök, "Kilo problemi olan ve diyete başlamak isteyen kişiler mutlaka bir diyetisyene müracaat etmelidir." dedi.
Acıbadem Adana Hastanesi, çalışan gazetecilere sağlıklı beslenme ve diyet konusunda bir sunum yaptı. Hastanenin beslenme ve diyet uzmanı Fadime Özgök tarafından yapılan sunumda, şişmanlığın
tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekildi. Aşırı kilonun
kalp-
damar ve diyabet rahatsızlıkları başta olmak üzere pek çok hastalığı tetiklediğine dikkat çeken Özgök, bel kalınlığı 94 santimi bulan erkekler ile 80 santimi bulan kadınların risk altında olduğuna kaydetti.
Kiloların artmasına yaş,
cinsiyet, çevre, eğitim, gelir düzeyi, sosyokültürel faktörlerin etkili olduğunu belirten Özgök, "
Diyet yapan ve normal kilosuna yaklaşan insanlarda
kan basıncı normale dönüyor, kan
şekeri düşüyor,
uyku apnesi ortadan kalkıyor,
kalp damar rahatsızlığı riski ortadan kalkıyor, eklemlerim üzerindeki
baskı ve sıkıntı azalıyor. Kişinin kendine güveni ve dolayısı ile sosyal ilişkileri düzeliyor." dedi.
Hızlı kilo verdiren diyetlerin son derece riskli olduğunu, aynı kiloların hızla geri alınmasının da söz konusu olduğunu anlatan Özgök, "Mutlaka diyetisyen nezaretinde bu işe başlamalı. Çünkü herkesin metabolizması farklı, herkesin diyet programı ayrıdır. Kişinin boyuna, yaşına, kilosuna,
yaşam biçimine, işine uygun bir diyet programı yapmalı. Diyetiniz sizin parmak iziniz gibidir. Dolayısıyla diyet programınız da size özgü olmalıdır. Arkadaş tavsiyesi ile uygulanan diyetler çoğunlukla faydalı neticeler vermez. Bilakis, kasları zayıflatıcı, sağlık problemlerine yol açıcı sonuçlara bile yol açabilir" uyarısında bulundu.
Bir haftada 5 kilo, 7 kilo verdiren diyetleri kesinlikle önermediklerini, haftada bir kilo verdiren diyetlerin çok daha kalıcı ve sağlıklı olduğunun Dünya
Sağlık Örgütünce de teyit edildiğini dile getiren Özgök,
kebap tüketiminin yoğun olduğu Adana'da şişmanlık, buna bağlı sağlık sorunlar yaygın olduğunu hatırlatarak, şu önerilerde bulundu: "Alışverişe çıkmadan önce
alışveriş listesi oluşturmalı. Aç iken alışverişe çıkmamalı.
Yemekleri masada oturarak yemeli.
Televizyon karşısında bir şeyler tüketmemeli. Yiyecekleri çok çiğnemeli. Azar azar sık sık beslenmek de diyet için faydalı olabilir.
Sabah ve öğle yemeğini geçiştirip akşama yüklenmek son derece sakıncalı, öğün atlamamalı, bol su tüketmeli. Fastfood yemekleri
toplum sağlığı için tehdit oluşturuyor. Doymuş yağ oranı çok fazla,
kanser oluşumu tetikleyici bu besinlerin yerine
balık,
tavuk, et,
sebze yemekleri
tercih edilmeli. Lifli gıdaları arttırmamız gerekiyor, çünkü birçok hastalığa yakalanma riskini azaltıyor. Mesela kolon kanserini önlediği tespit edilmiş durumda. Şeker ve şekerli gıdaları az ve uygun yağ tüketmeli. Tuzu dengeli tüketmeli, çevremizdeki insanların yemek pişirme tekniklerini yönlendirmeli, kızartma yerine fırınlanmış gıdaları tercih etmeli. Etiket
okuma alışkanlığı kazanmalıyız. İçeriğini bilmediğimiz gıdaları tüketmememiz gerekiyor."
CİHAN