İriliği;
koyun, lezzeti ise güvercin
gübresi ile
Dicle Nehri kenarında çakıllı,kumlu arazilerde yöreye özgü yöntemlerle yetiştirilmesinden kaynaklanan, adına maniler ve türküler söylenen Dünyaca ünlü ender tarım
ürünlerinden olan
Diyarbakır karpuzunun kentin
ekonomik ve sosyal yaşantısında da önemli bir yeri bulunuyor.
Diyarbakır'ın surları ve karpuzu ile tanındığını belirten Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyaca tanınan Diyarbakır karpuzunun artık
tescillenmesi gerektiği düşüncesi ile 2007 yılında çalışmalara başladıklarını bildirdi.
Valilik ve il özel idare genel sekreterliğinin desteği ile başlatılan çalışmalar kapsamında öncelikle il genelinde bir
komisyon oluşturulduğunu ifade eden Yaman, şöyle dedi:
''
Dicle Üniversitesi (D.Ü)
Ziraat Fakültesi, Diyarbakır
Tarım Müdürlüğü,
Güneydoğu Anadolu Tarımsal
Araştırma Enstitüsü, Diyarbakır Ziraat Odası ve Diyarbakır
Ticaret ve
Sanayi Odası temsilcilerinden oluşan
teknik bir
ekip oluşturuldu. Bu komisyon yaptığı çalışma sonucunda bir
rapor hazırladı. Hazırlanan rapor ile 2007 yılında Diyarbakır karpuzunun coğrafi işaret olarak tescilinin yapılması amacıyla
Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı'na başvuruda bulunduk.
Ulusal ve resmi gazetelerde tescil işlemi ile ilgili 6 ay süresince ilan yayınlandı.
İlana ilişkin Diyarbakır karpuzu ile ilgili herhangi bir
itiraz gelmedi. Bunun üzerine Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı'nca Diyarbakır karpuzunun coğrafi işaret olarak tescili yapıldı. Diyarbakır'ın sembolü olan Diyarbakır karpuzu kullanım biçimi olarak artık bir
marka oldu.''
-SOFRALIK DEĞERİ ARTIRILACAK-
Yaman, Diyarbakır karpuzunun özelliğini ve yetiştirme tekniğini yeniden canlandırarak yöresel kültür içerisindeki hak ettiği değeri kazandırmak amacıyla üreticilerin
desteklenmesi ve Diyarbakır karpuzunun geliştirilmesine yönelik tarım il müdürlüğü, DÜ Ziraat Fakültesince projeler uygulandığını söyledi.
Diyarbakır karpuzu ile ilgili bugüne kadar özellikle büyüklüğüne yönelik çalışmaların ağırlık kazandığını belirten Yaman, Diyarbakır karpuzunun sofralık değerinin de artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.
Yaman, bu kapsamda hazırlanan projeler bulunduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:
''Karpuzun çimlenme devresinden itibaren tüm gelişme dönemine etki eden (Fusarium Solgunluğu) ve her yıl aynı alanda karpuz üretilmesi nedeniyle meydana gelen hastalığa karşı 2007 yılında aşılı fideler kullandık. Ancak tescil işlemimiz tamamlanmadığı için fide
üretimini gerçekleştirememiştik. Özellike Antalya'da
sebze fidesi yetiştiren firmaların
kabak üzerine Diyarbakır karpuzunun aşılanması yönünde uygulamaları kısmen de olsa bu hastalığın önlenmesinde fayda gösterdi. Diyarbakır karpuzunun tescil edilmesi ile birlikte hem Diyarbakır karpuzuna yönelik hem de fide üretimine yönelik çalışmalar artarak devam edecektir. Fusarium, karpuzun kök bölgesinde meydana gelen ve karpuz 20 kilogram ağırlığına ulaştıktan sonra 50-60 kilogram ağırlığına sahip olabilecekken bitkisi kuruduğu için gelişmesini engelleyen bir hastalık türü. Yaygın bir hastalık olduğu için de büyük bir zarara yol açıyor. Bu fideler
Çukurova Üniversitesi ve D.Ü Ziraat Fakültesi
öğretim üyelerinin çalışması sonucu Adana'da üretildi. Fideler 2-3 dekarlık alanda denendi. Fidelerin hastalığı önlediği, karpuzların gelişmesinin normal olarak sürdüğü tespit edildi.''
-KÜLTÜREL ÖNLEMLER-
Yaman, tarımsal ürünlerdeki aşılamanın sadece karpuzda değil
patlıcan ve domates gibi ürünlerde de yapıldığını belirterek, bu aşılamanın verim artışını da sağladığını söyledi.
Karpuzda uygulanan aşılamanın üründe meydana gelen hastalığa karşı alınan bir önlem olduğunu belirten Yaman, bu önlemlerin yanı sıra kültürel önlemlerin de alınması gerektiğini bildirdi.
Yaman,
çiftçilere her yıl aynı
tarlaya karpuz ekmemeleri önerisinde bulunduklarını ifade ederek, ''Her yıl karpuz ektikleri alanın yerini değiştirmelerini söylüyoruz. Bu gerçekleştirildiği taktirde üründe hastalık meydana gelme riski azalıyor.
Sınırlı miktarda araziye sahip çiftçiler bunu gerçekleştiremeyebiliyor. Arazisi geniş olan çiftçilerin bu yöntemi denedikleri taktirde aşılı fide kullanmalarına gerek kalmıyor'' dedi.
Yaman, arazisi
küçük olan çiftçilere destek sunmak amacıyla 2009-2010 yılında aşılı fide ile üretim yapılması konusunda projeleri bulunduğunu da kaydetti.
-TÜRKİYE'NİN FARKLI BÖLGELERİNDEN TOHUM TALEBİ-
Diyarbakır karpuzunun sürekli gündemde olan bir ürün olduğunu ve Dicle Nehri boyunca kumsal alanlarda yetiştirilmesi nedeniyle bitki kökü daha iyi gelişen bir tarımsal ürün olma özelliği taşıdığını anlatan Yaman, Diyarbakır karpuzunun önceki yıllarda
kuyu sistemi ile yetiştirildiğini, Dicle Barajının yapılması ile birlikte çiftçilerin üretim yaptıkları alanların su altında kaldığını ifade etti.
Yaman, Diyarbakır karpuzunun günümüzde kumsal alanda tarla şartlarında yetiştirildiğini ifade ederek, şöyle dedi:
''Kuyu sistemi ile üretilen karpuzun ağırlık olarak farklılık göstermesi söz konusu. Ancak 2008 yalında gerçekleştirdiğimiz karpuz yarışmasında 55 kilogram ağırlığındaki bir karpuz yarışmada birinci oldu. Bu yıl daha ağır karpuzların üretilmesini bekliyoruz. 1995 yılından bu yana yürütülen 'Diyarbakır Karpuz Yetiştiriciliğini Geliştirme Projesi' kapsamında geleneksel hale gelen karpuz yarışmasını bu yıl da düzenleyeceğiz.''
Diyarbakır karpuzunun geliştirilmesine yönelik valilik ve özel idare kanalıyla
finans kaynağı sağlandığını ve bu kapsamda çiftçilere gübre ve fide desteğinde bulunduklarını kaydederek, şunları söyledi:
''Diyarbakır karpuzu Diyarbakır'da istenilen sonucu veriyor. Türkiye'nin farklı bölgelerinden son 4-5 yıl içerisinde
tohum talebinde bulunan çiftçiler oldu. Tohum desteği sağladığımız çiftçilerden Diyarbakır'daki kadar iri karpuz üretildiğini belirten olmadı. Diyarbakır karpuzu istenilen sonucu kendi vatanı olan Diyarbakır'da verebiliyor. Geçen yıl Diyarbakır'da 100 üretici karpuz yetiştirdi. Yıllık üretim alanı kentimizde 400-500 dekar. Diyarbakır karpuzu yarışmaya girecek iriliğe ulaştığı zaman sofralık tüketimden daha çok hediyelik amaçlı olarak Türkiye'nin farklı yerlerine gönderiliyor. Yarışmada toplanan karpuzları kurum olarak farklı illere Diyarbakır karpuzunu tanıtmak amacıyla gönderiyoruz. Standartların üstünde iriliğe sahip karpuzları
yurt dışına götüren vatandaşlar olduğunu da öğrendik.''
Ağırlıklı olarak Dicle Nehri kıyısında bulunan Erimli, Dürümlü, Sivritepe, Güzelköy, Bağıvar, Yukarı Kılıçtaşı, Tepe, Develi, Kervanpınar,
Yuvacık, Şükürlü, Başaklı, Ambar ve Göksu köylerinde üretilen ve sürme,
pembe, ferik olmak üzere 3 çeşidi bulunan Diyarbakır karpuzu kabuğu kalın olduğu için uzun süre tazeliğini koruma özelliği taşıyor.