Diyarbakır Baro Başkanlığı, 'Basın özgürlüğüne büyük tehdit…' başlığıyla yazılı bir açıklama yaparak, muhalif medyaya yapılan baskınlara sert tepki gösterdi. Açıklamada, "Türkiye'de siyasi iktidarın politika ve uygulamalarına yönelik eleştirel yayın yapan basın-yayın ve medya organlarına fiziki şiddet dahil yapılan baskılar tehlikeli boyutlara ulaşmıştır." denildi.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi imzasıyla yapılan açıklamada, basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede idarenin keyfi ve adaletsiz uygulamalarının önüne geçilmesinin güç olduğu, sistemin her yönden çürüyerek baskıcı ve totaliter bir yola girmesinin önlenemez olduğunu kaydetti. Yaklaşık iki aydır Türkiye'de yayın yapan başta Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem Gazetesi vb. birçok yayın organının elektronik sayfalarına onlarca kez erişim yasağı getirildiğini hatırlatan Elçi, halen Türkiye içinden ve dışından onlarca basın-yayın organının web sayfalarına Türkiye'den erişim imkanı bulunmadığını kaydetti.
Baro başkanı Elçi, "Yine Samanyolu Tv ve Zaman Gazetesi ile bu çizgideki muhalif yayın grubuna yönelik 'Paralel Devlet Soruşturması' adı altında baskınlar, soruşturmalar ve hatta tutuklamalara kadar giden ağır baskılar uygulandığı ve halen bu soruşturma, tutuklama ve baskıların devam ettiği bilinmektedir. Öte yandan Doğan Yayın Grubuna dahil televizyon ve gazetelere uzun bir süredir direkt veya dolaylı baskılar yapılmakta, en son Hürriyet Gazetesine iktidardaki siyasi partinin üye ve kadroları tarafından fiziki şiddet ve saldırı yapılmış, bu gazetenin yönetici ve yazarlarının can güvenliği bile tehlikeye girmiştir." ifadelerini kullandı.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİNİN EN TEMEL DEĞERİDİR"
Son olarak Türkiye'nin en köklü yayınlarından biri olan Nokta Dergisinin, Cumhurbaşkanına ilişkin bir yayını nedeniyle merkezinin basıldığını, derginin ilgili sayısının toplatılmasına kararı verildiğini ve derginin Yazı İşleri Müdürünün gözaltına alındığını belirten Elçi, "Basın ve medya özgürlüğü, demokrasinin en temel değerlerinden olup, ifade özgürlüğü ile bir bütün oluşturmakta ve halkın haber alma, kamuyu ve kamu makamlarını denetleme gibi temel ve yaşamsal bir işlevi bulunmaktadır. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede idarenin keyfi ve adaletsiz uygulamalarının önüne geçilmesi güç, sistemin her yönden çürüyerek baskıcı ve totaliter bir yola girmesi önlenemez." ifadelerini kullandı.
"MEDYAYA BASKI TÜRKİYE'Yİ AÇIK TOPLUM OLMAKTAN UZAKLAŞTIRMIŞTIR"
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin açıklamaları şöyle: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 1970'li yıllardan beri verdiği kararlarda (Sunday Times/Birleşik Krallık) basın özgürlüğünün, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün temel güvencesi olduğunu, ifade özgürlüğünün sadece hoşa giden fikirler için değil, aksine toplumun genelini ve özellikle de yönetenleri/yetkilileri rahatsız eden, sarsan ve hatta şok edici nitelikteki düşünce ve ifadeler için gerekli olduğunu vurgulamıştır. AİHM yine birçok kararında; (Casstells/İspanya) yönetenlerin ve toplumun önünde olan, önemli kamu görevi yapan kişilerin eleştiriye daha açık olmaları, görevleri gereği bunu beklemeleri gerektiğini, bu kişilere yönelik eleştiri ve ifade hakkının daha geniş olduğunun altını çizmiştir. Son birkaç aydır kimi yayınlara getirilen erişim yasağı, bazı gazete ve yayın organlarına yönelik soruşturma/tutuklama ve fiziki saldırılar ve en son Nokta Dergisi'ne yapılan baskın ve toplatılması; diğer bütün hak ve özgürlükler için bir güvence oluşturan basın özgürlüğüne öldürücü bir darbe vurmuştur. Basına yönelik bu baskıcı uygulamalar giderek Türkiye'yi açık bir toplum olmaktan tümüyle uzaklaştırmaktadır. Diyarbakır Barosu; Türkiye içinden ve dışından yayınlara erişimin engellenmesini, bazı yayın organlarına yönelik soruşturma ve tutuklamalar ile Hürriyet Gazetesine yapılan fiziki saldırı ve en son Nokta Dergisine yapılan baskın, toplatılma işlemini ile yazı işleri müdürünün gözaltına alınması kabul edilemez bulmakta, hükümeti demokratik bir toplumun temel değerlerine saygı göstermeye davet etmektedir."Medyaya-baski-tehlikeli-boyuta-ulasti-1891038.htm'> CİHAN