Diyanet'in yeni misyonu

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Diyanet'in yeni misyonunu 'küresel sorunlara' uygun cevaplar üretmek olarak açıkladı.


Aydın, Diyanet'e ait bilginin yeniden inşası ile gelecek 50 yılın sorunlarına el atmak zorunda olduklarını söyledi. Haftalık haber dergisi Aksiyon'un son sayısında Diyanet'i ele aldı. Aksiyon'a açıklamalarda bulunan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Diyanet'in herhangi bir kurum olmadığını, çağın gereklerine ve sorularına kendi bilgi kaynaklarını yeniden inşa ederek cevap vermesi gerektiğini söylüyor. Aydın, özerklik ve otonom yapı tartışmalarını da şöyle cevaplıyor: "Herkes sosyolojik realite olarak Diyanet'i hak ettiği yere konumlandırmalı. Orası kurumlardan herhangi bir kurum değil. Misyonu, tarihi, vizyonu onu farklı kılıyor. Gelecek 50 yılda da öyle olmalı." Diyanet'in çıtayı önemli bir yere koyduğunu ifade eden Aydın, "Yeni çıta, dünyada olup bitenleri takip eden, bilen, değerlendiren ve olup bitenlere mukabelede bulunan, ciddi katkı sağlayan, karşılık veren, onun yanlışlarını tashih eden, birikimli, bağımsız bir dünya kurumudur. Bu önemli bir yüksekliktir." dedi. Diyanet'in yeni misyonunu 'İslam dünyası ile birlikte çalışarak onların katkılarını da alarak, birlikte üreterek hepimizin karşı karşıya olduğu sorunların çözümü istikametinde adım atmak' olarak açıklayan Aydın şunları söyledi: "Sorun olmasa da bu işbirliği devam etmeli. Çünkü çağımız artık önleyici tedbir almayı gerektiriyor. Dinî kurumlar İslam dünyasında 50 senenin reflekslerini dikkate alarak hazırlık yapmak zorunda. Bugünün sorunlarını çözmekle görevimizi yerine getirmiş olmayız. 10-20 sene sonra ne gibi sorunlarla karşı karşıya kalacağız? Bunların en azından bir kısmı üzerinde şimdiden çalışıp hazırlıklı olmamız lazım. Açıkça söyleyeyim bazı kurumlar bizim vizyon ve misyonumuza yakın dursalar o coğrafyalarda biz zaten birkaç basamağı atlamış olacaktık." Diyanet'in vizyonunu 'Türkiye'de saygınlığını artıran, sözü dinlenen, akıllıca ve problem çözmek için konuşan bir kurum' olarak izah eden Aydın, "Yurtdışında da madem ki küresel bir köyde yaşıyoruz, Almanya'da, Kanada'dayız. Zaten millet olarak biz nüfusumuzla, kurumlarımızla, okullarımızla her yerdeyiz. Her yer bizi düne göre daha yakından ilgilendiriyor. Bir bakıma tarihî tecrübemiz, üzerinde oturduğumuz ülkenin stratejisi, kültürü bizden çok şeyin beklenmesinin sebebi. Hükümetten de çok fazla talep var. Onun için Türkiye kalkıp medeniyetler ittifakı projesinde başrol oynamak istiyor. Coğrafya, tarih, kültür ve inancımız bunu emrediyor. Eğer âlemlere iyilik sunmaya talipseniz, vizyonunuz olacak. Bizim derin kültürümüz zaten hep evrenselliği önde tutar." şeklinde konuştu. Diyanet'in kullandığı bilgi dünyasını yeniden inşa etmeye ihtiyaç olduğunu ifade eden Aydın, bunun için yaptıklarını şöyle sıraladı: "Evvela ilahiyat fakülteleriyle işbirliği. Çünkü çalışma, araştırma, etüd orda. Sonra yavaş yavaş oradan istifade ederek aldığınız insan gücüyle Diyanet'in kendisini de yaşayarak, tecrübe içinde, camide hizmet ederken bilgi üreten bir kurum haline getireceksiniz. Yani sadece Diyanet'e akıp gelen bilgi de kâfi değil, çünkü bugün en hayatî bilgi hayatın içinden gelen bilgi. O soruların cevabı hayatın içinden çıkan cevaptır. Yoksa teoride birileri oturup 'eğer şu soruyla karşılaşırsan' diye başlarsa olmaz." Yurtdışına gönderdikleri insanlar için yeni bir eğitim modeli geliştirdiklerini kaydeden Aydın, şunları söyledi: "Çok yakın bir tarihte yurtdışına gitmeden en az bir yıl eğitim görecekler. Bir tür akademi rolünde. Programı gidilecek ülkelerle işbirliği içinde yapıyoruz ki, şeffaf olarak ne yaptığımızı görsünler. Dil eğitimi, kültür, politika hepsi var. Sayın Başbakan çok sıkıştırıyor bizi. Bir sene bunu verin, eğer o eğitimi yeterli görmüyorsanız hizmet verecekler göreve gelmeden bir yıl önce gidip o ülkelerde kalsınlar diyor. Bilim kurullarıyla üniversitelerle ilişki kuralım. Onların içi rahat etsin, göreve öyle başlasın diyor. Frankfurt'ta Goethe Üniversitesi'nde kurduğumuz İslam Kürsüsü, küçük bir bölüm gibi çalışıyor. İki profesör, 40 arkadaş. Ankara İlahiyat'ta ilk defa uluslararası ilahiyat bölümü açıldı. 20 öğrencili. Programın orijinalliği var. Liseyi Batı'da bitirmiş olmanız lazım. Orada rahatça üniversiteye gidecek bir çocuk o bölümden mezun olacak. Masraflarını biz karşılıyoruz. Mezun olduğunda Almanca, İngilizce bilen eleman göndermiyorsunuz demeyecek kimse. Bugüne kadar biz Avrupa'da onların diline, kültürüne aşina, birikime sahip olan arkadaşlarımızı gönderebilsek çok iyi olurdu. Nereye gitsek, bize bizimle rahat konuşacak müşavirler gönderin deniyor. Paris'e birini gönderdik, bütün Fransa hizmeti değişti. Sosyalist partinin önde gelenlerinden biri beni gördü, dedi ki, sizi, hükümetinizi tebrik ediyorum. Bir arkadaş göndermişsiniz. Orada çıktı Türkiye Müslümanlığını anlattı. Biz de not almak zorunda hissettik. Hangi alanda olursa olsun Türkiye potansiyelinin tamamını kullanabilmeli."
<< Önceki Haber Diyanet'in yeni misyonu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER