Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı imamların Gülen yapılanması sempati duyanlar hakkında rapor tutarak Ankara’ya ilettiği iddialar Federal Başsavcılık tarafından soruşturuluyor. Soruşturma kapsamında bugün Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland Pfalz eyaletlerinde DİTİB’e bağlı dört imamın evlerine polis baskın düzenledi. Peki DİTİB’e yönelik suçlamalar ne? Nasıl gündeme geldi ve soruşturma hangi aşamada?
DİTİB’e casusluk suçlamaları ne zaman/nasıl gündeme geldi?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçen yıl TBMM Darbe Komisyonu’na gönderdiği belgelerde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Gülen yapılanmasının yurt dışı faaliyetleri ve yapılanması hakkında 38 farklı ülkede din görevlileri aracılığıyla istihbarat raporları hazırladığı ortaya çıktı. Cumhuriyet Gazetesi’nden Mahmut Ilıcalı’nın hazırladığı özel haberde, 38 farklı ülke hakkında hazırlanan 50’ye yakın raporlardan bazılarında, istihbarat çalışması yapan din görevlileri ve imamların görev yaptığı cami isimleriyle birlikte raporlarda yer aldığı, bazı raporlarda ise ilgili ülkenin koordinatör din görevlilerinin isimlerinin bulunduğu belirtildi. Bu belgeler arasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya Köln raporu adıyla komisyona gönderdiği belgede “Köln Din Hizmetleri Ateşeliği 2. Bölge Camileri Avrasya Şûrası Raporları başlığı altında cami görevlileri tarafından hazırlanan raporlar dikkat çekti. Konu Alman medyasına yansıyınca DİTİB 12 Aralık 2016'da açıklama yaptı ve suçlamaları geri çevirdi. Açıklamada DİTİB'in imamlarına, Gülen yapılanması hakkında bilgi toplaması yönünde talimat vermediği belirtildi. Ancak birkaç gün sonra 19 Aralık'ta DİTİB Genel Sekreteri Bekir Alboğa yaptığı açıklamada, imamların bilgi topladığını teslim etti, bundan büyük üzüntü duyduklarını ifade etti . Alboğa bu imamların hata yaptığını, bundan üzüntü duyduklarını söylerken, imamlara yöneltilen “casusluk” suçlamalarını ise reddetti. DİTİB Dış İlişkiler Başkanı Zekeriya Altuğ ise Şubat başında yaptığı açıklamada, imamlara yönelik casusluk suçlamalarıyla ilgili kendi içlerindeki soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Altuğ, DİTİB'e bağlı imamların 10-15 vakada Gülen yapılanmasına yakın kişileri Ankara'ya bildirdiğini kaydetti. Almanya'da DİTİB'e bağlı 900 cemaatin olduğu gözönüne alındığında, bu rakamın düşük kaldığını söyleyen Altuğ, DİTİB'in kurulduğu günden beri siyasi açıdan tarafsız olduğunu kaydetti.
İddialar neler?
DİTİB'e ait camilerde görevli bazı imamların Fethullah Gülen yapılanması hakkında camilere gelen cemaat üyeleri ya da yaşadıkları yerlerde yaşayan sempatizanlar hakkında Ankara'ya bilgi notları gönderdiği iddia ediliyor. İmamların 28 kişi ve 11 kurum hakkında Ankara'ya bilgi aktardığı belirtiliyor. Listelerin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın emriyle Köln, Düsseldorf ve Münih başkonsoloslukları bölgesinde DİTİB imamları tarafından hazırlandığı ve Ankara’ya iletildiği belirtiliyor. Kuzey Ren Vestfalya hükümeti, DİTİB’in devlet okullarında çalışan en az beş öğretmeni de Türk mercilerine Fethullah Gülen yapılanmasına mensup oldukları gerekçesiyle ihbar ettiğini doğruladı. Alman istihbarat servisinin elindeki verilere göre, Türkiye'nin Köln, Düsseldorf ve Münih Konsolosluklarındaki din hizmetleri ataşeleri Diyanet İşleri'ne üç rapor gönderdi. Başka belgelerin de gönderilmiş olabileceği üzerinde duran Anayasayı Koruma Teşkilatı tüm casusluk faaliyetinin din hizmetleri ateşeleri tarafından yönlendirildiği görüşünde.
Soruşturma nasıl başladı?
Yeşiller Partisi'nin din işlerinden sorumlu sözcüsü, milletvekili Volker Beck, geçen yıl Aralık ortasında Federal Başsavcılığa DİTİB imamlarının casusluk yaptığı iddialarıyla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu. Başsavcılığa suç duyurusu sırasında Diyanet'in DİTİB imamlarına Gülen yapılanması hakkında bilgi toplamaları yönünde talimat verdiğini ve imamların da bu yönde rapor hazırladığını gösteren bazı belgeleri teslim ettiği öne sürüldü. Başsavcılık, 18 Ocak 2017 tarihinde DİTİB hakkında casusluk suçlamaları nedeniyle soruşturma başlattı. Soruşturma 'yabancı bir ülke adına casusluk yapmak' suçunu düzenleyen Alman Ceza Yasası’nın 99. maddesi uyarınca yürütülüyor.
Soruşturma hangi aşamada?
Federal Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında 15 Şubat 2017 tarihinde DİTİB'e bağlı dört imamın evlerinde arama yapıldı. Başsavcılık operasyonun casusluk iddialarıyla ilgili olarak kanıt bulunması amacıyla gerçekleştirildiği açıkladı. Operasyonu Federal Emniyet Teşkilatı gerçekleştirdi. Anayasayı Koruma Teşkilatı Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başkanı Burkhard Freier, Şubat başında Düsseldorf'ta Eyalet Meclisi İç Komisyonu'na verdiği bilgide, 33 şahıs ve 11 eğitim kuruluşunun imamlar tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı'na ihbar edildiğini söyledi. Freier casusluk yapan en az 13 imamın olduğunu belirtti. Freier Rheinland-Pfalz eyaletindeki üç camii cemaatinden de imamların bilgi topladığını açıkladı. Alman medyası 25 Ocak'ta DİTİB'in geçen yıl aralık ayı ortasında casusluk skandalında adı geçen iki imamı ülkeye çağırdını yazdı. Amacın bu imamların yargılanmasının engellenmek istemesi olduğu ileri sürüldü. 5 Şubat 2017 tarihinde ise DİTİB'e bağlı iki imamın sözleşmeye uygun işten çıkarılmadıkları gerekçesiyle Köln İş Mahkemesi'nde dava açılması talebinde bulunduğu ortaya çıktı. İmamların mahkeme başvurusunu yıl sonunda yaptığı belirtildi. İlk duruşman mart ayında yapılacak. Welt am Sonntag'a konuşan DİTİB avukatı Mehmet Günet, davacılarla DİTİB arasında doğrudan iş sözleşmesi bulunmadığı için davaların başarılı olma şansı bulunmadığını söyledi.
Soruşturma DİTİB'e nasıl yansıdı?
DİTİB'e yönelik casusluk suçlamalarına Alman siyasetçilerden tepki geldi. Aşağı Saksonya eyalet hükümeti DİTİB'in de aralarında bulunduğu Müslüman kuruluşlarla yaklaşık iki yıldır yürüttüğü hak eşitliği anlaşması görüşmelerini durdurma kararı aldı. Eyalet müzakerelerin sonlandırılmasını, kuruluşun bağımsızlığına yönelik kuşkuların bulunmasını gösterdi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, DİTİB'in Türk hükümetiyle ilişkisi olmaması gerektiğini belirterek kuruluşa Türkiye'den bağımsız bir rol üstlenmesi çağrısında bulundu. De Maizere, "Türkiye'de hükümetle Gülen yapılanması arasındaki iç siyasi çatışmanın Almanya'ya taşınmasını istemiyoruz. Almanya'da şiddete, casusluk ya da gözetlemeye müsamaha etmeyeceğiz" dedi. DİTİB hakkındaki soruşturma nedeniyle Kuzey Ren Vestfalya, Aşağı Saksonya ve Hessen'in ardından, Hamburg eyaleti de DİTİB'le işbirliğine kafa yormaya başladı. Hamburg Eyaleti DİTİB'in de aralarında bulunduğu Müslüman kuruluşlarla imzalanan hak eşitliği anlaşmasını askıya almayı ya da bitirmeyi tartışıyor. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Eğitim Bakanı Sylvia Löhrmann ise Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nin (DİTİB) çatı örgütünden, haklarındaki casusluk suçlamaları hakkındaki suçlamaların doğruluk derecesi aydınlığa kavuşuncaya kadar okullardaki İslam din derslerinin zarar görmemesi için DİTİB'den din dersi çalışmalarına ara vermesini istediğini belirtti. DİTİB de bu talebi yerine getirdi.