Tarafsız olması beklenen Erbaş'ın ziyaretine tepki gösterdiği yazısında, Karar Gazetesi köşe yazarı Akif Beki, her ne gerekçe ile olursa olsun Diyanet İşleri Başkanı'nın, bir siyasinin seçim vaadi için seferber olmasını kabul edilemez bulduğunu belirtti.
"Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Hoca’nın ‘Millet Kıraathaneleri’ projesini parlatma girişimi, Erdoğan’ın adaylığına seçim desteği atmaktır. Ve neresinden baksanız, hem faydadan hali hem de siyasete alet edildikleri görüntüsü verilerek dinen, Diyanet’en yıpratıcıdır" eleştirisini getiren Beki, bu ziyaretin Diyanet'i siyasi taraf gibi gösterdiğini ifade etti.
Beki, eleştirilerini şu satırlarla sürdürdü:
"Kıraathane projesinin halkta tutması; Diyanet’in partiler üstü tutulmasından, bu konumunun korunmasından, tarafsız olarak benimsenip sahiplenilmesinden daha mı önemli ve değerliydi?
Farz edelim ki kıraathane denince milletin aklına izbe, dumanaltı kahvehane köşelerinde aylaklık, ıstakalara taş dizerek ya da iskambil kağıdı dağıtarak zaman öldürmek geliyor...
Ve eğer gerçek anlamını Diyanet Reisi’nden duysa, okumanın dindeki yerini ve karşılığını bilse kitleler bu projeye dalga dalga yükselecek...
Hoca, işte bu değerlendirmeyi yaptı ve sorumluluk hissetti diyelim.
Kimi asker, yargıç, kaymakam, öğretmen ve imamın tartışmalı tutumları yüzünden kışla, adliye, okul ve caminin siyasallaştığı algısını da dikkate alması, bu duyarlılığı da doğru değerlendirmesi gerekmez miydi?"
Dinin siyasete bu denli alet edilmesine tepki gösterdiği yazısında, Beki, cami ile siyasi partinin, cemaatlerle mitinglerin, ayet ve sloganların bu denli iç içe geçmesini, aradaki sınırın giderek flulaşmasını bir nevi sorumsuzluk olarak nitelendirdi.
Eleştirilerinin dozajını giderek arttırdığı yazısında Beki, "Kıraathanelerin üstüne titrediği kadar, Diyanet’in partizanlığa bulaştırılmamasının da üstüne titremesi icap etmez miydi" diye sordu.
"Erbaş Hoca’nın, bayram günü kıraathane ziyaretiyle ne değişecek" sorusunu gündeme getiren Beki, ziyarete ve Erbaş'ın dini bir kurumu siyasetin emrine vermesine karşı çıkışını şu sözlerle sürdürdü:
"Kıraathane, bizim medeniyetimizin en önemli müesseselerindendir. Her ilçemize bir kıraathaneyle yaygınlaştırılması çok faydalı bir hizmettir, çok sevaptır. Zaten Kuran’ın ilk ayeti de ‘oku’dur. Kıraathaneler bu emrin yerine getirilmesi için hazırlanan mekanlardır” deyince mi ikna olacak ahali?
Yoksa şunu mu soracak: Bir seçim vaadini Allah’ın emri, dinin gereği olarak övmek; dini faaliyet midir, siyasi faaliyet mi? İman hizmeti midir, kampanya hizmeti mi?
Son soru; Diyanet Reisi bunu yaparsa cami imamı neler yapmaz?"