Ayhan Tekineş, geçmişte de dinin siyasete alet edilmesi nedeniyle benzer tartışmaların yaşandığını, insanların dinden, camiden uzaklaştığını örnekleriyle anlatıyor. İmamları ‘toptancı’ bir anlayışla genellememek gerektiğini anlatan Tekineş, şunları söylüyor:
Ahmet bin Hanbel, bir mezhebin hakim olduğu, dışlanma, tekfir edilme dönemini yaşamış. Ahmet bin Hanbel burada bizim için ölçü olabilecek çok önemli bir ölçü koyar. Der ki, ‘Eğer bir imam dai değilse, yani duattan değilse (militan) onun arkasında namaz kılınabilir, militansa kılınmaz’
Peki militan ne demek? Geçmiş alimler militanı şöyle tanımlamış; Eğer bir kişi kendi mezhebini desteklemek içni yalan söylemeyi, başkasının hakkına hukukuna girmeyi mübah görüyor ise, malını çalmayı, kanını akıtmayı helal kabul ediyorsa bu militandır; böyle bir imamın arkasında asla namaz kılınmaz.’
Buradan hareketle baktığımızda bugün şunu diyebiliriz; eğer cami imamları diyanetin ya da iktidardaki partinin militanlığını yapmaya soyunmuşlarsa, yalan yanlış beyanlarla insanların hakkını hukuku çiğnemeyi bilerek ve isteyerek yapıyorsa bu imamların arkasında namaz kılınmaz.