Diyabet konusunda dünyada ''duayen'' olarak kabul edilen İtalyan
bilim adamı, Perugia Üniversitesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Geremia B. Bolli ile
Texas Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Dallas Diyabet ve Endokrin Merkezi Başkanı Prof. Dr. Julio Rosenstock, bir ilaç firmasının Antalya'da düzenlediği ''Diyabet'' konulu uluslararası bilimsel toplantıya katıldı.
Bilim adamları, Belek'te düzenledikleri ortak basın toplantısında, diyabetin, kazalardan sonra en çok uzuv kaybına yol açan hastalık olduğuna dikkati çektiler.
Bilim adamları, erişkinlerde diyabetin görülme sıklığının tüm dünyada belirgin biçimde artacağının tahmin edildiğini vurguladılar.
-ÖNCE DİYET VE EGZERSİZ-
ABD'li bilim adamı Prof. Dr. Rosenstock, toplumdaki diyabet kültürünün yükseltilmesini amaçladığını belirterek, ''Diyabetin yayılmasında globalleşme ve
batı kültürünün dünyayı etkilemesinin büyük payı olduğuna inanıyorum. Görülme sıklığı giderek artan diyabet, dünyada 240 milyon kişiyi etkiliyor. 2025 yılında 360 milyon insan diyabetten etkilenecek'' dedi.
Diyabetle başa çıkabilmek için iyi ilaçlar bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Rosenstock, ancak en başta yapılması gerekenin, diyet ve egzersiz olduğunu vurguladı. ABD'de diyabetli çocukların sayısının arttığını bildiren Prof. Dr. Rosenstock, diyabetin obeziteyle birlikte yaygınlaştığını söyledi.
Diyabetli hastada kan şekerinin mutlaka
kontrol altına alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Rosenstock,
açlık kan şekerinin 100-126 miligram düzeyinde olması gerektiğine işaret etti. Prof. Dr. Rosenstock, diğer bir
test olan A-1C'nin de 7'nin altına düşürülmesi gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Rosenstock, ABD diyabet Cemiyeti ile
Avrupa Diyabet Çalışma Grubu adlı kuruluşların diyabet konusunda yaptıkları ortak çalışma sonrasında, ortak bir ''Test ve
tedavi kılavuzu'' yayınladıklarını, tüm dünyanın diyabet konusunda bu kılavuzu dikkate almaları gerektiğini söyledi.
-FAST FOOD ENDÜSTRİSİ-
Prof. Dr. Rosenstock, bir soru üzerine de yeni neslin artık sadece
hamburger ve
pizza ile beslendiğini belirterek, özellikle ABD'de kolalı içeceklerin bir seferinde litrelerce tüketildiğinden yakındı.
ABD'nin bazı eyaletlerinde okulların, öğrencilerin şekerli yiyecekler satın alabildikleri makineleri kaldırdığını, okul yöneticilerinin başka önlemler de aldıklarını bildiren Prof. Dr. Rosenstock, şunları söyledi:
''Aslında bu konuda benim daha radikal düşüncelerim var, ama hepsini dile getiremiyorum.
Fast food endüstrisi hükümetler tarafından kontrol altına alınmalı, yüksek vergiler konulmalı ve hamburger gibi ürünlerin üzerine, sigara paketlerinin üzerindekilere benzer uyarıcı yazılar konulmalı. Bu uyarılarda, gıdanın neler ve hangi tehlikeler içerdiği yer almalı.''
-YENİ BİR HASTALIK TANIMLAMASI: DİYABEZİTE-
İtalyan bilim adamı Prof. Dr. Geremia B. Bolli de diyabet konuşulurken, dikkatin her zaman obeziteye çekilmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Bolli, ''Artık diyabet ve obezite kol kola girdi ve yeni bir hastalık adıyla tanımlanıyorlar: Diyabezite...'' diye konuştu.
Dünyadaki milyonlarca diyabet hastasının sayısının yakın bir gelecekte iki katına çıkacağının beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Bolli, diyabetin iyi kontrol edilmemesi halinde,
kalp krizi vakaları ve uzuv kayıplarının arttığının altını çizdi.
Hükümetlerin diyabetin önlenmesi çalışmaları için daha fazla kaynak ayırması gerektiğini savunan Prof. Dr. Bolli, Avrupa'da komplikasyon gelişmemiş diyabet hastası için yıllık 400
avro, kronik
böbrek yetmezliği,
körlük gibi komplikasyonları başlamış diyabet hastaları için de yıllık 6 ile 8 bin avro harcandığını belirtti.
-''İNSÜLİN ENDİŞELENDİRMESİN''-
Dünyada bugüne kadarki genel uygulamaya göre, diyabeti ilerlemiş ve komplikasyon başlamış hastaya insülin verildiğini belirten Prof. Dr. Bolli, insülinin hastalığın daha
erken evrelerinde de kullanılabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Bolli, ''
İnsülin'' sözcüğünün hastaları endişe, hatta korkuya sevk ettiğini ifade ederek, ''Daha etkili bir tedavi için
modern görüş, insüline daha erken başlandığında etkin bir tedavi sağlandığıdır'' diye konuştu.
Çocukların
küçük yaşlarda beslenme konusunda iyi eğitilmesi gerektiğini bildiren Prof. Dr. Bolli, çocuklar için fiziksel egzersizlerin her zaman ön plana çıkarılması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Bolli, yemek alışkanlığının diyabetin önlenmesindeki etkisine de işaret ederek, ''Öğün başına çocuklar 250, yetişkinler 500 kaloriden fazla almamalı'' dedi.
Prof. Dr. Bolli, diyabetli hastanın çok iyi takip edilmesi, Tip-2 diyabeti olan hastaların yılda en az bir kez hekime başvurması gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Bolli, şöyle devam etti:
''Diyabet, aslında saatli bir bombadır. Diyabetli hastaların yüzde 85'i kalp krizinden ölecektir. İnsanlar sık sık tansiyonlarını ölçtürdükleri gibi, aynı sıklıkta diyabet konusunda kontrol yaptırmalı.''