İSTANBUL (CİHAN)- Her yıl 1 Mayıs öncesi Taksim Meydanı'nın gösterilere açılıp açılmayacağı tartışmaları bu yıl İstanbul Valisi Vasip Şahin'in açıklamalarıyla başladı. Şahin'in "Taksim, toplantı ve gösteri yapılabilecek alanlardan biri değil" şeklindeki sözleri işçi sendikalarından tepki aldı. 1 Mayıs kutlamaları için bu yıl da Taksim Meydanı'nı kullanmak istediklerini belirten DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "Taksim'de 1 Mayıs'ın yüz binlerle kutlandığı 3 yıl boyunca tek bir kişi bile bundan zarar görmemiş, yasadışı bir şekilde Taksim'in yasaklandığı yıllarda ise yüzlerce kişi yaralanmış, milyonlarca İstanbullu fiili sıkıyönetimin, fiili sokağa çıkma yasağının, gaz bombalarının, polis şiddetinin mağduru olmuştur." dedi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Beko, işçi sendikaları temsilcileri ve yöneticileriyle birlikte DİSK Genele Merkezi'nde basın toplantısı yaptı. İşçilerle birlikte kamera karşısına geçen Beko, Vali Şahin'in Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs'ta kutlamalara açılması ile ilgili sözlerini değerlendirdi. Şahin'in 1 Mayıs'ta kutlama yapılabilecek alanlar arasında Taksim Meydanı'nın bulunmadığı yönündeki sözlerini hatırlatan Beko, "1 Mayıs'ta Taksim'i yasaklamak suçtur. Türkiye işçi sınıfının talebi her yıl olduğu gibi bu yılda 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlamaktır. Bu talep ortadayken ülkeyi yönetenler tek taraflı olarak açıklamalarda bulunmaktadır. Senenin sadece bir günü, 1 Mayıs'ın nerede kutlanacağı ile ilgili söz hakkını dahi sendikalara, işçi sınıfına vermeyen bir zihniyetin "demokrasi" ile uzaktan yakından ilgisi yoktur." şeklinde konuştu.

Meydanın gösterilere kapatılması sonrası insanların mağdur edildiğini belirten Beko, "Anayasa'da güzergâhı belirleme yetkisi, mülki idare amirlerine verilmemiştir. Vali'nin görevi kamu düzenini bozmak değil sağlamaktır. Taksim'de 1 Mayıs'ın yüz binlerle kutlandığı 3 yıl boyunca tek bir kişi bile bundan zarar görmemiş, yasadışı bir şekilde Taksim'in yasaklandığı yıllarda ise yüzlerce kişi yaralanmış, milyonlarca İstanbullu fiili sıkıyönetimin, fiili sokağa çıkma yasağının, gaz bombalarının, polis şiddetinin mağduru olmuştur...Anlaşılan odur ki ülkeyi yönetenlerin Taksim inadı basitçe bu alanın kullanımına dair bir inat değildir. Ülkeyi bir "Anonim Şirket" gibi yönetenler, işçi sınıfının her türlü hakkını, tüm kazanımlarını gasp etmek istemektedir." dedi.

Beko, Meclis'te bazı maddeleri kabul edilen İç Güvenlik Reformu Yasa Tasarısı'na da atıfta bulunarak "Bizi dinleyip, hazırladığımız iş güvenliği ile ilgili raporları gündeme getirselerdi, şimdiki İç Güvenlik Paketi'ne harcadıkları enerjiyi, yaptıkları kavgayı işçi sağlığı ve güvenliğinin çıkarılması ile ilgili yapmış olsalardı Soma'da kaybettiğimiz 301 arkadaşımız toprak altında değil, ailelerinin yanında olacaktır." dedi.

'2010,2011 ve 2012'DE ŞENLİK HAVASINDA KUTLANDI'

Beko, toplantıya katılan basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Meydanda daha önce yaşanan inşaat çalışmalarının meydanının kapatılmasına neden olduğunu belirterek, şunları söyledi: "O zaman da ifade ettik, o inşaat olan yerde işçilerin burnu bile kanamadan önlem alırız demiştik. Yeter ki bizim yaptığımız çalışmalara polisin müdahalesi olmasın demiştik. Ama maalesef bizim yaptığımız çalışmalara o dönem de izin vermediler. 2010, 2011 ve 2012 yılında işçiler, odalar, emekten yana olan siyasi partiler... Bu yıllarda polisin müdahalesi olmadan on binlerce belki yüz binlerce insanımız şenlik havası içinde kutlamalarını yaptılar, kimsenin burnu bile kanamadı. Yani biz önümüzdeki 1 Mayıs'ta da hiç kimsenin burnu kanamadan dünyada olduğu gibi, Türkiye'nin bir çok yerinde olduğu gibi İstanbul'da da 1 Mayıs'ı barış içinde kardeşlik içinde kutlamak istiyoruz. Bu toprakların birliğe, beraberliğe, kardeşliğe en fazla ihtiyaç duyulan bir dönemde biz Taksim Meydanı'nın bir gelincik tarlası gibi olması lazım, biz öyle düşünüyoruz. Gelin bu 1 Mayıs'ta hiç ayrım yapmaksızın yan yana omuz omuza beraber olalım diyorum. Kardeşçe kutlama yaparsak hem Türkiye'ye hem de dünyaya Taksim'in göbeğinden güzel beraberlik kardeşik mesajı seçim öncesi verirsek biz kanacağız, Türkiye kazanacak. Böyle olmasını diliyorum. Ama görüşmeleri elbette yapacağız.Bu konuda bizim diyaloglarımız son dakikaya kadar devam eder."

.

CİHAN