"Adım Dilek Dündar. Siz beni Can Dündar'ın eşi olarak tanıyorsunuz ama bunun ötesinde kimliklerim var. Ankara Koleji ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu bir ekonomistim, belgesel yapımcısıyım, bir Cumhuriyet kadınıyım, bu ülkenin bir yurttaşıyım, anneyim" diyerek sözlerine başlayan Dündar, bugüne dek sustuğunu ancak son bir umutla çağrı videosu çekmek istediğini söyledi.
?Dündar, hakkında hiçbir suçlama soruşturma ve yargılama olmamasına rağmen 2016 yılında yurtdışına çıkarken havalimanında pasaportuna el konulduğunu söyledi.
'ÜLKEMDEN ÇIKAMIYORUM AMA EVİMDEN ÇIKMAK ZORUNDA KALACAĞIM'
Polisin kendisine önce elinde olan pasaportunun kayıtlarda kayıp göründüğünü, ardından da 'yurtdışına çıkmasının ülke güvenliği açısından sakıncalı' olduğunu söylediğini ifade eden Dündar, "Benim yurtdışına çıkmam neden ülke güvenliğini tehdit edecekti ki" diye sordu ve ekledi:
"Madem öyle bir tehdit vardı, eşime kurşun sıkan tetikçi neden ceza almadan salıverilmiş ve pasaportu iade edilmişti. Tamamen hukuksuz, keyfi, siyasi bir kararla, 2.5 yıldır yurtdışına çıkmam, oğlumla ve eşimle buluşmam engelleniyor. Tam anlamıyla eşime karşı rehin tutuluyorum. Oğlumun, tüm ömrümce hayalini kurduğum mezuniyet törenine gidememem, sıkıntılı ya da sevinçli günlerinde annesi olarak yanında olamamam, 2.5 yıldır hiçbir suçlamaya muhatap olmadan, bu hukuksuzluğa maruz kalmam, hiçbir mahkemeden sonuç alamamam yeterince somut bir örnek midir? Yaşanan insan hakkı ihlalini göstermeye yeter mi?"
Eşi ve kendisi işsiz kaldıkları için yazlığını satıp İstanbul'daki evinin kredi borcunu ödemek istediğini fakat buna da yasak konulduğunu belirten Dilek Dündar, "Ülkemden çıkamıyorum ama yalnız yaşadığım evimden çıkmak zorunda kalacağım" ifadesini kullandı.