MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, erken seçim durumunda oylarının artacağını iddia etti. HDP’nin içinde bulunduğu veya HDP’nin dışarıdan desteklediği bir koalisyon formülüne kapıları kapatan Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisi için de “Kılıçdaroğlu hadiseye çok yanlış taraftan bakmaktadır. Bizim HDP konusunda ikna edilmemiz olmayacak bir şeydir. CHP bu çerçevede fazlaca emek sarf etmesin” dedi.
MHP’ye yakınlığıyla bilinen Etik Haber’e konuşan Bahçeli, 7 Haziran’da Erdoğan’ın “hırs ve hayalleri”nin suya düştüğünü belirtti. İşte Bahçeli'nin koalisyon sorusunu verdiği cevaplar...
EtikHaber: Peki Milliyetçi Hareket Partisi koalisyona kapalı mı? Hükümet seçeneklerini MHP dışında mı aramak gerekiyor?
Devlet Bahçeli: Kastım bu değil. Milliyetçi Hareket Partisi elbette Türkiye’yi seçeneksiz bırakmaz, kriz pususuna yatanların ekmeğine yağ sürmez.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin milli varlığına ve tarihi misyonuna sahip çıkmanın adıdır.
Türk milletinin kaderi üzerinde etkisi olacak her kavram ve oluşum hakkında söz söylemek durumunda olanların başında şüphesiz ki Türk milliyetçileri gelmektedir.
Ülkemizin milli, adil, ahlaki bir yönetimle tanışması bir zorunluluktur.
Ancak biz, önce söz, tutum ve politikaları birbirine benzeyen partilerin koalisyon kurmalarının daha doğru olacağına inanıyoruz.
Uyum için bunu mecburi addediyoruz.
Zorluk çıkarmak gibi bir niyetimiz yok.
Süreci yokuşa sürelim de sorumluluktan kurtulalım diye bir arayışımız da olamaz.
AKP-HDP açılım ve çözümde aynı kareye girmedi mi?
Sözde demokratikleşme adımlarında aynı safta durmadılar mı?
Oslo’dan İmralı’ya kadar yürütülen pazarlıkların tüm risklerini beraberce göğüslemediler mi?
Türkiye’nin geleceğini müzakerelere bağlamadılar mı?
İşte fırsat, işte çözüm için tarihi imkan.
Çözüm sürecinin filmini değil, nasıl uygulayacaklarını göstersinler de görelim.
Madem kan durdu, silahlar sustu, analar ağlamıyor; o zaman korkmasınlar, gizli kapaklı görüşmesinler, birlikteliklerini koalisyonla güçlendirsinler.
Dediğimiz budur.
Hatta CHP’yi de yanlarına alsınlar, işte çözüm koalisyonu.
Eğer başaramazlar ise, ülkemizi seçeneksiz bırakmayız.
Ve Türk milletini namerde muhtaç etmeyiz.
EtikHaber: Yani koalisyona gireriz mi diyorsunuz?
Devlet Bahçeli: Bizim kategorik itirazlarımız yok, sadece ilkelerimiz var.
Koalisyona gireriz değil, sadece konuşmaya başlarız.
Azınlık hükümeti formülü sonuçsuzdur ve doğru değildir.
HDP’nin içinde yer alacağı veya destek vereceği her formül bizim dışımızda ve gündemimizde değildir.
Yüzde 60’lık bloktan bahsediliyor. Bu bize göre boş laftır.
Oranların toplamıyla hükümet kurulacaksa, ne ilkeye, ne ahlaka, ne de haysiyete ihtiyaç vardır.
Kundaktaki bebekleri kurşunlayan, Mehmetçikleri, polisleri ve masum binlerce vatandaşımızı acımasızca katleden bir terör örgütünün siyasi kuryesiyle aynı blokta nasıl bulunuruz?
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kast eden mihraklarla işimiz ve münasebetimiz katiyen olmaz.
CHP Genel Başkanı hadiseye çok yanlış taraftan bakmaktadır.
CHP sözcüleri ezbere konuşmakta ve havanda su dövmektedir.
Bizim HDP konusunda ikna edilmemiz olmayacak bir şeydir.
CHP bu çerçevede fazlaca emek sarfetmesin.
Böylesi bir teşebbüse heves edenler sadece zamanlarını israf etmekle kalmazlar, Türkiye’ye de haksızlık ederler.
Milliyetçi Hareket Partisi kan dökenlerin, bundan pişmanlık duymayanların, küresel plan ve projelere tetikçilik yapan kiralık katillerin hiçbir şart altında meşruiyet kazanmalarına hizmet etmez.
EtikHaber: O zaman AKP’yle koalisyona daha sıcaksınız.
Devlet Bahçeli: Konu sıcaklık soğukluk meselesi değildir.
Eğer ki, süreç ihaneti, yani çözüm süreci tamamen ortadan kalkar, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk sürecinden hesap sorma iradesi gösterilir, Erdoğan da anayasal sınırlarına bir daha taşmamak üzere çekilirse AKP’yle koalisyonu konuşabiliriz.
Bunun için Twitter mesajımda demiştim ki; hesaplaşmadan helalleşme olmaz. Yine aynı görüşteyim, biz de değişen bir şey yok.
Türkiye’nin siyasi belirsizlik yaşamasını istemez ve dilemeyiz. Elimizi taşın altına koymaktan da çekinmeyiz.
Ama önce AKP geçmişiyle yüzleşecek. 13 yıllık enkazın hesabını verecek.
7 Haziran öncesi meydanlarda neler söyledik neler. Şimdi bunları unutalım mı?
Hırsıza, haine karşı bizimle yürür müsün diye sorduğumuzda, evet diyen milyonlarca Türkiye sevdalısını üç-beş koltuk için hayal kırıklığına nasıl uğratalım? Bu vebale nasıl ortak olalım?
İhanet ve soygunların telafisi yapılmadan, buna dair garanti ve teminat verilmeden Milliyetçi Hareket Partisi koalisyona razı olmaz, bu oyuna gelmez, tuzağa düşmez.
AKP önce aynaya bakacak, dürüstçe kendini gözden geçirecek.
Erdoğan “Herkes egolarını bir kenara koysun ve Türkiye’yi hükümetsiz ve başsız bırakmasın” diyor.
Ama hala kendisinin egolarının tutsağı olduğunu anlamıyor.
Erdoğan siyasetten rol kapmaya çalışmasın, devreye girmek için fırsat kollamasın, bize yetecektir.
Süreç ihanetine kol kanat gerenlerle birlikte olamayız.
Geçmişte yaşanan onca rezaleti bir çırpıda gündemimizden çıkaramayız.
Rüşvet ve yolsuzluğa adı karışanlardan hesap sorulmadan ya da bu uğurda samimi eğilim gösterilmeden koalisyonun adını dahi anmayız.
Milliyetçi Hareket’e çamur atan hakaret lobisinin tuzak ve tertiplerini aklımızdan çıkarmayız.
Doğruda uzlaşacaksak ilk önce dosdoğru olmalıyız.
Kırmızı çizgilerimizi eleştirenler, bizden taviz bekleyenler, arka kapı diplomasisi uygulayanlar ilkesizliklerinin kurbanı olduklarını iyi bilmelidirler.
Biz var eden, bizi 46 yıldır diri ve şuurlu tutan kurallarımız, yazılı olmayan anayasamız vardır. Bunlardan ödün vermeyiz.
Ne diyorsak milletimizin lehinedir.
Neyi istiyorsak milletimizin menfaatinedir.
Hırsızlar dışarında gezerken biz hükümet sıralarında oturacağız öyle mi?
Rüşvetçiler, vakıf adı altında tahsilat büroları açanlar saltanat sürerken biz koltukları dolduracağız öyle mi?
Türklük ve Türk milleti süreç ihaneti tarafından cendereye alınmışken, biz kırmızı plakalarla gezeceğiz öyle mi?
Yok böyle bir dünya!
Milliyetçi Hareket Partisi binlerce yıllık Türk-İslam ülküsünün varisi, bu çağdaki emanetçisidir.
Biz ikbalin değil, istikbalin peşindeyiz.
Biz millet ve vatan davasının savunucusuyuz.
Uzlaşmaz değiliz, ulaşılmaz hiç değiliz.
Diyoruz ki, Anayasa’nın değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerine kimseler el sürmesin.
Türklükle kimse uğraşmasın.
Hukuk devletine herkes saygı duysun.
Hırsız ve hainler el üstünde tutulmasın.
Milletimizin sosyal ve ekonomik sorunları acilen çözülsün.
Herkesin fikir hürriyetine riayet edilsin, milli birlik ve kardeşlikten geri adım atılmasın.
Adalete vurulan darbeler tamir edilsin, toplumsal onarım ve huzurlu gelecek inşası sağlansın.
Kim çaldıysa, kim rüşvet yediyse, kim hıyanete ortak olduysa, kim suç işlediyse, kim milletimizin bekasına zarar verip fitne çığırtkanlığı yaptıysa hesabını versin.
Çok şey mi istiyoruz?