Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Ankara Kızılay'daki bombalı saldırıya tepki göstererek, "İdam cezasının referanduma sunularak mutlaka geri getirilmesi lazım. Oradaki kukla parçalandı, hayatını kaybetti. Peki bu emri veren, eğitenler ne olacak?" dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Destici, konuşmasına, Ankara'da yaşanan terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı. Saldırının Türk milletine karşı yapıldığını söyleyen Destici, "Ülkemizin huzuruna, barışına, kardeşliğine ve birliğine karşı yapılmıştır. Bu saldırı bize göre de hain PKK-PYD-YPG-YPC ortaklığında yapılmış bir saldırıdır." ifadelerini kullandı.

Saldırının bir tek amacının olmadığını ifade eden Destici, "Bir taşla 3-5 kuş vurma gibi hedefleri vardır. Özellikle son dönemlerde Güneydoğu Anadolu Bölgemizde PKK terör örgütüne, şehir yapılanmalarına karşı TSK ve Emniyet Teşkilatımız ortak bir şekilde operasyonlar düzenleyerek bir temizlik harekatı yapmaktadır. Bu operasyonlar çok başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. O bölgede sıkışan PKK şehir merkezlerinde canlı bomba ya da araçlı bomba eylemleriyle hem kendi tabanını moralini yükseltmek diğer taraftan milleti topyekün korku ve paniğe sürüklemek onun da ötesinde bu zamana kadar yapamadığı bir kardeş kavgası, Kürt-Türk kavgası çıkarma gayreti içerisindedir. " diye konuştu.

"İDAM CEZASININ REFERANDUMA SUNULARAK MUTLAKA GERİ GETİRİLMESİ LAZIM"

Terörle ve teröristle mücadeledeki yanlışların tekrar yapılmaması gerektiğini anlatan Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörün finans kaynaklarının kesilmesi lazım. Bölge halkının güvenli bir şekilde devletin yanına çekilmesi lazım. İdam cezasının referanduma sunularak mutlaka geri getirilmesi lazım. Oradaki kukla parçalandı, hayatını kaybetti. Peki bu emri veren, eğitenler ne olacak? Onların bir kısmı hala Meclis'te milletvekili. Dağdan gelenler milletvekilleri. Bu kabul edilebilir, yenilir bir şey değildir. Bugüne kadar Türkiye'yi yönetenler eliyle bunlara müsaade edilmiştir."
CİHAN