Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 7 Haziran Genel Seçimleri sonrası koalisyon görüşmeleri sürecini başından beri yönettiğini belirtti.
Destici, "Dün CHP ve AK Parti arasında yapılan görüşmelerde sayın cumhurbaşkanı çok net bir mesaj verdi, 'AK Parti'nin CHP ile yapılan koalisyonu intihar olur' dedi. Dolayısıyla AK Parti'nin böyle bir koalisyon yapmaması gerektiğini, bu koalisyonu onaylamadığını açık bir mesaj olarak da bütün Türkiye'ye verdi." dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, partisinin Amasya İl Başkanı Hasan Arslan'ın vefat eden babası Süleyman Arslan'ın Sultan Bayezıd Caminde düzenlenen cenaze törenine katılmak için Amasya'ya geldi. Tören öncesinde gündemi değerlendiren Destici, "Bizim temennimiz koalisyon hükümeti kurulması yönündeydi. Başından itibaren şunu söyledik, 'Meclis'te temsil hakkı bulunmuş olan siyasi partiler, PKK'nın siyasi partisi dışında, samimi bir davranış içerisine girmiş olsalardı, yani ülke menfaatini, millet menfaatini, devlet menfaatini kendi şahsi çıkarları ve parti çıkarları önüne koyabilselerdi bugün Türkiye farklı bir tablo ile karşı karşıya kalırdı." dedi.
Seçimlerin üzerinden 2 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen halen hükümet kurulamadığını hatırlatan Destici, "Milletten aldıkları yetkiyi maalesef layıkıyla kullanmadılar, yerine getirmediler. Bu 3 siyasi partinin duruşu da tamamen kendi çıkarları neticesinde, yani koalisyona girdiklerinde, millet ne kazanır, devlet ne kazanır, ülke ne kazanır değil, 'Biz ne kazanırız? Partimiz ne kazanır ya da ne kaybeder?' hesabı yaptılar. Ya da 'Yeni bir seçimde oyumuzu artırır mıyız, eksiltirmiyiz ya da işte iktidar tek başıma iktidarı yakalayabilir miyim? İşte Türkiye'ye bir ümitsizlik koyarak, ekonomideki istikrarsızlık, koalisyon kurulamaması, tek başına hükümetin iyi olması gibi kendi avantajlarını kullanmak istediğini çok açık ve net bir şekilde gördük." diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERKEN SEÇİM İSTİYOR
Seçim sonrasında AK Parti'nin iktidardan düşmemiş gibi iktidarını devam ettirdiğini kaydeden Destici, şöyle konuştu: "Bu 3 siyasi parti, millet menfaatini, ülke menfaatini ve devlet menfaatini öne koymadılar. Sayın cumhurbaşkanının buradaki tavrı da önemli. Sayın cumhurbaşkanı burada tarafsız olması gerekirken burada açıkça görünüyor ki, bu koalisyon görüşmelerinin içinde. Dün CHP ve Ak Parti arasında ki yapılan görüşmelerde Sayın Cumhurbaşkanı çok net bir mesaj verdi yani 'Ak Parti'nin CHP ile yapılan koalisyonu intihar olur' dedi. Dolayısıyla Ak Parti'nin böyle bir koalisyon yapmaması gerektiğini, bu koalisyonu onaylamadığını açık bir mesaj olarak da bütün Türkiye'ye verdi. Bunu yaparken Milliyetçi Hareket Partisi'ne de bir mesaj gönderdi ve Milliyetçi Hareket Partisi de oradan cevabı verdi ve kapıyı kapattı. 'Cumhurbaşkanı eğer bu süreçlerin içindeyse biz bu süreçte olmayacağız' dedi ve neticede Sayın Cumhurbaşkanı başından beri bu süreci yönetti. Deniz Baykal'ın Meclis Başkanlığı'na adaylığından bu güne gelen noktaya göre bu süreçte 3 siyasi partinin dışında ki en etkin kişi Sayın Cumhurbaşkanı oldu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yol haritasıyla çizmiş olduğu strateji şu anda devam ediyor ve o kazanmış gibi görünüyor. Hem Meclis Başkanlığı stratejisi, hem koalisyon süreci. İşte görevi geç vermesinden başlayarak bu güne kadar getirmesi ve bugün koalisyon kurulamamış olması tamamen onun stratejisi olarak görünüyor. Bir erken seçim istediği açık ve net."
DARBE ANAYASASI İLE SEÇİME GİDİYORUZ
Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi çevrelerinin erken seçim olası durumunda kaybedecek bir şeyleri olmadığını düşündükleri için seçimde istediğini söyleyen Destici, şunları kaydetti: "Bu kişiler 'Kaybedeceğimiz bir şey yok. Seçime girdiğimiz zaman iktidarı tem başımıza elde edemesek te, 258 ile ya da 250 ile çıkarız. Dolayısıyla kaybedecek bir şeyimiz' diyorlar. Tabi burada ülkeyi düşüne yok, milleti düşüne yok, devleti düşüne yok, emekliyi düşünen yok, çiftçiyi düşünen yok. İşte memurlar pazarlık masasında. Biz ne demiştik? Yüzde 50 demiştik. Şu anda sendikalar bile yüzde 8 istiyorlar. Hükümetin yarın ne vereceğini göreceğiz. 3+3 ya da en fazla yüzde 4 teklif edecek memurlara. Memurların ve işçilerin hali böyleyken maalesef bir erken seçime doğru gidiyoruz. Çok açık ve net olarak görünüyor. Milletimizin bunu iyi değerlendirmesi lazım. Tabi seçimden de kaçmamak lazım. Milli iradeden de kaçmamak lazım. Ama bizim istediğimiz şu. Keşke bu seçim 'Darbe Anayasası' ile değil de gerçekten sivil demokratik bir Anayasa ile barajın olmadığı, milletin önündeki engellerin kaldırıldığı bir yasayla seçime gitseydik. En azından bunu yapsınlar."
MİLLETVEKİLLERİ MAAŞLARINI İADE ETSİNLER
Milletvekillerinin 5 ay maaş alacağını söyleyen Destici şöyle devam etti: "Hiçbir toplantıya girmeden, hiçbir kanun çıkarmadan, hiçbir komisyon kurmadan 5 ay maaş alacaklar. Yani her biri 100 bin liraya yakın maaş alacaklar. Sekreterleri, danışmanları, şoförleri, yedikleri, içtikleri, telefon görüşmeleri hariç. Seyahatleri yollukları hariç 10 bin lira kuru para alacaklar. Hiçbir hizmet yapmadan. Bu benim teklifim, eğer erken seçim olursa bu milletvekilleri aldıkları maaşları iade etsinler. Yoksa ben inanıyorum ki millet bu maaşı onlara helal etmiyor. Yani bunu çocuklarına yediremezler. Ailelerine yediremezler. Bir tane milletvekili çıkıp konuşabiliyor mu? Bir tanesi doğruyu söyleyebiliyor mu? Bu yasa varken, lider sultası varken, bu Seçim Kanunu varken bunu söyleyemezler."
CİHAN